YÖK’ün bu girişimi onaylaması, bu girişimin, yeterli sayıda psikolog yetiştirmek için değil de, psikoloji eğitimini yozlaştırıp psikolojik sorunlara ayetlerle ve dualarla yaklaşacak ‘manevi psikoloji’ye ağırlık vermek amacını taşıdığını akla getiriyor. 

Açıköğretimde psikoloji!

AKP iktidarında, hemen her konuda yaşamakta olduğumuz sorunların katlanarak çoğaldığı görülüyor. Bu sorunların başında, çocuk istismarı, çocuk evlilikleri, cinsel saldırılar, kadın düşmanlığı, kadına uygulanan şiddet ve kadın cinayetleri geliyor. Bu sorunların temelinde "toplumsal cinsiyet eşitliğini" benimsememe yatıyor. Bu nedenle bakanlıkta ve YÖK’te, kazara başlatılmış olan "toplumsal cinsiyet eşitliği" projeleri, çoktan rafa kaldırılmış bulunuyor. AKP, bu nedenle birkaç yıl önce kendisinin imzalamış olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çıkabilmek için akla gelmedik yollar arıyor. Ve de ne yazık ki AKP iktidarda olduğu sürece bu konularda olumlu bir gelişme beklenmiyor.

Bu sorunlar yalnız mağdur olanların psikolojisini bozmuyor, bu tür haberleri duyan yurttaşların psikolojisini de bozuyor. Ne yazık ki insan psikolojisini bozan durumlar yukarıda değinilen olaylarla sınırlı kalmıyor. İşsizlik, insanın aklının ve emeğinin sömürülmesi, doğal kaynakların talan edilmesi, hukuksal düzenin yok olması, çocukların okul derdi, siyasetçilerin birbirlerini suçlamaları, terör, sağa sola-yurt içinde ve yurt dışında- askeri müdahaleler gibi günlük yaşamla ilgili hemen her olay, insanın psikolojini bozmaya yetiyor. Üstüne üstlük, 

  • başında bir profesör ve üst kurul üyeleri içinde de pek çok profesör olan Diyanet’in, şiddet gören kadınlara “şiddeti kabullenmeyi, hatayı kendinde aramayı ve meseleleri aile içinde çözmeyi” önermesi ve “resmi kurumlara başvurmayı ise en son yapılacak iş olarak” telkin etmesi, 
  • Diyanet başkanı profesörün, 24 Temmuz 2020 günü Ayasofya’da elinde kılıç ile konuşma yapması;
  • bu profesörün hızını alamayıp, Ayasofya’yı müzeye dönüştürenler için, “vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” demesi, … 

gibi söylem ve olaylar ise, en sakin insanı bile, dindar olsun olmasın, çileden çıkarmaya yetiyor.    

Bu koşullar nedeniyle, bir zamanlar sıradan yurttaşların "deli doktoru" dedikleri psikologlar ve bir zamanlar öğrencilerin değişik sözcüklerle yaftalanmamak için odalarına uğramadıkları rehber öğretmenler, giderek toplumun gözünde aranan kişilere ve mesleklere dönüşmüş bulunuyor. Yeterince psikoloji eğitimi almamış kişiler bile değişik kurslara giderek psikolojik danışmanlık büroları açıyor. Bu konunun ciddiyetine bilen yetkililer, pıtrak gibi danışma bürolarını açılması ile bazı vakıf üniversitelerinde bu alanda niteliksiz lisans programlarının açılmasını dert edinirken, bazı aklı evveller çıkıyor, açıköğretimde de psikoloji lisans programı başlatmaya kalkıyor. Bu iş hem de en köklü bilim kurumu olan (!) İstanbul Üniversitesi’nde (İÜ) oluyor. Gazeteler, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nun bu konuyu önerdiğini yazıyor.

Ülkenin en kıdemli psikoloji bölümüne sahip İÜ’den bu girişimin başlatılması insanı şaşırtıyor. İÜ’nün psikoloji bölümünden bir ses çıkmaması ise daha da şaşırtıcı oluyor. Bu durumda, psikologların bile psikolojisi bozulabiliyor.

Türkiye Psikologlar Derneği, İÜ’nün bu girişimi üzerine ve de çok haklı olarak, “Açık öğretimde psikoloji lisans programı uygulaması, psikoloji bilimi ve evrensel yükseköğrenim ilkeleri uyarınca mümkün ve kabul edilebilir değildir” deyip bu durumun halk sağlığı için bir tehdit olacağına vurgu yapıyor.

Öğrencilerin açıköğretimde hiçbir konuda yeterli bilişsel, devinimsel ve duyuşsal gelişim gösteremeyeceğini, açıköğretimin ancak acil gereksinimleri gidermek için kullanılabileceğini bu girişimi başlatanlar da, YÖK de biliyor. Ancak YÖK de bu kararı onaylıyor. 

Bilindiği gibi bir tarafta giderek psikolojisi bozulan bir toplum, öte yanda da sorunların çözümünü bilimde değil de inancında arayan bir iktidar bulunuyor. Türkiye’de yeterince psikoloji bölümü varken YÖK’ün bu girişimi onaylaması, bu girişimin, yeterli sayıda psikolog yetiştirmek için değil de, psikoloji eğitimini yozlaştırıp psikolojik sorunlara ayetlerle ve dualarla yaklaşacak ‘manevi psikoloji’ye ağırlık vermek amacını taşıdığını akla getiriyor. 

Sonra da gazeteler, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, “Sayın Cumhurbaşkanımız dün çeşitli uzmanları arayarak psikoloji eğitiminin sorunları hakkında bilgi aldı ve açıköğretim konusu dahil olmak üzere psikoloji eğitimi hakkında ivedi bir rapor hazırlamaları için Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu'na talimat verdi” açıklamasına yer veriyor.

Merak edenler için söyleyelim, Ekim 2018’de oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’nda şu dokuz kişi bulunuyor: 

1) Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı inşaat mühendisi Kemal Pehlivanoğlu, 
2) TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Öktem Vardar, makine mühendisi, 
3) Bilkent Üniversitesi Rektörü, Prof. Dr. Abdullah Atalar, elektrik mühendisi, 
4) Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran S. İnan, elektrik mühendisi,
5) AKP’lileşen TÜBA Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevdet Acar, işletmeci, 
6) YÖK üyeliği yapmış, Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde çalışmış ve İbn Haldun Üniversitesi elemanı Prof. Dr. Yavuz Atar, hukukçu,
7) Eskişehir Teknik Üniv. Rektörü, Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu, kimya mühendisi,   
8) Eğitim-Bir-Sen’e 12 yıl genel başkanlık yapan bir ilahiyatçı Ahmet Gündoğdu. 
9) Bakan Ziya Selçuk’un Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü görevinden aldığı bir imam hatipli edebiyat öğretmeni Ahmet Şamlıoğlu.

Görüldüğü gibi bu kurulun eğitimcilikleri ve piyasacı oluşları sorgulansa bile psikoloji konusundaki uzmanlıklarına kuşku duyulmuyor!

Gazetelerdeki son habere göre, bu kurulun toplantısından sonra Cumhurbaşkanı YÖK’e bu programın kapatılmasını öneriyor!

Bu olay, ‘manevi psikoloji’ konusu saklı kalmak üzere, İçişleri bakanı Soylu’nun istifasının istenmesine ve de sonradan da istifasının kabul edilmemesine benziyor. Hiç gereksinimi yokken Cumhurbaşkanı’na prim kazandırma çabası olduğu akla geliyor.

“Olmaz olmaz” demeyin! ‘Hedef 2023’e yaklaşıldıkça her türlü sürprize hazır olmak gerekiyor.

[email protected]