Büyük patron sizi izliyor: Çağrı merkezi evde kamera açtırmaya kalktı!

Patronların kâr ve sömürü tutkuları, yöneticilerin çalışanları ve iş ortamını sürekli kontrol altında tutma takıntıları salgın günlerinde de sınır tanımıyor. Evde çalışmaya geçen bir çağrı merkezi, işçileri evdeki mesailerinde 10 saat gözaltında tutmak istiyor.

Patronların Ensesindeyiz

İş Bankası iştiraki olan Erişim Müşteri Hizmetleri Covid-19 salgını nedeniyle çalışanlarını kademeli olarak evde çalışmaya geçirdi. Pandemi için, küresel ölçekte otorite sayılan sağlık örgütlerinin ve Türkiye'de de Bilim Kurulu'nun tavsiyesi doğrultusunda “sosyal mesafe” uygulanabilmesi için alınan önlemler doğrultusunda mümkün olan işler “uzaktan” sürdürülüyor. Aslında işçiler açısından bu önlemlerin eksiksiz uygulanması beklenirken, şirketler kârlılıklarının minimum hasar görmesini sağlayarak süreci atlatmaya çalıştıklarından pek çok yerde bu da mümkün olamıyor.
Erişim Müşteri Hizmetleri'nde de eğitim sürecini yeni tamamlayan ve deneme süresi dolmamış olan işçiler evde çalışma taleplerine rağmen deneyimsiz oldukları gerekçesiyle şirkette çalıştırılmaya devam edilirken, eve gönderilenlerin de mesai süresi boyunca kamera açmaları istendi.

10 saat kamera gözaltısı

Bilgisayar temin edilerek evde çalışmaya geçirilen çalışanlar için, 6 Nisan Pazartesi  gününden itibaren kamerayla çalışma zorunluluğu getirildi. Öncesindeki cumartesi günü bu geçişin yapılacağını öğrenen çalışanlar bu dayatmaya tepki gösterdi. Şirket mesai süresi boyunca -ki bu süre bir çok durumda 10 saati buluyor- çalışanın evinde kamerayla gözetlenmesini, evde çalışmaya geçişte çalışanlara imzalattığı sözleşmede bir madde olarak zaten ifade ettiğini öne sürüyor. Sözleşmede bu madde “zorunlu durumlarda toplantı amacıyla görüntülü arama yapılabileceği” şeklinde ifade edilmiş ve bunun 10 saatlik bir ev gözetleme düzeneğine dönüşebileceğini kimse algılamamış.

Kamera oldu bittiyle gündeme geldi

Bu olağanüstü dönemde, evini ofis haline getiren ve bir dizi başka dayatmaya maruz kalan işçiler, sözkonusu sözleşmeyi de zorunlu olarak imzalamış; sözlü olarak ve mail yoluyla imzalamaları yönünde sürekli baskı yapılmış. Tüm çalışanlar imzaladıktan sonra da, önce “toplantı için” olduğu söylenerek bilgisayarlara görüntülü sohbet programı yükletilmiş, ardından kameralı çalışmaya geçileceği duyurulmuş.

Takım liderleri kamera kullanımına geçişi duyurduklarında, bu uygulamaya tepki gösteren çalışanlara “neden istemedikleri” gibi ilginç bir soru yöneltmenin yanısıra “müşterilerin kişisel verilerinin korunması”yla ilgili BDDK'nın bankalar için zorunlu tuttuğu düzenlemeyi hatırlatıyor. Oysa çağrı merkezi çalışanları işe girişte imzaladıkları sözleşmede bu konuyla ilgili çok kesin bir taahhütte bulunuyor, işin doğası gereği de bu taahhüdün veri alınması gerekiyor. 

Kendilerine konuyla ilgili yazılı bir bildirim yapılmasını talep eden işçilere sözlü olarak BDDK'nın İş Bankası'yla anlaşmasının bunu gerektirdiği ve bunu açıklayamayacaklarını söylüyorlar.

'Evimizi de kontrol etmek istiyorlar'

Çalışanlar, konunun müşteri güvenliğiyle ilgili olmadığını ve bunun yöneticilerin “mutlak kontrol” mekanizmasını işletme kaygısının bir ürünü olduğunu söylüyor; ancak bu tarz uygulamaların bu olağanüstü dönemde ve uzaktan çalışma ortamında “bir sınırının olması gerektiği” üzerinde duruyorlar. Bir çok işçi evinde tek başına kalmıyor ve kendisinin mesai saatlerinde gözaltında tutulmasının tuhaflığı bir yana, evi paylaştığı insanların da kameralı bir odaya katlanmak durumunda kalacak olmasından rahatsızlık duyuyor. Bilgisayar kamerasından doğrudan işçinin yüzünü izleyerek nasıl bir müşteri güvenliğinin sağlanacağı da merak konusu.

'Salgın önlemine uymak için ücretsiz izin'

Kamerayı açmayı kabul etmeyenlerin sayısı ücretsiz izin/izin dayatmalarıyla düşürüldükten sonra kalan az sayıda kişiye şirkette çalışma “seçeneği” sunuldu. 

Ancak birinci haftanın sonunda sokağa çıkma yasağının ilan edilmesini “yeni bir durum” olarak değerlendiren şirket yönetimi 13 Nisan Pazartesi gününden itibaren tüm çalışanları evde çalışmaya geçireceğini duyurdu.

Yemek, Internet, izin günü... Sınır nerede?

Erişim çalışanları evlerinden çalışmak için Internet servislerini kullanmak durumunda. Başlangıçta bunu kendi kişisel internet abonelikleriyle yapmaları istenen çalışanların evlerinden çalışırken kullandıkları internet için şirket kısmi adımlar atmaya başladı. Başlangıç olarak olmayan ya da yeterli olmayan internet servisleri sağlanıyor. Çalışanların yemek hakkı başta gündeme getirilmemişken sonradan Sodexo kartlarına günlük 10 liralık yemek yüklemesi yapılmaya başlandı.

Sokağa çıkma yasağı gününe hazırlıksız yakalanan şirket yönetimi, bunun karşılığını da çalışanlara yükledi: Ani yasak yüzünden çalışılamayan gün için izin günlerinden düşülerek hesaplaşılacak!