Boyner emekçileri: Patronlar örgütlüyken biz neden örgütsüz olalım

Boyner mağazası çalışanları, pandemiyle birlikte artan haksızlıklara karşı bir dayanışma ağı oluşturdu. Yaşadıklarını ve örgütlenmelerini Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı'yla paylaştılar.

Patronların Ensesindeyiz

Pandemi ile birlikte Boyner mağazalarında çalışma saatleri 8 saatten 9 saate çıkmış, çalışanların yıllık izni gasp edilmeye çalışılmıştı. Bunun üzerine geçtiğimiz haftalarda PE Boyner Mağaza Çalışanları Dayanışma Ağı’nın kuruluşunu ilan eden Boyner emekçileri, pandemi fırsatçılığına karşı mücadele edeceklerini duyurmuşlardı.

Kriz fırsatçılığına devam eden mağaza yönetiminin, son günlerde ücretsiz izin adı altında çok sayıda çalışanın işine fiilen son verdiği söyleniyor. İddiaya göre, ücretsiz izne yollanan çalışanların sayısı birçok mağazada tüm çalışanların yüzde 30’una ulaşmış durumda.

Boyner emekçileri gelişmeleri Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı ile paylaştı. İşçilerle yapılan söyleşiyi okurlarımıza sunuyoruz.

'9 saat çalışma kalıcı hale geldi'

Öncelikle çalışma koşullarındaki değişikliklerden bahsedelim. Pandemi koşullarına geçiş sırasında neler değişti? Çalışma sürelerinde, ücretlerde ne gibi değişiklikler oldu?

Pandemi öncesi çalışma süremiz 8 saatti. Pandeminin ilk zamanlarında üç hafta boyunca 10 saat çalıştık. Üç haftanın sonunda çalışma süremiz 9 saate düştü ve yöneticilerimiz haftada iki gün izin yapacağımızı söylediler, ama bu iki günden de herkes yararlanamadı. Boyner’de artık 9 saat çalışma kalıcı hale geldi. Biz bundan rahatsızız. Gerekçe olarak ise önceden bir saat olan yemek molasının bir buçuk saate çıkarıldığı öne sürülüyor. Fakat bu bir buçuk saatten de her arkadaşımız yararlanamıyor.

Pandeminin başında 18 Mart’ta mağazalar kapandı ama biz maaşımızı tam olarak aldık. Ama sonra çalışmadığımız günler gerekçe gösterilerek yıllık izinlerimiz kesildi.

Maaş ödemeleri hafta sonuna ya da Pazartesi gününe denk geldiğinde sebepsiz yere erteleniyor. Oryantasyon videolarında her ayın altısı ya da sekizi arasında maaşların yatacağı bildiriliyor ancak sebepsiz yere bu ertelenip ayın onunda maaş aldığımız oluyor. Bu gecikme yüzünden neredeyse tüm çalışanlar mağdur oluyor. Böyle olunca kişisel borç ödemelerimiz de gecikiyor ve gecikme faizi ödemek zorunda kalıyoruz. Bu konu, Boyner’in umurunda olmayabilir ancak çalışanların hayatını etkiliyor.

8 saat çalışma hakkımızı bile elimizden aldılar

Sosyal yaşamınız bu süreçte tam olarak nasıl etkilendi? Ailenize, yakınlarınıza zaman ayırabiliyor musunuz?

Önceki çalışma saatlerinde az bile olsa kendimize vakit ayırabiliyorduk. Saatlerin artırılması şu anda haftamızın altı gününü kapatıyor. Dışarıda herhangi bir faaliyette bulunamıyoruz. En fazla eve gidip dinlenebiliyoruz. O da çok fazla değil. Çalışma saatlerinin önceki haline getirilmesini talep ediyoruz.

Shift’lerde (şift-vardiya) son anda değişiklikler oluyor. Cumartesi izin yazıldığı halde Cuma akşamı iznimizin değiştiği, Pazar gününe alındığı söyleniyor. Ya da öğlenci olduğumuz bir günün önceki akşamı son anda sabahçı olduğumuz söyleniyor. Son andaki değişiklikler yüzünden hayatımızı planlayamıyoruz, sosyal hayatımız kalmamış durumda. Ne eşimize ne çocuklarımıza vakit ayıramıyoruz.

Normalde 10.00-18.00 ya da 14.00-22.00 arası çalışıyorduk. Saat 18:00’de işten çıktığın zaman en azından bir sosyal yaşantın oluyordu. Ailenle, sevdiklerinle vakit geçirebiliyordun ya da kendine vakit ayırabiliyordun. 9 saate çıktıktan sonra bu millet ne yapsın? Sosyal yaşantımız sıfır. Bence 18.00 bile geç. İnsan günde 4 saat çalışmalı diye düşünüyorum ama şimdi 8 saat çalışmayı bile elimizden aldılar.

Boyner yöneticisi 'işiniz Allah'a kaldı' diyor

Mağaza çok sayıda çalışanı ücretsiz izine çıkardı. Ücretsiz izne çıkarılanlar için bundan sonra süreç nasıl işleyecek? Çalışan sayısının azalması çalışma koşullarını nasıl etkiledi?

Ücretsiz izne çıkarıldığımız son anda söylendi. Bazı arkadaşlarımız işe geldikten sonra öğrendi ve oraya kadar gelip geri dönmek zorunda kaldı, bu şekilde de mağdur edildi. Ücretsiz izne çıkarmanın gerekçesi olarak küçülmeye gittiklerini söylediler. İşe dönüp dönmeyeceğimizle ilgili olaraksa “bir ay sonra bakacağız” dendi, kesin herhangi bir şey söylenmedi.

Şu anda ücretler için devlet tarafından destek verileceği, kalanının da şirket tarafından tamamlanacağı söylendi. Ama Eylül ayından sonrası için kesin bir şey yok. Bu yavaş yavaş işten uzaklaştırmadır bence. “Bu süreçten sonra ne yapacağınıza artık siz karar verin” demek istiyorlar diye düşünüyorum.

Şu anda izne çıkarılan arkadaşlar gibi çalışan arkadaşlar da önünü göremiyor açıkçası. Yöneticim bile kendi önünü göremiyor.

Önümüzdeki ay göreceğiz.

Eylül ayında bildiğiniz gibi işten çıkarma yasağı kalkacak. Eylül'e kadar bizi tutacaklar, yasak bittikten sonra da hepimizi kapının önüne koyacaklar diye düşünüyorum. Şu an sadece bir oyun oynuyorlar.

Bugün iki ayrı mağazadan iki farklı ücretsiz izne gönderilen arkadaşımla ayaküstü konuşma fırsatım oldu. İlk konuştuğum kişi bir daha işbası yaptırılmayacağını düşündüğünü, kendi çarkını döndürebilmek için ekonomik krizin ortasında yeni iş bakmak zorunda kalabileceğini söyledi. İkinci arkadaş ise kendilerine bölge müdürü tarafından “işiniz Allah’a kaldı” gibisinden konuşma yapıldığını söyledi. Ücretsiz izne çıkartılan arkadaşlarımızın görevlerini ek görev olarak mağazalarda kalan arkadaşlarımıza verdiler veya görev değişiklikleri oldu. Buna örnek verecek olursam, “müşteri ilişkileri” departmanında çalışan arkadaşları satışa çektiler. Onlarla yaptığımız sohbetlerde “bize ay başına kadar reyonda kalacaksınız deniyor ancak biz inanmıyoruz ve üzerimizde psikolojik baskı var, nereye kadar böyle devam edebiliriz bilmiyoruz” diyorlar. Ve yine çevremden edindiğim gözlem ve diğer mağazalardaki arkadaşlarımdan edindiğim bilgiye göre tüm mağazalarda kaos ortamı oluşmuş durumda. Mağaza yöneticileri ve yardımcılarının yaptığı tüm açıklamalar personele korku veriyor.

'Memnun değilseniz istifa edebilirsiniz'

Bu süreçte çalışanlara yönelik mobbing uygulandığı söyleniyor.

Mobbing uygulanarak işten çıkmaya zorlanan arkadaşlarımız oldu ve bazı arkadaşlarımız işten çıktı. Bazıları da ücretsiz izne çıkarıldı.

Ücretsiz izne çıkanlar için sonraki süreç nasıl izleyecek kesin bir bilgi yok. Şöyle bir mobbing uygulaması da oldu: “Arkadaşlar dönem kötü bir dönem. Satışlarınıza dikkat edin. Satışlarınızın iyi olması sizin açınızdan iyi olacak” gibi söylemler oldu. Yani performansınız düşük olursa işten çıkarılma ihtimaliniz olur diyerek de mobbing yapıldı.

Boyner yöneticisi böyle yalan söylüyor: 'İstifa et, biz seni çıkarırsak siciline işlenir'

Fazla çalışma saatinden dolayı bazı evli arkadaşlarımız işini bırakmak zorunda kaldı. “İster çalış ister çalışma, bizim çalışma saatlerimiz bu” denerek iş bırakmaya zorlananlar oldu. Asgari ücretle geçinen insanlarız, mecbur çalışıyoruz. Şikayet eden arkadaşlarımız “İstifa et, biz seni işten çıkarırsak siciline kötü işler” denilerek korkutuldu. Bu yasadışı. Böyle bir sicil de yok. Ama mağaza müdürü bir yandan, insan kaynakları bir yandan, bölüm yöneticisi bir yandan başlarına üşüştüğü zaman bilmeyen insanlar panikleyerek imza atmaya zorlanıyor.

Saatlerin uzun olması, sosyal hayatımızın kalmamasından şikâyet eden arkadaşlarımıza “Memnun değilseniz istifa edebilirsiniz” dendi.

Bir anlamda “Sana ihtiyacımız yok” denmiş oldu. Mobbing nedeniyle istifa eden arkadaşlarımız oldu.

Patronlar örgütlüyken, biz neden örgütsüz olalım?

Geçtiğimiz günlerde Boyner Mağaza Çalışanları Dayanışma Ağı’nı kurdunuz. Bu ağ giderek genişliyor. Dayanışma Ağı olarak buradan çalışma arkadaşlarınıza bir çağrı yapmak ister misiniz?

Örgütlü mücadele edip sayımızı artırırsak sesimizi daha iyi duyurabiliriz ve şirkete geri adım attırabiliriz. Böyle bir gücümüz var. Bunun örnekleri var, araştırıp bakabilirsiniz. İzne çıkarılmayıp çalışmaya devam eden arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum. Bu şekilde çalıştığınız sürece üzerinizde hep bir baskı, bir korku olacak. Bu korkuyla çalışmaktansa boyun eğmeyin, örgütlü mücadelemizi büyütelim.

Türkiye genelindeki Boyner çalışanı arkadaşlarıma buradan seslenmek istiyorum. Hepimiz örgütlenelim. Ne kadar kalabalık olursak patrona karşı o kadar güçlü oluruz. Korkmayın, burada kimse kimseyi ifşa etmek amacında değil. Birbirimizi koruyalım, hep birlikte daha güçlü olalım.

Bütün Boyner çalışanı arkadaşlarımızın gelmesi lazım. Biz ne kadar mağdursak onlar da o kadar mağdur. Mağdur olmak istemiyorlarsa bize destek vermeleri lazım. Patronlar örgütlüyken biz neden örgütsüz olalım? Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.

Boyner’de çalışan emekçi arkadaşlarıma, abilerime, ablalarıma çağrımdır: hakkınızı her zaman arayın, susmayın. Boyner’i Boyner yapan sizin alın teriniz. PE Boyner Mağaza Çalışanları Dayanışma Ağı ile iletişime geçip yaşadığınız sorunları anlatın.