Kimdir Vladimir İlyiç Lenin?

Ekim Devrimi'nin önderi Lenin, 97 yıl önce bugün yaşamını yitirmişti.

Haber Merkezi

Büyük Ekim Devrimi'nin önderi Vladimir İlyiç Lenin, 97 yıl önce bugün yaşamını yitirmişti.

Arkasında büyük bir mücadele mirası bırakan Lenin'i, ölümünün 97. yıldönümünde, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan'ın Ekim'in 100. yılı dolayısıyla soL için kaleme aldığı yazıyla anıyoruz.

Kimdir Vladimir İlyiç Lenin?

Lenin hep söylendiği gibi bir ittifaklar ustasıdır; siyasal bir insan olmaya karar verdiği erken yaşlardan 1917 Ekim Devrimi’ne önderlik eden partinin lideri oluncaya kadar ve sonrasında ilk sosyalist ülkenin kuruluşuna büyük bir enerjiyle kalkışırken hangi güçlerle yakınlaşacağını, işbirliği yapacağını kestirebilen, bu açıdan cesur adımlar atabilen bir ihtilalcidir. Ancak Lenin’in ittifaklar ustalığı ittifak meraklısı olmasından ya da başka güçlerin dümen suyunda gitme alışkanlığından değil, devrimi arayışındandır. Lenin’de hep ileriye doğru atılım isteği, devrimci bir perspektife sıkı sıkı sarılma ve o perspektifin çıkarlarının inatla savunulması söz konusudur.

Lenin derinlikli biridir, kitap kurdudur, çok farklı alanlardaki literatüre hakimdir ama bundan yararlanır, bunu pazarlamaz. Fazla basitleştirmeye, sadeleştirmeye gelmeyecek başlıklara girdiği birkaç çalışması dışında Lenin “anlaşılır” bir yazardır. Kendisi için yazmamıştır, bazen yoldaşları için, bazen kızdığı dostları için, bazen zararlı gördüklerini rezil etmek için ama çokça emekçiler için kaleme sarılmıştır. Lenin’de teori ve pratik diye iki farklı düzlem bulunmamaktadır, Lenin yazarken pratisyen, iktidarın alınmasının teknik ayrıntılarını gözden geçirirken kuramcıdır.

Lenin acımasız bir siyasetçidir, dili çok keskindir, karşısına aldıklarına karşı çok hoyrattır, bazen dostlarını kıracak kadar tahammülsüzleştiği olmuştur, antikomünizmin ona zorba etiketi yapıştırmasını kolaylaştırmak için sanki bilerek malzeme hazırlamıştır. Ama Lenin’in asıl öfkesi, yıkmak istediği düzenedir. Yakından bakıldığında “insan Lenin” fazlasıyla duyarlı biridir ve insanlığın yaşadığı ağır trajediye tahammül edememekte, tahammül ederek bu dünyada yaşanamayacağına inanmaktadır. Tarihte ve bugün birçok devrimci ne için mücadele edildiğini unutmuş, mücadelenin kendisine tutkun hale gelmişlerdir. Bu tür devrimcilerden hiçbir şey çıkmaz, dahası zararlıdırlar. Lenin ise kapitalizmden nefret konusunda kimsenin eline su dökemeyeceği biridir; siyasi varlığını bu belirlemiştir ve hele hele 1914’te ortalığı dört yıl boyunca yakan Birinci Dünya Savaşı’nı gözledikten sonra bir an önce insan eliyle yaratılan bu cehennemin yıkılmasına odaklanmıştır.

Lenin ilkelerin insanıydı ama hayatın akışının zorunlu kıldığı hızlı manevraları hakkıyla yapabilme yeteneğine de sahipti. 1917 yılında bu yeteneği gün gün, hatta saat saat kullanmasaydı, yoldaşlarını zaman zaman karşısına alarak keskin hamleleri göze almasaydı, bugün Ekim Devrimi’nin 100. yılını kutlamamız mümkün olmayacaktı. Siyaset tarihinde bu kadar hızlı hareket edip, bu kadar çabuk yeni açılım geliştirebilen ama aynı zamanda bu kadar tutarlı bir başka kişi yoktur. Lenin’in siyaseti senfoniktir; orada büyük bir iç zenginlik, zaman zaman karmaşa vardır ama bütün bunlar uyum içinde gelişmekte, devinmektedir.

Lenin eşsiz bir örgütçüdür, siyasal aklı gelişkin birçok kişinin düştüğü tuzaktan uzak durmuş ve siyasal becerilerine esir olmamıştır. Siyasetten örgüte giden trafiği tersine çevirmiş ve bütün siyasal açılımlarını örgütsel bir merkeze dayandırmıştır. Yüzyılın başında “bize bir gazete gerek” derken en az o gazetede savunulacaklar kadar yurt dışında basılacak bir gazeteyi geniş Rus coğrafyasında işçilere ulaştıracak organizasyondan da heyecanlanmıştır. 1917’de işçi sınıfını iktidara taşıyan muazzam örgütlenmenin kökeninde işte o gazete dağıtıcıları vardır. “Bu gazeteyi dağıtamayacaksak, Çar’ı nasıl devireceğiz” diye soran Lenin, bir büyük örgütçüdür.

Çağımız emperyalizm ve sosyalist devrimler çağıdır. 1917’de böyleydi, şimdi de… Lenin bu çağın değeri hiç azalmayacak referans noktasıdır. Emperyalizm kavramını o bulmamış, emperyalizm teorisini sadece o geliştirmemiştir ama emperyalizmin işçi sınıfı hareketi açısından ne anlama geldiğini ve emperyalizme nasıl bir yanıt verilmesi gerektiğini ilk açıklığa kavuşturan Lenin’dir. Bu yanıt 1917 Ekim Devrimi’dir ve insanlık emperyalizme yeni yanıtlar verecekse -ki verecektir, Lenin’den öğrenmeye devam edilmelidir.