Hepsi parayla birbirine bağlı: Cemaatlerin kontrolündeki dernekleri Diyanet mi denetleyecek?

Diyanet'in stratejik planında yer alan "Cami dernekleri Diyanet’e bağlanmalı" sözleri, cemaatlerin güdümündeki yapıların, idari ve mali açıdan kontrol altına alınmak istendiği yorumlarına neden oldu.

Aslı İnanmışık

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), 2024-2028 Stratejik Planı'nı geçtiğimiz günlerde yayımladı. Planda pek çok konuda Diyanet'in durumu tespit edildi, yeni "hedefler" belirlendi.

Raporda skandal ifadelere yer verildi. 

Sekülerleşmenin "toplum üzerinde olumsuz etkisi" olduğunun iddia edildiği ve bunun bir risk olarak değerlendirildiği raporda, "Seküler anlayışın toplum üzerindeki etkilerinin geleneksel değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasında olumsuz yansımaları olmaktadır" denildi.

Diyanet'in strateji planında eğitimin dinselleştirilmesine yönelik adımlar öne çıktı. Daha fazla çocuğa dini eğitim vermeyi, daha fazla Kuran kursu ve öğrenci yurdu açmayı hedeflediğini açıklayan Diyanet, 4-6 yaşları arasındaki 1 milyon 322 bin 388 çocuğa dini eğitim verildiğini ve bu sayıyı 3 milyon 122 bin 388'e çıkarmayı hedeflediklerini de ilan etti.

'Cami dernekleri Diyanet’e bağlanmalı'

Planda dikkat çeken başka bir bölüme daha yer verildi. Cami derneklerinin Diyanet’in denetimine açık olmamasının "problemler yaşanmasına neden olduğu" belirtildi. “Cami ve Kuran Kursu dernek, vakıf ve teşekküllerinin yürüttüğü iş ve işlemlerin denetiminin Başkanlığın yetkisinde olmaması” bir tehdit olarak değerlendirildi. Planda, “Cami derneklerinin de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olması ve idari ve mali açıdan Başkanlıkça denetlenmesi hususunda gerekli mevzuat çalışmalarının yapılması gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.

 

Diyanet'in 2024-2028 Stratejik Planı'nda konuya böyle yer verildi.

Cemaatler 'kurumsallaşarak' zenginleşti

Diyanet'in bu açıklaması akla cemaatleri getirdi. İktidardan aldıkları destekle Gülen Cemaati'nden boşalan yerleri yıllar içerisinde dolduran pek çok cemaat giderek güçlendi. Tarikatlar, AKP'nin kendilerine sunduğu imtiyazlarla kurumsallaştı.

"Eğitim kurumu" açmalarının önü açıldı. Çoğu, doğrudan bağları olduğunu kabul etmediği dernekler eliyle yaygınlaştı. Bu derneklerin bir bölümü "kamuya yararlı" statüde sayıldı, vergiden muaf oldu. Vakıf kuran cemaatler kağıt üzerinde nüfuzlu hale gelmekle kalmadı; yayınlar, medya kuruluşları, şirketler yoluyla bağış toplayarak zenginleşti. Bu kuruluşlara bağlı şekilde her kentte açtıkları "eğitim kurumları" için izin alma gereği bile duymadan yurtlar, konaklama alanları inşa edildi. Çocukları gerici zihinlerinin kıskacına aldılar.

Söz konusu derneklerin bir bölümüyse doğrudan cami dernekleri.

Cemaatler kendi camileri ve onlara bağlı dernekleriyle anılıyor

Bugün pek çok cemaat, kendi camisi ve ona bağlı dernek-vakıflarıyla anılıyor. İsmailağa, İskenderpaşa en bilinen örneklerinden. 

Binlerce kişiyi kontrol eden cemaatlerin kapısı seçimlerde de iktidar temsilcileri tarafından sıkça çalınıyor.

Erdoğan ve AKP’nin yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Murat Kurum, seçimden bir gün önce İsmailağa Cemaati'ni ziyaret etmişti.

Ancak özellikle son seçimde bazı tarikatların doğrudan AKP'ye ya da Cumhur İttifakı'na destek açıklamaması, seçim sonuçlarındaki başarısızlığın tarikatlara da yüklendiği yorumlarını beraberinde getirmişti. 

Hakimler ve Savcılar Kurulu, AKP’nin oy kaybında ve bazı yerlerde belediyeleri kaybetmesinde etkili olduğu iddia edilen Süleymancılar’la fotoğraf veren başsavcıya soruşturma açmıştı.

'Cami dernekleri Diyanet'e bağlanamaz'

Cami ve Kuran Kursu Dernekleri Federasyonu Başkanı Recep Kıyak'a planda yer alan ilgili bölümü sorduk. soL'a konuşan Kıyak "Cami dernekleri Diyanet'e bağlanamaz" dedi. Diyanet'in yalnızca imamlardan sorumlu olduğunu, derneklerin İçişleri Bakanlığı'nın Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüklerine bağlı olduğunu söyledi.

Söz konusu kararla ilgili adım atılmasının büyük tepki çekeceğini belirten Kıyak, "Her yıl gelir ve giderlerin hepsi fatura karşılığında yapılır. Her yıl sonunda il valiliklerine beyanname veririz. Böyle bir adım atılması tepki çeker" ifadelerini kullandı.

'Diyanet, dernekleri doğrudan doğruya kendisine bağlamak istiyor olabilir'

İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç ise dini alanda faaliyet gösterdikleri için bu derneklerin zaten fiilen denetlenmediğine dikkat çekti. "Diyanet de denetlenmiyor mali açıdan" diyen Kılıç şöyle konuştu: 

"Öyle anlaşılıyor ki, cami dernekleri üzerinden maddi anlamda bir takım kanunsuz işler yapılıyor. Bu açıklama böyle bir şüphe doğuruyor. 'Bazı yolsuzluklar mı yapılıyor acaba' sorusunu akıllara getiriyor. Konu bir bu açıdan önemli, bir de bu cami dernekleri genellikle çeşitli cemaat ve tarikatlar tarafından kurulup yönetiliyor. Cami Diyanet'e bağlı olsa da cami dernekleri cemaatlerin kontrolünde olabiliyor. Diyanet, dernekleri cemaatlerin kontrolünden, güdümünden çıkarmak istiyor, doğrudan doğruya kendisine bağlamak istiyor olabilir." 

Bazı cemaatler içerisindeki pastadan pay kapma kavgalarının su yüzüne çıktığı, Menzil, İsmailağa gibi önemli tarikatların bölünmeyle karşı karşıya olduğu bu dönemde mali gücü sürekli gündeme gelen Diyanet'in ve başkanı Ali Erbaş'ın söz konusu adımı atıp atmayacağı belirsiz ancak açıklama şimdiden tartışma yaratmış gibi görünüyor.