Yusufeli Barajı işçileri soL'a konuştu: Taşkının nedeni tıkanan menfezler

Dünyanın en yüksek 3. HES'i olarak propaganda edilen LİMAK'ın Yusufeli Barajı, yaşanan taşkın sonucunda 1'i işçi 4 kişiye mezar oldu. Baraj inşaatında çalışan bir işçinin soL'a anlattıklarıysa, yetkililerin doğal afet diyerek 'Allah'a havale ettiği' vahim olayların, kâr hırsı ya da ihmalden kaynaklanan insan hataları sonucunda olduğunu gösteriyor.

SERHAT YILMAZ

Geçtiğimiz gün Artvin'in Yusufeli İlçesi'nde bulunan Yusufeli Barajı inşaatında meydana gelen taşkın sonucunda 4 kişi yaşamını yitirmişti. 

Yoğun yağışın neden olduğu söylenen taşkının altından ise ihmaller zinciri çıktı. 

'Taşkının kaynağı ihmal'

Artvin'in Yusufeli İlçesi'nde Çoruh Nehri üzerine yapımı süren Yusufeli Barajı, tamamlandığında dünyanın en yüksek 3. HES'i olacağı şeklinde reklam edilmişti. 

AKP'li yıllarda servetine servetine katan Nihat Özdemir'in şirketi LİMAK tarafından yapımı sürdürülen Yusufeli Barajı, dünyada adından söz ettirir mi bilinmez ama ölümüne neden olduğu işçiler nedeniyle hafızalarda kalacağa benziyor. 

Yaşadıklarını soL'a anlatan Yusufeli Barajı işçileri, felaketin nasıl geldiğini aktardı.

Şirketin masraftan kaçtığı için taşkının meydana geldiğini söyleyen bir işçi, taşkının yaşanma nedenini tıkanan menfezlerin açılmaması olarak gösterdi. Baraj inşaatında çalışan işçi yaşadıklarını şöyle anlattı: 

"Saat 19.30'da yağmur başladı.Yağmur hızlı bir şekilde yarım saat hiç durmadan yağdı. Şantiyenin arkasında bir tünel var. Tüneldeki menfezlerin sağlam olmamasından kaynaklandı taşkın. Daha önce yağan yağışlar nedeniyle yukarıdan gelen su menfezleri tıkamıştı. Açabilirlerdi. Geçiştirdiler. Çok masraflı bir şey olmamasına rağmen daha önce sağlamlaştırılmadı menfezler. Önemsenmedi. Sel buranın taşması ile oluştu."

'Müdahale edemedik'

Yusufeli Barajı'nda ihmaller sonucunda 4 kişinin öldüğünü aktaran işçi, ''Taşkından dolayı burası zaten Artvin güzergahı olan bir yol. Birkaç araç o taraftaydı. Tabi arkada da araçlar var. Zaten çok müdahale edemedik, yağmurun hızlı yağması ve sisin bastırması nedeniyle. O anda şantiyede çalışan bir ağabeyimiz arabasını kurtarmaya çalışırken suya kapıldı. Ben de işten yeni gelmiştim. Koğuştan çıkayım dedim ki, dışarısı hep batık. Bir ara üç kişinin içinde bulunduğu arabanın suya kapıldığı söylendi. Ben görmedim onu sadece duydum'' ifadelerini kullandı.

'Batıkta kalıyoruz, su, elektrik yok'

Yusufeli Barajı Şantiyesi'nde çalışan işçiler, hala şantiyede batık içinde kalıyorlar. Ayrıca şantiyede elektrik ve su da yok. 

Şu an kaldığı şantiyedeki durumu aktaran işçi, ''Hasarlarımız çok. Arkadaşlarımızın araçlarının çoğu battı, önlem alınmadığı için. Gözümle gördüm en az 30-40 araba batık. Şirketlerin araçları, kamyonlar da gömüldü. Ana şantiye, depo uçtu. Şimdi de şantiyeyi kaldırabileceklerini söylüyorlar. Şu an bataklıkta kalıyoruz. Girişte her yer batak. Su yok, elektrik yok'' diye konuştu.

Hala önlem almıyorlar

İşçinin anlattığına göre ihmaller sonucunda meydana gelen taşkının ardından, Yusufeli Barajı'nda hala önlem alınmıyor. Yolların kapalı olmasına rağmen, hala araçlar şantiyeye girip çıkıyor: ''Tüm bu yaşananlara rağmen hala önlem alınmıyor. Bu sabah hala araçları geliyor şantiyeye. Demiyorlar ki burası tıkalı. Kimse gelip de burası açılmaz demiyor. Arabalar yığıldı her tarafa. Biri batıyor, biri çıkıyor. Yine de şantiyeye araç giriyor.''

'Suyu yer altından verebilirlerdi'

Suyu yerin altında vererek felaketin önlenebileceğini söyleyen işçi sözlerini, ''Dört kişinin ölümü ihmalden kaynaklandı. Masraftan kaçınıyorlar. Daha önce maske taktırıp kameranın karşısında bir kaç görüntü aldılar. Ondan sonra herkes iç içe. Herkes aynı yerde çalışıyor, herkes aynı yerden yemek yiyor. Önlem alınmıyor. Rant sağlıyorlar. Yağmur yağdı. Neden insanları uyarmıyorlar ki? Neden kimse yağmur yağıyor geride durun demiyor? Önlemini alabilirlerdi, suyu yer altından verebilirdi. Demek ki belli şeylerden kaçıyorlar'' ifadeleri ile tamamladı.

Sel felaketinin ardından Yusufeli Barajı inşaatının durumunu içeren görüntüler de şöyle:

Erdoğan ters köşe: Taşkınlardan koruyacağını söylemişti

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan,  haziran ayının başında Yusufeli Barajı 3 Milyonuncu Beton Dökümü Töreni'nde Yusufeli Barajı'na ilişkin kimi iddialarda bulunmuş ve yaptığı konuşmada, ''Tamamen kendi mühendislerimizin ürünü olan bu eser, ekonomimize yılda 1,5 milyar lira katkı sağlamanın yanında Çoruh Vadisi'ni taşkınlardan da koruyacaktır'' ifadelerini kullanmıştı. 

Ayrıca ''Barajla birlikte yollar, köprüler, menfezler, tüneller ve elbette yeni Yusufeli ilçemiz de inşa edildi, inşası devam ediyor'' diyen Erdoğan'ın övündüğü menfezler, 4 kişinin ölümü ile sonuçlanan sel felaketine neden oldu.  

Soylu: Allah beterinden muhafaza etsin

Artvin Yusufeli ve Rize Çayeli'nde yaşanan taşkın ve selin ardından bölgeye giden İçişleri Bakanı Soylu, her doğal felaketten sonra beklenilen açıklamayı yaparak, ''Allah beterinden muhafaza etsin, duamız odur. Tekrar Çayeli'mize, Madenli'ye, Rize'ye, Artvin'e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Can kayıpları için de başsağlığı dileklerimizi, Allah rahmet eylesin'' ifadelerini kullandı. 

2019 yılında Trabzon Araklı ve 2015 yılında Artvin Hopa'da meydana gelen felaketlerde de benzer açıklamayı iktidarın farklı kişileri yapmıştı. 

Rize'yi de sel vurdu: 2 ölü, 10 yaralı

Rize'de son 24 saatte metrekareye 250 kilogramın üzerinde düşen yağış nedeniyle dereler taştı, toprak kaymaları meydana geldi. Taşkın ve toprak kaymasından en çok Çayeli ve İkizdere ilçeleri etkilendi. Şu ana kadar 2 kişinin hayatını kaybettiği selde, 10 kişi yaralandı. Rize'nin 12 köyüne ise ulaşım sağlanamıyor. 2 evin, yolların ve köprülerin çöktüğü şehirde mahsur kalan 6'sı çocuk 36 kişi de tahliye edildi. Ayrıca şehrin alt ve üst yapıları da ciddi zarar gördü, onlarca araç sele kapıldı.