“Ezberci bir eğitimden uzaklaşılmalı” önerisine, imam hatip çıkışlı bakanlık müsteşarı, “Ezber mantığı ve yöntemi bizim geleneğimiz için önemli bir öğrenme yöntemidir” diyerek yanıt vermiştir.

Türkiye’nin PISA’sı!

Bilindiği gibi PISA, Türkçesi ‘Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’ olan ‘Program for International Student Assessment’ın İngilizce kısaltmasıdır. PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (Organization for Economic Cooperation and Development-OECD) 15 yaş grubundaki öğrencilerin fen, matematik ve okuma alanlardaki anlama, yorumlama ve sorun çözme gibi becerilerini 3 yılda bir değerlendiren uluslararası bir araştırmadır. 2003’ten beri yapılan bu araştırma, pandemi nedeniyle 2021’de yapılamamıştır.

Bakanlık, PISA sonuçları üzerine değerlendirme raporları yayımlamaktadır. Bakanlığın PISA ile ilgili olan (MEB, 2018) ve (MEB, 2022) raporları ilk bakışta ilginç özellikler göstermektedir. İlk raporda ‘PISA 2018 Türkiye Ön Raporu’, ikinci raporda ise ‘2022 PISA Türkiye Raporu’ başlığı kullanılmıştır! Bakanlığın 2018 raporunu, 5 eğitim uzmanı hazırlamış. Eğitim bakanı yardımcısı Mahmut Özer’in yürütücü olduğu bu rapor için 5’i eğitim bürokratı ile ikisi rektör 9 akademisyenden oluşan 14 kişilik bir danışma kurulu oluşturulmuş. Bakanlığın 2022 raporunu ise, herhangi bir danışma kurulu oluşturmadan biri daire başkanı olan 7 eğitim uzmanı hazırlamış. 2018 raporunu hazırlayanlardan ancak bir uzman 2022 raporunu hazırlayanlar içinde yer almış. Bakanlığın hazırladığı hemen tüm raporlarda benzer durum görülüyor. Son raporu hazırlayanlar içinde bir önceki raporu hazırlayanlardan ya hiç kimse bulunmuyor ya da ancak 1-2 kişi bulunuyor. Bu durum, bakanlık bürokratlarının bir işte yeterince deneyim kazanmadan değiştiğini gösteriyor; bakanlığın hafızasının oluşmasını engellediği gibi keyfiliğe de yol açabiliyor. 2018 raporu, içindekiler sayfasından sonra, Mahmut Özer’in yazdığı ‘Önsöz’, bakan Ziya Selçuk’un yazdığı ‘Takdim’ ile ‘Yönetici Özeti’ bölümleri geliyor sonra ana rapor başlıyor. 2022 raporunda ise içindekiler sayfasından sonra ‘Yönetici Özeti’, OECD’nin Türkiye Raporu’nun (OECD, 2023) özeti ile OECD (2023a; 2023b) raporlarından derlenmiş bilgiler yer alıyor.

Bakanlığın raporlarını okuyunca insan her şey güzelmiş duygusuna kapılıyor. Oysa Türkiye’nin üç araştırma alanında aldığı ortalama puanlar yıllara göre değişiklik gösterse de (Çizelge 1), istikrarlı bir şekilde OECD ortalamalarının gerisinde kalmıştır. Ülkeler sıralamasında Türkiye’nin yeri de anlamlı bir şekilde yükselmemiştir. PISA 2022’de 81 ülke içinde, her üç alanda da en yüksek ortalama (matematikte 575, fen alanında 561 ve okumada 543) yakalayan ülke Singapur’dur. En düşük ortalama tutturan ülke ise matematik alanında 336, fen alanında 347 ve okuma alanında da 329 ile Kamboçya’dır. 37 OECD ülkesinin ortalama notu ise matematikte 472, fen alanında 485 ve okumada ise 476’dır.

Çizelge1. Yıllara göre Türkiye’nin PISA Ortalaması/Ülke Sıralamasındaki Yeri

PISA 2022 sonuçlarıyla ilgili tüm değerlendirme konularında da, Türkiye’nin ortalamaları önceki PISA’lardaki ortalamalardan anlamlı olarak farklı değildir (OECD 2023; 2023a; 2023b). Örneğin 2022’de;

  • En üst düzeyde (5 ya da 6. düzeylerde) başarı gösteren öğrenci oranları matematik alanında %5,4, fen alanında %4, okuma becerileri alanında ise %1,9’dur. Bu oranlar da OECD ülkeleri ortalamalarının gerisindedir. En alt düzeyde (1. düzeyde) başarı gösterenler ise matematikte %39, fen alanında %25 ve okuma alanında da %29 dolayındadır ve OECD ortalamalarının üzerindedir.
  • Türkiye’den araştırmaya katılan öğrencilerin % 25,7’si okulunda dışlandığını, %29,8’i de okulda kolay arkadaş edinemediğini ve %18’i de okula giderken kendini güvende hissetmediğini belirtmektedir. … (Çizelge 2).

Çizelge 2. Öğrencilerin Bazı Konulardaki Değerlendirmeleri (%)

(Kaynak: OECD, 2023.)

  • Öğrencilerin yüzde 44’ü yaşamından memnun olmadığını ve yaklaşık %19’u da okula aç gitme durumunda kaldığını belirtmektedir. Türkiye, okula aç gitme konusunda 81 ülke içinde 16. sıradadır.
  • PISA 2022’de OECD ülkeleri içinde matematik başarı ortalamasındaki değişkenliğin %32’si okullar arasındaki farklardan, yüzde 68’i de öğrenciler arasındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Türkiye’de ise ortalama değişkenliğinin yüzde 55’i okullar arasındaki farklardan kaynaklanmaktadır. Bir başka deyişle Türkiye’de okullar arasındaki nitelik farkı, OECD ülkelerindekinin iki katına yakındır.
  • Pandemi sırasında evdeki öğrenme deneyimleri konularında OECD ortalamalarından daha iyi sonuçlar alınmışsa da, gelecekte okulların kapanması durumunda evde öğrenme konusunda kendini hazır hissedenlerin oranı ise OECD ortalamasının gerisindedir.

Türkiye’nin üç alanda elde ettiği ortalama puanlarının düşük olmasının birkaç nedeni vardır:

  • Yukarıda değinildiği gibi, bakanlık bürokratları sık sık değişmekte, bakanlık hafızasının oluşması engellenerek bakanın keyfi kararlar alması kolaylaşmaktadır.
  • Genelde OECD ülkeleri okuma, anlama, irdeleme ve sentezleme becerilerine önem verirken, bizde ezberleme becerisine önem verilmektedir.
  • Eğitim sistemimizde 2013’ten itibaren düşünen, irdeleyen, eleştiren ve araştıran öğrenci yetiştirilmesinden vazgeçilmiştir.
  • Eğitim sisteminde öğrencinin toplumsal yaşama hazırlanması değil de, öteki dünyaya hazırlanması giderek ağırlık kazanmaktadır.
  • Eğitim sisteminde bilimsel bilgiler yerine nakli bilgilere ağırlık verilince, hem ezberleme geçerli yol olmakta hem de öğrencilerin anlama, yorumlama, sorgulama, irdeleme ve araştırma becerilerinin gelişmesi engellenmektedir.
  • Ortaöğretime ve yükseköğretime geçişte kullanılan seçme sınavları da, öğrenciyi seçenekler arasında doğru seçeneği bulma sınavı niteliğindedir ve öğrenciyi ezberlemeye özendirmektedir.
  • PISA sonuçları, ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sınavları gibi, yıllardır Türkiye’nin röntgenini çekmektedir. Ancak bakanlık bu röntgenleri okumamakta ve yapılması gerekenlerin tam tersini yapmaktadır. Liseleri nitelikli-niteliksiz olarak ayırmaktadır. Zorunlu öğrenim çağında olan bir buçuk milyona yakın öğrencinin açık lisede okumasına aldırmamaktadır. PİSA araştırmasına açık lise öğrencilerinin alınmaması, bakanlığın bile açık liseyi liseden saymamasının kanıtıdır.

Altı yıl önce, OECD PISA direktörünün Türkiye için “Ezberci bir eğitimden uzaklaşılmalı” önerisine, imam hatip çıkışlı bakanlık müsteşarı, “Ezber mantığı ve yöntemi bizim geleneğimiz için önemli bir öğrenme yöntemidir” diyerek yanıt vermiştir (Hürriyet Gazetesi, 23 Kasım 2017). Altı yıl önce bu yanıtı veren müsteşar, günümüzün milli eğitim bakanıdır! Başka bir açıklamaya gerek var mı?

[email protected]

Kaynakça

  1. MEB (2018). PISA 2018 Türkiye Ön Raporu1
  2. (2022). 2022 PISA Türkiye Raporu2
  3. OECD (2023). PISA 2022 results: Factsheet-TURKIYE3
  4. (2023a). PISA 2022 Results: The State of Learning and Equity in Education (Volume I)4
  5. (2023b). PISA 2022 Results: Leraning During-and from Disruption (Volume II)5