Erdoğan ittifakın 'Saadeti’ni bozuyor mu?

Erdoğan, Millet İttifakı'nın bütünlüğünü 'Saadet' hamlesiyle kısmen de olsa bozma adımı atarken, bu hamlelerin önümüzdeki dönemde artarak devam etmesi bekleniyor.

Ali Ufuk Arikan

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saadet Partisi ziyareti, siyasetteki "ittifaklar" tartışmasını yeni bir yöne doğru çekme konusunda uzun süre sonra atılan ilk "anlamlı" hamle oldu.

Erdoğan'ın Saadet Partisi'nin "gizli genel başkanı" da denilen Oğuzhan Asiltürk'e yaptığı ziyaret ve ziyaret sonrası gelen değerlendirmeler bu ziyaretin etkili olabileceğini gösteriyor.

AKP'nin hedefinde Saadet sonrası İYİP bulunuyor.

Neler oldu?

2018 seçimlerinden bu yana AKP-MHP-BBP ve karşısında CHP-İYİP-Saadet Partisi ve dışarıdan HDP destekli ittifaklar siyasetin en çok tartışılan gündem maddelerinden biri halini alırken, iki ittifak da son dönemde yeni hamlelerle gündeme geliyor.

AKP'den kopan Davutoğlu'nun Gelecek Partisi ve Babacan'ın Deva Partisi'ni Millet İttifakı'nın parçası yapma hamlelerine, AKP'den gelen karşı hamle Saadet Partisi'ne yönelik oldu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu adım için 7 Ocak tarihinde Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk'ü evinde ziyaret etti.

Ziyaret sonrası ittifak tartışmaları hız kazanırken, görüşmede Saadet Partisi'nin Cumhur İttifakı'nın parçası olması konusu da gündeme geldi.

Asiltürk 'kalbinden geçeni' açıkladı

Görüşme sonrası açıklamada bulunan Asiltürk, "İleride şöyle mi yaparız böyle mi yaparız demenin zamanı o noktaya geldiğimiz zaman, seçime bir hafta kala buna karar verilir. Yapılır. Ondan önce bunu açıklarsam bir bölünme meydana gelir. Ben bunu açıklamam. Ne yapacağım kalbimde durur. İki topluluk var. İkisiyle de görüşerek bizim davamızın başarıya ulaşmasında en doğru yol hangisiyse ona karar verir ilan ederiz" diyerek Cumhur İttifakı'na katılım konusunda net sayılabilecek bir mesaj verirken, bu hamle Saadet Partisi'ni de karıştırdı.

Partinin özellikle "genç kuşak" yöneticilerinin AKP ile ittifaka soğuk baktığı belirtirken, bu kesimin liderliğini yapan ve "gelenekçi" Asiltürk'e karşı Saadet'in yeni yönünü çizdiği söylenen Temel Karamollaoğlu da beklenenin aksine AKP'ye kapıları tam olarak kapatmayan bir açıklamaya imza attı. Elbette bu açıklamanın aslında bir "savuşturma" açıklaması olarak okunması da mümkün.

Karamollaoğlu kapıları kapamadı, partide kriz var

Karamollaoğlu "AK Parti'yle ittifak yapılabilir mi? Yapılabilir. Hangi şartlarda? Doğru bulmadığımız politikalarını değiştirmesi şartıyla. Biz ilkeler üzerinde duruyoruz" derken gelinen nokta parti içinde kriz konusu oldu.

Partinin yeni dönemde öne çıkan isimlerinden olan avukat Ali Aktaş, Oğuzhan Asiltürk'ün açıklamalarına tepki gösterirken, "Padişahlıkla mı yönetiliyoruz? Partinin seçilmiş kurulları var. Bir kişi karar veremez. Saadet Partisi, tek kişinin kalbinde sakladığı görüşü açıklamak suretiyle politik kararların alındığı bir yer değildir, olmamalıdır. Saadet Partisi, krallıkla yönetilmiyor. Bir tür 'Allah'ın yeryüzündeki gölgesi' gibi hareket edilerek seçilmiş kadrolara koyun muamelesi yapılamaz" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu'ndan açıklama: Herkes istediği partiyle görüşür

Saadet Partisi'nin ittifaktan ayrılacağı ya da üçüncü bir ittifakın içinde yer alacağı iddialarına ilişkin konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Herkes istediği parti ile görüşür. Her parti farklı bir tüzel kişiliktir. Bizim, dostlarımızla ortak noktamız demokrasi. Biz demokrasiyi savunanlarız. Biz demokrasiden yana olanlarla birlikte yürümeye devam edeceğiz" dedi.

AKP, İYİP'i de istiyor

Ayasofya'nın açılışında MHP'nin Akşener'e "evine dön" şeklinde yaptığı çağrıya ilişkin değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Sayın Bahçeli’nin Akşener’e daveti benim yadırgadığım bir davet değildir, en makul seviyede davettir. HDP ile, terör örgütleriyle el ele olmak milli ve yerli olduğunu düşündüğümüz İYİ Parti’ye hiç uygun düşmeyebilir" demişti.

Erdoğan'ın bu sözleri hâlâ güncelliğini korurken, bunu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın Cumhur İttifakı'nın yeni partilerle genişleyeceği iddiaları ile ilgili, "CHP-HDP’yi ayrı bir yerde, İYİ Parti-Saadet Partisi’ni ayrı bir yerde tutuyorum" sözleri de bu paralelde okunabiliyor.

Bu konuda mevcut durumda İYİP'ten "olumlu" bir yanıt ortaya konmazken, kulislerdeki bir diğer iddia İYİP'in Saadet, Deva ve Gelecek gibi partilerle yeni bir ittifakı gündemine alabileceği yönünde.

Gelecek ve Deva

Millet İttifakı açısından görünürdeki strateji AKP'nin "2002 haliyiz" iddiasında bulunan Deva ve Gelecek Partisi'ni kendi ittifaklarına katmak.

Bu konuda resmi olmasa da fiili bir ittifak kurulmuş gibi görünürken, Erdoğan'ın "üçüncü bir ittifak" odağı yaratarak burada kümeleşmeyi engellemek isteyebileceği iddia ediliyor.

Şimdiden Erdoğan'ın attığı Saadet Partisi adımının bunun bir parçası olduğu yorumları yapılırken, HDP tehdidi üzerinden düzen muhalefetini yarma planlarının "henüz" bir başarıya ulaştığını söylemek pek mümkün görünmüyor.

Üstelik, düzenin "muhalefet" cephesi açısından iki ittifaka bölünmek, baraj gibi bazı detaylarda da farklı hesaplar ortaya çıkarsa rahatlatıcı olabilir. Erdoğan'ın Millet İttifakı'nın "sol" ve sağ kanatlarını birbirine kırdırmak, Kürt meselesini CHP-HDP ile İYİP arasında bir "fitne" zemini olarak kullanmak yönündeki çabası tersine aslında aynı zeminde ortak hareket eden ve ayrışmaları sayesinde her ikisinin de işinin kolaylaşacağı "muhalefette iki ayrı ittifak" tablosuyla sonuçlanırsa bu kendisi için pek de avantajlı bir durum yaratmayabilir.

'Yarın içerden bir hamleyle dımdızlak kalınmaz mı?'

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, geçtiğimiz hafta soL TV'de yayımlanan programda muhalefetin ittifak hamleleri ve Erdoğan'ın karşı hamlelerini değerlendirmiş, dikkat çeken tespitlerde bulunmuştu.

Erdoğan'ı karşısındaki ittifakta "eski arkadaşlarının" olduğuna işaret eden Okuyan, "Davutoğlu ve Babacan, muhalefetin bu parçaları çok özenli konuşuyorlar. Davutoğlu 'Erdoğan kandırılıyor' diyor. Bunu duyduk daha önce, Türkiye'nin liberal solcuları da söyledi. Erdoğan muhalefetin içinde yanına çekebileceği aktörler arıyacak. Saadet Partisi deniyor, HDP ile görüşüyor deniyor. Babacan ve Davutoğlu ise eski evlatlar, bir dizi mekanizma çalıştırabilirler burada. Erdoğan daha önce Babacan'a belli görevler vereceğini bile hissettirmişti" ifadesini kullandı.

"2023'e hazırlanıyoruz deniyor, başka şeyleri geçtim, sömürü düzenini unuttuk, siyaset matematiği açısından düşünün, tamamen sağcılaşmış bir CHP ve muhalefet bloğu var" tespitinde bulunan Okuyan, şöyle devam etmişti:

"Yarın içerden bir hamle yapılınca dımdızlak kalınmaz mı? Muhalefet bloğunda görünenlerden birini yanına çekmeye çalışacak Erdoğan ve bunu zemini var. Daha da islamcılaşacak, muhafazakarlaşacak Erdoğan. Fikri Sağlar meselesinde muhalefetin tepkilerine bakın. Çok sert eleştirilerde bulundular. Erdoğan'ın önünde daha fazla islamcılaşma yolunda bir muhalefet engeli yok.