Bu düzenin kurgusunda da, sanat eserindeki gibi “yansıtma” var ama bundaki kendi suçlarının, ahlaksızlıklarının yansıması. Kod 29, patronların çekmecelerinde saklı tuttukları el aynası.

Ayna

Kod 29 nedir bilir misiniz? Ülkemizin meşhur kodlarındandır, çok amaçlı kullanımı vardır, her niyete uyar. Kod 29 bir damgadır, kalıcı iz bırakır.

Daha fazla uzatmayayım gizemi, zaten bilen bildi, çıkaramayanlar için hatırlatayım. Kod 29, dün Flormar’da, bugün Çorum’da Ekmekçioğulları Metal’de, işçileri sendikalaştıkları için işten atabilmek için kullanılan bahanenin hukuksal karşılığıdır.

Pandemi sürecinde sözde işten çıkarma yasağına karşı patronların emrine amade edilen, en acımasızından bir aparattır.

Hukuksal karşılığı şöyle:

SGK işten ayrılış kodlarına göre 29 kodu, “İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” anlamına geliyor. Bu ahlaka ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları da İş Kanunu’nun 25/II bendi kapsamında belirtilen fiiller tanımlıyor. İş Kanunundaki bu 25/II bendinin başlığı : “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı”.

Bu düzenleme ve kodlamayla deniyor ki, işveren işçinin ahlaksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ediyorsa, basar damgayı, ne ihbar ne kıdem tazminatı sorumluluğu olmadan, hiç de beklemeden işçiyi işten atar. Bu kodla işinden ayrılmış işçi, işsizlik ödeneği de alamaz ve damgası yüzünden kolay kolay iş de bulamaz hale düşer.

İşverene işten çıkarmada haklı nedenler oluşturan fiillere de bir bakalım: yalancılık, hakaret, cinsel taciz, zorbalık, iş güvenliğini tehlikeye atma, hırsızlık, adli suç gibi eylem ve davranışlar. En masumları, iş ahlakına aykırı davranma, tembellik, iş araç ve ortamına zarar verme!..

Yani bu Kod sadece patronun tek taraflı beyanıyla işçinin alnına hırsız, tacizci, ahlaksız damgasını yapıştırıveriyor.

Burada teknik detay değil, açıktan sınıfsal niyet beyanı var.

E bu kadar da olmaz, herhalde itiraz hakkı vardır mı diyeceksiniz. Var, var da, itiraz sürecinde patronun beyanı karşısında işçinin sıralanan fiilleri işlemediğini ispat etmesi gerekiyor. Okudunuz yukarıda sıralanan eylemleri, “ahlaksızlık ve kötü niyet”in olmadığını ispat, varlığını iddia etmekten her zaman kat be kat daha zordur. Hele ki adaletin “mülkün temelini” koruduğu bu sermaye düzeninde “patron beyanı” karşısında işçinin kelamı baştan yenik düşmeye mahkum olur.

İşçi, patronun bu düzenbazlığını yeterince erken anlayıp itiraz edebilirse en iyi ihtimalle damgasını sildirip başka bir kodla işten atılmayı başarıyor. Durumu erken farkedemediyse, hele de örgütsüzse alnında damgası sırtında patronun tekmesi ortada kalıyor.

Kötü bir film senaryosunu andırıyor değil mi? Oysa gayet de elle tutulur gözle görülür, ayan beyan bir gerçek uygulama var ortada.

Bu uygulama, pandemi ile gelen saldırılarında patronların örgütsüz yakaladığı işçilere karşı yaygın kullandığı silahlardan oldu. Sermaye krizde kendini kurtarmak ya da sadece varlığını sağlama almak için elinden ne gelirse yapıyor, hırçınlaşıyor acımasızlaşıyor. 

Kod 29, işçilerin ellerinden sadece mevcut gelirlerini almak değil, geleceklerine ipotek koymak anlamına geliyor. Tazminatları, işsizlik ödeneği almaları, yeni iş bulmaları engelleniyor.

Ha bi de tüm bunlar “ahlaksızlık” damgasıyla yapılıyor. Sanki, patronlar kendi hırsızlıklarını, düzenbazlıklarını, yalancılıklarını kanunun maddesinde listelemişler, sonra derleyip toplayıp bir de kod vermişler, keyiflerine göre işçilerin alnına basıyorlar. 

Öyle böyle düzenek değil yani.

2018’de Flormar işçilerine karşı gördük bu düzeneği. Gebze ‘de Flormar markasını üreten  Kosan Kozmetik Sanayi ve Ticaret A.Ş, örgütlendikleri, mücadeleye yöneldikleri için kurtulmak istediği işçileri grup grup işte bu senaryo ile işten çıkarmıştı. Temel gerekçenin işyerinde yetki kazanmış bir sendikaya üye olmak olduğunu herkes biliyordu, ahlaksız davranış dediler, kötü niyet dediler. İnandıramadılar. Çoğunluğu kadın 120 işçi, 297 gün direndi ve işini olmasa da onurunu geri aldı.

Bugün de Çorum’da Ekmekçioğlu Metal A.Ş.’de aynı senaryo oynanıyor. DİSK Birleşik Metal İş üyesi onlarca işçi, işten çıkarmanın sözde engellendiği pandemi günlerinde, “ahlaksızlık” damgasıyla işten atıldı. Direniyorlar. Dün olduğu gibi bugün de örgütlü mücadele ile bu düzeneği kıracaklar ve kazanacaklar, şüphem yok.

Yukarıda senaryodan örnek verdim ama kastım sanatsal bir kurgu değil. Bu düzenin kurgusunda da, sanat eserindeki gibi “yansıtma” var ama bundaki kendi suçlarının, ahlaksızlıklarının yansıması. Kod 29, patronların çekmecelerinde saklı tuttukları el aynası.

Başları sıkışınca açıyorlar çekmeceyi bakıyorlar aynaya. 

Gerisi, kendini aynada gören horoz tepkisi...