Türkiye göçük altındayken memleketin altını oyanları ifşa etmişti: Avukat Atal hakkındaki şikayete ret

Hakkında yapılan şikayetleri ve o gün neden böyle bir isyanda bulunduğunu soL’a anlatan avukat İsmail Hakkı Atal, “Utanmazlık bunların yaptığı” diyor.

irem yıldırım

Avukat İsmail Hakkı Atal, 6 Şubat depreminde bölgede arama kurtarma için iş makinelerine ihtiyaç olmasına karşın Limak-İçtaş’ın Akbelen Ormanı’nda çalışmaya devam ettiğini 8 Şubat günü tüm memlekete duyurmuştu.

Avukat Atal, şirketin avukatları tarafından Adana Barosu’na disiplin soruşturması talebiyle şikayet edildi.

Şikayet karara bağlandı, baro “disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına” oy birliğiyle karar verdi.

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de Akbelen Ormanı savunucularından avukat İsmail Atal, iş makinesi olmadığı için insanların deprem bölgesinde göçük altında yaşamını yitirdiğini haykırmıştı. Atal o gün “Beşli çeteden Limak-İçtaş da Türkiye’de on binlerce insan göçük altında, betonun altında donarak ölürken para için burada çalıştırmaya devam ediyor iş kamyonlarını” demiş, mücadelelerinin süreceğinin de mesajını vermişti.

Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. o gün yaptığı açıklamada deprem bölgesine yardım gönderdiklerini duyurmuş ancak o sırada Akbelen’de çalışmaya devam eden makinelere ilişkin bir şey söylememişti.

Hakkında yapılan şikayetleri ve o gün neden böyle bir isyanda bulunduğunu soL’a anlatan avukat İsmail Hakkı Atal, “Utanmazlık bunların yaptığı” diyor.

Baro ret gerekçesini şöyle açıkladı: Duyarlı bir vatandaş olarak hareket ettiği bir eylem

Türkiye Barolar Birliği'ne Atal hakkında "meslek etik ilkelerine aykırı hareket ettiği" iddiasıyla şikayette bulunan Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ. vekillerinin şikayeti baro tarafından reddedildi:

“Türkiye'nin seferber olduğu ve insanların araç gereç bulamadıkları için elleriyle, yıkılan binalarda bir can kurtarma çabasında olduğu bir dönemde, şikayetli avukatın, araç, alet, edavatı olan kişi ve kurumların arama kurtarma çalışmasına daha fazla katkı sağlamaları için bir can kurtarma çabası ile hareket ettiği ve taraflar arasındaki davalar ile ilgili herhangi bir beyanının olmadığı, tüm Türkiye ve hatta dünyanın yıkılan binalarda can veren ve kurtarılmayı bekleyen insanlar için yüreğinin yandığı ve seferber olduğu bir dönemde ve üzüntü içinde daha fazla ne yapılabilir gayreti ile duyarlı bir vatandaş olarak hareket ettiği bir eylem olması ve Avukatlık mesleğiyle ilgili herhangi bir suç unsuru bulunmaması nedeniyle Av. Hakkı ATAL hakkında DİSİPLİN KOVUŞTURMASI AÇILMASINA YER OLMADIĞINA katılanların oy birliği ile karar verildi.”

‘Her şeyleri sahte, yalan ve yok etmek üzerine’

Atal, “Güneş balçıkla sıvanmıyor” diyerek başladı değerlendirmeye ve kararlılıklarını bir kez daha ortaya koydu. Er ya da geç termik santralin kapatılacağını söyleyen Atal, “Tüm köylülere, doğaya yaptıkları kötülükleri maddi-manevi tazminatla ödeyecekler” dedi.

O gün çektiği videonun iki amacı olduğunu belirten Atal şöyle anlattı süreci:

“Birincisi o yardımları yani deprem bölgesine gönderdikleri ekipmanları biz bu isyanda bulunduktan sonra gönderdiler. Kendi kendilerine düşünmediler, bizim videomuzdan sonra harekete geçtiler. 

İkincisi de kapitalist zihniyetin nasıl şeytanlaştığını somutlaştırdı. 6 Şubat’ta ben İkizköy’de nöbetteydim. Uyandığımda deprem olduğunu öğrendim. Biz, insanların iş makineleri olmadığı için betonların altında soğuktan donarak öldüğünü gördükçe sinirlenip öfkelendik ve yanı başımızda şirketin son sürat çalışmasına şahit olduk. Bunun üzerine çektik videoyu. Yardım göndermelerini sağlamaktı amaçlarımızdan bir tanesi. Diğeriyse gerçek yüzlerini göstermekti. Ağacı ormanı katlederler, insanları kandırırlar. Her şeyleri sahte, yalan ve yok etmek üzerine.

Kötülük hücrelerine işlemiş. Yaptıkları kötülükten utanmadıkları gibi, bir de o kötülüğü engellemeye çalışan insanlara da düzenli olarak haksız şikayetlerde bulunuyorlar. Bu tamamen şirket stratejisi haline geldi. İkizköy’ün avukatlarını sürekli şikayet ederek yıldırmak, disiplin cezası aldırarak mücadeleden düşürmek gibi çabalar içerisindeler. Güneş balçıkla sıvanmıyor. O kadar olay oldu, hâlâ orada mücadele sürüyor.”