Fındık kavgasının gösterdiği: Dağda kurt, fındıkta kuzu, üreticiye İtalyalı

En son MHP milletvekili Cemal Enginyurt'un partisinden ihraç edilmesiyle gündeme gelen fındık konusu, önümüzdeki günlerde de tartışılmaya devam edecek. Dünyadaki fındığı Neredeyse tek başına üreten Türkiye, kendi üreticisini korumayamadığı gibi, yıllardır ürettikleriyle bir İtalyan tekelini zengin ediyor.

Nevzat Evrim Önal

MHP'nin "uluyan milletvekili" Cemal Enginyurt, fındık rekoltesi konusunda Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli'ye çatınca, apar topar ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Peki, her yıl gündeme gelen, zaman zaman üreticilerin sert eylemleriyle de anılan fındık meselesinin özü ne?

Rekolte neden kavga konusu, üretimin bol olması iyi değil mi?

Tarım bakanı rekolteyi 665 bin ton olarak açıkladı. Buna CHP'den başlayarak sert itirazlar geldi. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel "rekolte en fazla 600 bin ton" diyor. Tarım bakanlığının açıkladığı rekolteye itiraz edenlerin argümanı şu: Rekolte suni olarak yüksek açıklanıyor ki, Toprak Mahsulleri Ofisi daha düşük alım fiyatı açıklayabilsin, böylelikle de piyasadan fındık toplayıp ihraç eden şirketler piyasadan ucuza fındık kapatabilsin.

Türkiye dünyada üretilen toplam fındığın %65'ini üreten bir tekel üretici durumunda. Her yıl ürettiği fındığın yüzde 80-85'ini ihraç ediyor. Bu ihracat, geçtiğimiz yıl dünya piyasasına yapılan ihracatın yüzde 71'ini oluşturmuştu.

İtalyan sermayesi Ferrero

Ama bu ihracatı "Türkiye" değil bir takım özel şirketler yapıyor, bunların başında da İtalya menşeili Ferrero şirketi geliyor. İtalya aynı zamanda Türkiye'den sonra dünyanın ikinci büyük fındık üreticisi. Ferrero Türkiye piyasasından fındık toplayıp ihraç ediyor. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği açıkladığı verilere göre tek başına Ferrero'nun 2018-2019 döneminde ihracat kazancı Türkiye'den yapılan ihracatın yüzde 30'unu buluyor. Miktar olarak payını bilemiyoruz, zira aynı verilerde bu bilgi (*) olarak sunuluyor. Yani, "ticari sır."

Kısacası Türkiye, açık ara üretim tekeline sahip olduğu bir gıda ürününde dış ticarette devlet tekeli olmadığı için bu avantajını değerlendiremiyor ve ihracatını yabancı sermayeye teslim ediyor. 2019 yılında bu ihracatta en büyük pay Ferrero'nun geldiği ülke olan İtalya'ya yapılmış ve son yıllarda Almanya ile İtalya'nın toplam payı istikrarlı biçimde artarak yüzde 50'ye ulaşmış. Bu ülkeler aynı zamanda fındığın işlenip fındık içerikli ürünler (örneğin fındıklı çikolata) olarak ihraç edilmesinde başı çekiyor.

İhracat fiyatı düşüyor

Mesele bununla da bitmiyor. Tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım'ın son yazısı bu konuda önemli bir başka kepazeliği gözler önüne seriyor. Yıldırım'ın sunduğu verilere göre 2015-2019 yılları arasında Türkiye'den ihraç edilen fındığın fiyatı 11,77 dolardan 6,35 dolara kadar düşmüş durumda. Yani tarımsal girdiler konusunda önemli ölçüde dışa bağımlı olan, tarım ilaçları, gübre gibi girdileri döviz karşılığı alan Türkiye, parası döviz karşısında değer kaybettikçe, kendi ürününün fiyatına da sahip çıkamıyor. İhracatın yabancı sermayeye teslim edilmiş olması önemli bir potansiyel döviz kaynağının değerlendirilememesine yol açıyor.

Ve korkunç bir kar marjıyla. CHP'li milletvekili Adıgüzel fındık fiyatı için "25 liradan aşağısı vatana ihanettir" diyor. 25 lira bugünün kurundan 3,65 dolar ediyor. Rekoltenin daha yüksek (776 bin ton) olduğu geçen yıl fındığın ihracat fiyatı 6,35 dolar olmuştu. Bu fiyat aynı kalsa dahi, ihracatçı şirket için yüzde 40 kar marjı anlamına geliyor.