Planlı hareket etmeyi tüm kodlarıyla unutan sözde özgürlükçü liberal idarecilerimiz, insanlara acı çektirmeye devam ediyordu. İşçiler zorunlu olmayan işlerini son ana kadar yapmaya zorlandılar; mülteciler sosyal mesafeyi asla koruyamayacakları mekânlara hapsedildiler.

Salgında İrlanda'da işçilerin ve mültecilerin payına ölümden başka bir şey düşmedi

Leo Varadkar, siyasi imajını salgın süresince düzeltmeye çalışırken, gerçekler hurafelerle savaşmaya devam ediyordu. Ekonomi hızla dibe çakılıyor, insan yerine dahi konmayan mülteciler sıkış tepiş otobüslere doldurularak, sağa sola aktarılıyordu. Planlı hareket etmeyi tüm kodlarıyla unutan sözde özgürlükçü liberal idarecilerimiz, insanlara acı çektirmeye devam ediyordu. İşçiler zorunlu olmayan işlerini son ana kadar yapmaya zorlandılar; mülteciler sosyal mesafeyi asla koruyamayacakları mekânlara hapsedildiler. Mültecilerin durumu merkez medya’nın gündemine gelene dek göz ardı edilmeye devam edildi. Yerelde çıkan bir gazetenin (Kerry’s Eye) manşeti, Kerry’nin gözlerinin 9 yaşındaki mülteci bir çocuğun Covid-19 pozitif olması sebebiyle acı ve hüzünle dolu olduğunu gösteriyordu.

Dökülen sadece İrlanda hükümetinin makyajı değildi. Tüm bir sistemin makyajı akıyordu. Benim de haberini yaptığım işçilerin ve mültecilerin payına ölümden başka bir şey düşmüyordu.

İşçiler ve göçmenler için en kötü sektörlerden biri et endüstrisi. Düşük ücretler bir yana koronavirüs döneminde burada çalışan insanların can güvenliği tamamen hiçe sayıldı.

Cork Milletvekili Mick Barry, kaleme aldığı yazıda İrlanda’daki işçilerin durumunu çok net bir biçimde gözler önüne serdi. “Kuzey İrlanda’da 58 yaşındaki Doğu Timorlu et işçisi Lucianna Vivienne Silva, 3 Mayıs’ta Covid-19’dan öldü. Et endüstrisinde ücretler oldukça düşüktür ve burada çalışan insanlar ezici bir çoğunlukla göçmenlerden oluşmaktadır. Fabrikalar diktatörlük gibi işletiliyor ve işçilere korkunç davranılıyor."

İşçilerin durumunu bu süreçte yakından takip eden bir başka isim gazeteci Brian O’Connell. Herkesin eve kapandığı ve sosyal mesafe uyarılarına boğulduğu bir dönemde O’Connell işçilerin durumunu şu şekilde özetledi: “İşçiler omuz omuza, üst üste ve ayakta çalışıyorlar”.

Koronavirüs döneminde tüm bu yaşananlar açık bir biçimde gösterdi ki uygar dünyamızın gerçek kahramanları, insanların burun kıvırdıkları ve beğenmedikleri zorlu işlerde çalışan tüm bu işçilerdi.

Hasta bakıcılar, temizlik görevlileri, market çalışanları ve et üretim tesislerinde çalışan emekçiler; İrlandalı, Kamerunlu ya da Pakistanlı hepsi ama hepsi salgın döneminde canlarını hiçe sayarak büyük bir özveriyle toplumu ayakta tuttular. Gerçeklere bu açıdan bakıldığında mülteci karşıtlığının ırkçılığın en aşağılık ve pragmatik formu olduğu rahatlıkla ortaya çıkıyor. İrlanda adasına sığınmak zorunda olan yetişkin bir birey haftalık 38.80€ alıyor. Çocukların aldığı ücret ise haftalık 29,80€. u ücretler oldukça düşük seviyede. Korona virüs döneminde 40 farklı kuruluş en azından ücretlere 20€’luk bir artış yapılması çağrısında bulunmuştu. Bu çağrı maalesef hükümet tarafından olumlu karşılanmadı.

Yaşanan trajedinin ve özellikle mültecilerin büyük bir tehlike altında hayatta mücadelesi verdiğinin farkına varan İrlandalılar, mülteciler için sokağa çıktı ve eylem yaptı.

Ucuz işgücü olan ve kapitalistler için iliğine kadar sömürülmesi gereken bu insanlar, İrlanda’nın onurlu birer yurttaşı olmalıdırlar, dediler. İrlandalılar sokaklarda bunu haykırırken, hükümet görüşmelerine devam eden taraflar, 17 bin mültecinin yasal statüye kavuşturulabileceğini açıkladı. Sınıfın gücünden korkuyorlar; yapılan her eylem, söylenen her söz, iktidarını yitirme histerisine giren İrlanda merkez siyasetinde yıkıcı bir etki yapıyor. Küresel salgının ardından yüzleşecekleri küresel ekonomik krize hazırlanmaya çalışıyorlar. Korkularını da daha çok bu krizin olası etkileri büyütüyor. Zaten halihazırda iktidarları da bıçak sırtı bir durumda. Bunu en güzel özetleyen kişi İrlanda maliye bakanı oldu.

'Ekonomi eski haline ancak 2022’de dönebilir'

İrlanda maliye bakanı Paschal Donohoe, hem yurtiçinde hem de yurtdışında küresel bir krizin eşiğinde olduğumuzu söyledi. İrlanda’da bu yıl, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla 10,5 oranında daralacak. İrlanda, tam istihdam durumundan, işsizliğin eşi benzeri görülmemiş oranda artacağı bir duruma geçecek. Ekonominin Covid-19 öncesi döneme tekrar gelebilmesi 2022’yi bulacak.

Paschal Donohoe’nun açıkladığı bu veriler, emekçileri gelecekte daha da zor günler beklediğini açık bir biçimde ortaya koyuyor. Bu yüzden yeni hükümet kurulduğunda, İrlandalı sosyalistleri zorlu görevler bekliyor. Kuruluş aşamasında bağımsızlığı elde edelim, daha sonra sosyalizmi tartışırız diyen milliyetçilerin söyleminin üzerinden yüzlerce yıl geçti. İrlandalı işçilerin, evsizlerin ve mültecilerin düzen değişikliğini bir yüz yıl daha bekleyecek lüksleri yok. Salgın sürecinde bir gecede 400 bin insanın işsiz kaldığı düşünülürse, sadece İrlanda’yı değil dünyayı zor zamanların beklediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tüm bu gerçekler küresel sistemi değiştirmenin vaktinin geldiğini gösteriyor. Belki de İrlandalı işçiler bu ateşin ilk kıvılcımı olabilirler.