Salgın günlerinde banka emekçileri neler yaşıyor?

Salgının ilk günlerinden itibaren banka patronları tahmin edilebileceği gibi emekçilerin sağlığı yerine verimliliğini koruma ve artırma endişesine düştü. Emekçiler "ekonomik gerekçeler" öne sürülerek sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde özel izinlerle çalıştırıldı, yeri geldiğinde sahaya sürüldü.

Haber Merkezi

Hükümetin salgının ülkede görüldüğü ilk günden bu yana yaptığı açıklamalar salgınla mücadelede önceliğin nereye koyulduğunu gösterir nitelikteydi: Ekonomide çarklar dönmeli, patronların karları korunmalıydı. Dönmesi gereken çarkların finansörü olarak işlev gören bankaların patronları şube emekçilerini cepheye sürdüler, patronlar ise boğaz kenarlarındaki yalılara çekildiler. “EvdeKal” çağrıları işçi sınıfının büyük bir bölümünde olduğu gibi şube emekçileri için de hiç bir anlam ifade etmedi, patronlar tarafından evde kalıp aç kalmakla, işe gelip risk almak arasında tercihe zorlandılar.

Salgının ilk günlerinde neredeyse hiç önlem alınmadan işlerine gelmeye devam eden banka emekçileri için, ancak salgının hız kazanmasından sonra bir takım önlemler alınmaya başlandı. Özel bankalarda çalışma saatleri azaltıldı, şubelere maske ve dezenfektan tedariki yapıldı. Müşteriler şubelere sırayla alınmaya başlandı, bu nedenle şube önlerinde müşteri kuyrukları da görüldü. Ancak şube emekçilerinin büyük çoğunluğu salgın boyunca toplu taşıma kullanarak işe gidip gelmeye, riske maruz kalmaya devam etti.

Kamu bankaları ise salgın sürecinde özel bankaları aratmayan insanlık dışı uygulamalara imza attı. Çalışma saatlerini hiç değiştirmeyen kamu bankalarında kredi erteleme ve yapılandırma süreçleri nedeniyle bir çok şube emekçisi akşamları fazla mesaiye kalmaya, bazı şubelerde ise haftasonu çalışmaya zorlandı. Vakıfbank gibi kamu bankalarında ise koronavirüs vakası görülen şubelerin kapatılması yerine çalışanların karantinaya alınıp aynı şubeye başka şubelerden çalışan gönderilmesi gibi uygulamalar da görüldü. Halkbank'ta risk altında çalışmayı sosyal medyadan protesto eden bir emekçi "çalışan tutum ve davranışları" gerekçe gösterilerek işinden edildi.

Banka emekçileri salgında can verdi

Bankalarda alınan önlemlerin gecikmesi ve yetersizliği, salgın günlerini yalısında spor yaparak geçiren patronları değil, salgının en yoğun yaşandığı günlerde dahi işe gelip gitmek zorunda bırakılan banka emekçilerini vurdu. İlk önce Diyarbakır’da Yapı Kredi Bankası şube müdürü Mehmet Beşir Öncel hayatını kaybetti. Daha sonrasında ise Akbank İstanbul Esentepe şubesinde güvenlik görevlisi olarak çalışan bir şube emekçisinin hayatını kaybetmesi haberi geldi. Bunun dışında bir çok bankada çok sayıda şube Koronavirüs vakası görülmesi ya da şüphesiyle kapatıldı, çok sayıda banka emekçisi karantina altına alındı.

Hak gasplarına devam edildi 

Salgın sürecinde banka patronları bankaların karlılığını devam ettirmek ve kendileri için çarkları döndürmek adına emekçilerin bir çok hakkına göz dikti. Bunların başında emekçilerin sahip olduğu yıllık izin hakkı geldi. Tüm bankalarda eş zamanlı olarak yapılan duyurularla emekçilerin yıllık izinlerini salgın günlerinde kullanmaları istendi ve zorunlu olarak bu hak gasp edildi. Her bankada farklı şekillerde uygulanan yıllık izin kullandırmada amaç ise çalışanların dinlenmesinin aksine işten çıkarma süreçlerinde maddi olarak banka patronlarına yük oluşturabilecek içeride kalan yıllık izinlerden kurtulmak olarak yorumlandı.

Yıllık izin gaspının yanında evlerinden çalışmaya gönderilen bir çok banka emekçisinin yemek, yol ve elektrik gibi normalde iş yerinde sağlanan haklarına el konulması geliyor. Özellikle yemek ücretlerinin yatırılmaması bir çok çalışan için ciddi bir ek maliyete dönüşürken, bu konuda bir çok banka çalışanlarına açıklama yapmaya bile gerek görmedi. Garanti BBVA, YapıKredi gibi bir çok banka salgınla mücadelede yaptıkları yardımları reklamlarla duyururken, yapılan yardımların aslında patronun değil emekçilerin cebinden çıktığı görülüyor.

Evden çalışma aynı zamanda emekçilerin günün her anında takip edilebilmesi için de bir fırsat olarak kullanıldı. Salgın sürecinde verimliliği kontrol edebilmek ve artırmak takıntısında olan banka patronları çalışanların izlenebilmesi için emekçilerin kamera ve ses kayıtlarının alınması gibi hukuki olarak çalışan rızası gerektiren işlemleri emekçilere zorla onaylattı, özel hayatın gizliliğini ihlale içeren uygulamalara imza attı. BDDK bu hak gaspının gerçekleştirilebilmesine onay verdi, emekçilere gerekçe olarak BDDK’dan bankalara gönderilen konuyla ilgili karar gösterildi.

Şube emekçileri iş yerinde kredilerin yenilenmesi için mesaiye kalırken, evden çalışan banka emekçileri için de fazla mesai standart haline geldi. Bir çok çalışana evden dışarı çıkılamaması fırsat bilinerek iş yığıldı, emekçiler mesai saatleri dışında da çalışmaya zorlandı. Bir çok bankada yöneticiler tarafından evden çalışmanın ne kadar verimli olduğuna dair övgüler yapıldı.

AKP hükümeti tarafından normalleşme çağrılarının yapılmasının ardından hızla sürece uyumlanan bankalarda ilk olarak şubelerin çalışma saatleri salgın öncesindeki normal saatlere çekilirken, bilişim teknolojileri ya da genel müdürlükler gibi evden çalışmanın karlılık açısından daha verimli olabileceği yerlerde ise farklı uygulamalar mevcut. YapıKredi bankasının Bilişim Teknolojileri departmanında çalışanlara kalıcı olarak evden çalışabilecekleri duyurulurken, İş Bankası’nda genel müdürlük çalışanlarının dönüşümlü olarak evden çalışmasına ilişkin duyuru yapıldı.

BİRLİKTE MÜCADELE KAZANDIRIYOR

Bu süreçte bir araya gelip açıklama yapan, banka patronlarının hukuksuzluklarını ifşa eden banka emekçilerinin kazanımları da oldu. Vakıfbank’ta emekçilerin bir araya gelmesi ve durumu Patronların Ensesnindeyiz ağı'nda ifşa etmesi bankanın şube emekçilerinin hafta sonunda da çalışmak için iş yerlerine çağrılması uygulamasından vazgeçilmesini sağladı. Denizbank İletişim Merkezi emekçilerine ödenmeyen yemek ücreti hakkı emekçilerin kararlı tutumuyla geri alındı, İş Bankası çağrı merkezi iştiraki Erişim'de sokağa çıkma yasağı üzerine yıllık izinlerden düşülen günler geri verildi.

Patronların Ensesindeyiz Ağının parçası olan Banka Emekçileri Dayanışma Ağı da birlikte verilen mücadelenin patronları geri adım atmaya zorladığını belirterek bu süreçte hak gasplarının karşısında bir bütün olarak durabilmek için banka emekçilerini Patronların Ensesindeyiz Ağı’na banka patronlarının gerçekleştirdiği hak gasplarını ve hukuksuz uygulamaları ihbar etmeye ve Dayanışma Ağı’nda bir araya gelmeye çağırıyor.