Salgında müzisyenler: Başka sektöre geçen de var, enstrümanını satmak zorunda kalan da…

Salgın sürecinden en çok etkilenenlerden olan müzisyenler geçtiğimiz günlerde bir araya gelerek Patronların Ensesindeyiz Kültür Sanat Emekçileri Dayanışma Ağı'nı kurdu. Sorunları bu dönem daha görünür hale gelen müzisyenler, yaşadıklarını anlattı.

Haber Merkezi

Patronların Ensesindeyiz (PE) Kültür Sanat Emekçileri Dayanışma Ağı geçtiğimiz günlerde kuruldu. Emeği görünmeyen sigortasız çalışmanın normal sayılmaya çalışıldığı sektörün emekçileri bir araya gelmeye başladı. Salgınla beraber daha görünür olan sorunları paylaşmak ve çözümleri için beraber hareket edecek müzik emekçilerinden bazılarıyla salgınla beraber neler yaşadıklarını konuştuk.

Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

Tuğba: Konservatuar mezunuyum, keman dersleri veriyorum. Farklı 3 kurs merkezinde çalışıyorum. Onun dışında organizasyonlarda, düğünlerde de çalıyorum. Birden fazla iş yapmak zorunda kalıyorum.

Eser: Ben Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Kompozisyon Bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra para kazandığım iş müzik olamadı. Her işi yaparız gibi bir duruma geldik. Ancak her şeye rağmen beraber müzik ürettiğim gruplar da var.

Süleyman: Ben vapurlarda gördüğünüz müzisyenlerden biriyim. Başka sahnelerde de yine Tuğba gibi organizasyonlarda da çalıyorum.

Peki, salgın sürecinde en çok etkilenen sektörlerden birinde üretmeye çalışıyorsunuz. Sektör durma noktasına geldi. Müzisyenler olarak neler yaşadınız bu süreçte?

Tuğba: Salgından önce 3 farklı işte çalışırken salgınla beraber iki işimi kaybettim. Herhangi bir ek gelirim de yok. Sadece belediyede sözleşmeli çalışıyorum, neredeyse 4 sene olacak. Sözleşmemiz de her sene yenileniyor, bir senelik yapılıyor. Bu bile beni bazı meslektaşlarımdan şanslı yapıyor. Ama şanslılığım da şu; ancak geçimimi sağlayabilecek, kiramı ve faturalarımı ödeyebilecek parayı kazanıp üstüne hiçbir şey yapamayacak şekilde yaşıyorum. Pandemide zaten fark etmemiz gereken mesele güvencemizin olmaması, işlerimizin garanti olmaması, günübirlik kazanıp, kazandığımız kadar yaşıyoruz resmen. Çalıştığım diğer yerlerde yöneticiler bir açıklama bile yapmadı.

Eser: Kompozisyon bölümü mezunu olduğumu söylemiştim. Ama bestecilik dışında her şeyi yapıyoruz aslında. Kompozisyon bölümü mezunlarının yüksek lisans, doktora yani kısaca akademik kariyer yapması lazım beste yapmak istiyorsa eğer. Ya da beste yapıp çaldırabiliyor olması lazım. Bestecinin buradan da bir geliri olmuyor genelde. O yüzden film ve dizi müziği gibi işlere yöneliyorlar. Düzenleme yapanlar da var. Ben okul bittikten sonra çeşitli işlerde çalıştım en son artık bir okula girdim müzik öğretmeni olarak. Amacım artık para kazanmak başka bir şey değil. İşin ideal kısmını geçeli çok oluyor. Formasyon aldım örneğin. En son Bağcılar Güneşli'de bir okula arkadaşımın referansıyla girdim, ortaokul ve ilkokul müzik öğretmenliği yaptım. Ayrıca kış okulu diye hafta içi 4 saat piyano dersi de vardı. 2 ay sürdü benim iş maceram. Ödemelerin gecikmesi ve mobbing nedeniyle işten ayrıldım. Şimdi pandemi sürecindeyse yine başka sorunları olan bir sektörde çalışmaya başladım. Bir kargo şirketinde işe girdim.

Süleyman: Pandemi sürecinde vapur ve metrolarda çalışan yaklaşık 300 müzisyen işsiz kaldık. Bizlerin de, yani müzisyenlerin de gündeminde yok aslında sigortalı çalışmak. Gündemimizde değil belki ama bunun için bir çalışma yapılmalı. Bu konuyla ilgili ilerleyen süreçlerde bir çalışma yapılacağına dair dedikodular oldu ama henüz ciddi bir adım atılmış değil. Dışarıdan sigorta yatırma yoluna gidersek maddi kaygılarımız daha fazla oluyor. Sabit bir gelirimiz yok o yüzden önümüzü göremiyoruz. Yolcu ne kadar verirse kazancımız o kadar. Geliyor çalıyor, parasını alıyor gidiyor müzisyenler. Kaçak çaldığımız dönemlerde yaşanan kavgalar ve gürültüler had safhadaydı. Medyaya çok yansıyınca baktılar ki olmayacak "Ne yapalım?" diye düşünüp anket yaptılar. Yüzde 95 müzisyenden taraf çıkınca sonuç, bize engel olamayacaklarını gördüler. Halk arkamızdaydı. Pandemi süresinde işsiz kalan müzisyen arkadaşlarımdan duyuyor, görüyorum. Ekipmanını satan mı dersin, enstrümanını satan mı... Enstrümanını satıp komple başka işlere yönelen arkadaşlarımız da oldu bu süreçte. Hastanede çalışıyor örneğin.

Salgınla beraber sorunlarınızın daha görünür olduğunu söylediniz aslında hepiniz. Müzisyenler ya da sahne emekçileri bahsettiğiniz sorunları çözebilmek için neler yapabilir sizce?

Tuğba: Yaşadığımız sorunları herkes bir tek kendi başına geliyor sanıyor. Güvencesiz çalışma, geç yatan ödemeler vs. Oysa bunlar mesleğimizin sorunları. Tüm emekçilerin sorunları. Yan yana gelmeye başlamamız bu yüzden çok önemli.

Eser: Ben müzik yapmaktan vazgeçme noktasına gelmiş durumdayım. Oysa hayatımı müzik yaparak kazanmak için müzik okudum. Bunun değişebilmesi için sahnede üreten insanların geçim kaygısının olmaması gerekiyor. İş tanımlarımızın yapılması, kaşelerin belirlenmesi bile bizler için çok önemli. Hâlâ sigortasız çalışmamızsa utanç verici...

Süleyman: Zor durumda olan bir çok müzisyen var. Örnekler çoğaltılabilinir elbette. Ama bizlerin artık bir araya gelip problemlerimizi konuşup, ortaklaştırmamız ve problemlerimize çözümler bulmamız gerekiyor. PE Kültür Sanat Emekçileri ağına bir çağrı yapmış olalım. Sorunlarımız ortak ama biribirimizden haberimiz yok. Örgütsüzüz, sigortamız yok, geleceğimiz belirsiz. Bunu değiştimek için bir araya gelelim.