Yolsuzluk haberiyle gündemde olan Kızılay'a ceza

Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile kurumun Genel Müdürü İbrahim Altan’a 'güveni kötüye kullanma' dolayısıyla ceza kesilmesi şaşkınlık yarattı.

Haber Merkezi

Kurumdaki yolsuzluk haberiyle, yurttaşlardan topladıkları paralarla ve emekçilerin kötü çalışma koşullarıyla sürekli gündeme gelen Kızılay'da Genel Başkan Kerem Kınık ile Deniz Feneri Derneği'nden transfer edilen Genel Müdür İbrahim Altan'a ceza kesildiği öğrenildi.

Sözcü'den Ali Ekber Ertürk'ün haberine göre, İçişleri Bakanlığı'nca yapılan soruşturma sonucu Kınık ve Altan'a yardım ve bağışlar konusunda, “Güveni kötüye kullanma” gerekçesiyle para cezası verildi.

İtiraz şerhi koydular

Kızılay'da son dönemde yaşanan skandal iddialarla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca soruşturma açılmıştı.

Soruşturma sonucu, Kınık'a iki ayrı konuda toplam 344 bin lira, Altan'a ise 70 bin lira ceza verildi. Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan, Deniz Feneri davasından da 2,5 yıl hapse mahkûm olmuştu. Her iki isim, ödedikleri cezaya, “itiraz şerhi” düştü.

AKP propagandasına dönüşen kampanyalar

Salgın günlerinde azalan kan stokları nedeniyle Kızılay’ın başlattığı kan bağışı kampanyası da tıpkı diğer yardım hizmetleri gibi tarikat, cemaat ve AKP propagandasına dönüştürülmüştü.

Çalışma koşullarına ve yaşananlara ilişkin soL’a açıklamada bulunan bir Kızılay emekçisi, son dönemde Diyanet ve AKP teşkilatları üzerinden kan bağışı organizasyonu yapıldığını dile getirmişti.

Kızılay'dan açıklama

Kızılay, söz konusu haberin ardından bir açıklama yaptı ve iddiaları yalandı. Yapılan açıklama şöyle:

“Güveni Kötüye Kullanma Cezası” vardır ve bu suçu soruşturmak savcıların görevidir. Yani bir yerde böyle bir suçun işlendiği şüphesi var ise; bu şüphe kanıtları ile savcılığa suç duyurusu olarak taşınır ve suçun cezasını yargı verir. 

Haberde sözü edilen “güven” cezasına konu olan işlemler ise hiçbir şekilde bağışlarla ilgili değil, idari iş ve işlemlerle ilgili iki konuda yaşanan takdir hakkı konusundadır. 

Öncelikle dernekler kişilerle değil yönetim kurullarıyla yönetilirler ve kararlar bu kurullarda alınır. Duyumlara dayanan ve içeriği tamamen gerçek dışı olan haberin aslı iki eleştiri raporuna dayanmaktadır; birisi bazı personel atamalarında deneme sürelerine ilişkin Yönetim Kurulunun takdir hakkı, diğeri de bir iş sözleşmesinde Genel Müdürlükçe yapılan idari işlem konusunun farklı yorumundan kaynaklanmaktadır ve iki rapora da itiraz edilmiştir.