Trump açıktan, hiç sakınmaksızın yapıyor. Fransa, İtalya, hatta Çekya… Bütün devletler faaliyete geçti. Ülkelerin içinde de muazzam bir arayış var. Korona günlerinde yeni bir furya…

Aman dikkat, korona kenetlenmesi yayılıyor

Genellikle öfke nöbetleriyle konuşan Bahçeli dün insanlığın korona salgını sayesinde yepyeni bir döneme girdiğini müjdeledi. Ne mi dedi? Aynen şöyle:

“İnsanlık belki de ilk defa ortak bir mücadele etrafında kenetlenmiş, ortak bir düşman karşısında kümelenmiştir. İçinden geçtiğimiz zamanın ağır şartlarına tarih pek az şahitlik etmiştir. Yeni bir dünyanın kapıları aralanırken, yeni davranış kalıpları yeşermeye başlamıştır. KOVİD-19 salgını dünyaya bulaşmakla kalmamış, insanlık değerlerinin yekpare hatırlanıp kuvveden fiile çıkışını da tetiklemiştir. Bir yürekten kopan çığlık, bir başka yüreğin hazin tellerini titretmiştir. Coğrafyalar arasında köprüler kurulmuş, ülkeler aynı mevzide buluşmuştur.”

Köprüler, kenetlenmeler, kümelenmeler…

Ne güzel değil mi?

Gelin bu güzelliğe yakından bakalım.

ABD emperyalizminin Hindistan ile kurduğu son köprüyle başlayabiliriz.

Malum sıtma ilaçları korona salgınıyla birlikte kıymete bindi, tedavide işe yaradığı düşünülüyor. Zamanında çok hayat kurtarmıştı ama giderek pek yüzüne bakılmayan bu ucuz ilaçlar son salgınla kıymete binince hükümetler stoklarını sağlam tutmaya karar verdi. Dünyanın en kalabalık nüfusa sahip ikinci ülkesi Hindistan da ilgili ilaçların yurt dışına satışına yasak koydu. 

ABD Başkanı’nın Hindistan ile kenetlenmeye karar vermesi işte bu ana rastlar! Trump, Başbakan Modi’yi arayarak kararı ABD için gözden geçirmediği takdirde ağır yanıtlarla karşılaşacağını söyler. Tehdit işe yarar, Hindistan yasağı yumuşatarak sıtma ilaçlarının ABD’ye satılmasına izin verir.

Hindistan ile ABD arasında köprü kuruldu, kardeşlik tesis edildi. Kenetlendiler anlayacağınız.

İşin gerçeği korona günlerinde dünya adeta bir köprü şantiyesine dönüştü, kenetlenen kenetlenene…

Fransız hükümeti İspanya ve İtalya’ya gönderilmekte olan 4 milyon maskeye el koydu. Kardeşliğin böylesi görülmedi…

Aynı Fransa’nın satın aldığı maskeler Çin’den tam yola çıkacakken Trump’ın adamları üç kat daha fazlasını verip uçağı New York’a yönlendirdiler. Böylece Pekin’den Paris’e oradan ABD’ye uygarlık köprüsü kurulmuş oldu!

Gerçekten salgın sayesinde gelişkin bir ahlak egemen olmaya başlamıştı gezegenimize ve bunun öncülerinden biri Çekya devletiydi. İtalya’ya gitmekte olan maskeleri kendilerine ayırarak çığır açmışlardı.

Demek ki ülkeler en gözde ajanlarını havaalanlarının kargo bölümlerine yollamış, onlardan gelecek “merkez merkez, falanca ülke filanca ülkeden beş konteynır maske, üç konteynır da eldiven almış” mesajına göre hemen hareket ediyor, mala anında el koyuyor.

Beş dakikada insanlık köprüsü!

Ve bu erdemli davranma furyasının en göz yaşartıcı örneği, yıllardır abluka denen alçaklıkla Küba ekonomisine ağır zarar veren ABD’den geldi. Çin’den bağışlanan sağlık malzemelerinin Küba’ya erişimine izin ver… 

Yok vermedi… İçinde maske, eldiven, solunum cihazları olan kargonun Küba’ya ulaşması engellendi. Köprü pek sağlamdı, kenetlenme asla gevşemiyordu!

Devletler birbirine kenetlenirken, sermaye sınıfı emekçilere, sermayenin hükümetleri halka kenetleniyordu. Evet, insanlık devasa köprüler inşa ediyordu.

Örneğin Pakistan’da aynı maskeyi günlerce kullanmak zorunda bırakılan doktorlar en sonunda isyan edip sokağa dökülünce kenetlenme ustası Başbakan İmran Han üzerlerine polisi salarak hekimlerini gözaltına aldırıyor, sağlık emekçileriyle iktidar arasında köprü kuruyordu.

Emekçileri her yerde kenetlemek istiyorlardı!

ABD’de patlayan işsizlikten yararlanarak on binlerce yeni işçiyi ucuza depolarına kapatan Amazon, buralarda en temel sağlık koşulları sağlanmadığı için direnişe geçen çalışanlarının moralini “her şey yolunda” diyerek sağlam tutuyordu. Tek bir deposunda 26 vaka saptanmıştı ama şirket işçilerle kenetlenmekte kararlıydı. Çalışmak istemeyene “hadi güle güle” diyor, yerine yenileri havasız depoların içine tıkıyordu.

Dünya gücü Türkiye’deki kenetlenmelerin boyutunu Patronların Ensesinde’yiz ağına yağan ihbarlardan anlıyorduk. Korona teşhisi konan işçisinin çıkışını sessiz sedasız veren mi ararsınız, onlarca çalışanda virüs çıkmasına rağmen üretime ara vermemekte ısrar eden mi? Test sonuçlarını gizlemek, işçilere zorla taahhütname imzalatmak, onlara haftada topu topu 5 maske vermek, çalışanların üzerine kimyasal sıkarak onları virüsten arındırmaya kalkmak, salgının yayıldığı işyerlerinde çalışmak istemeyen işçileri polis çağırarak terbiye etmek…

Kenetlenmenin çok yolu var anlayacağınız…

Demem odur ki, siz siz olun, korona günlerinde bu dünya düzeninin kenetlenmesine, insanlık köprüleri kurmasına karşı uyanıklığınızı kaybetmeyin.