Yeni Elektrik Kanunu: Herkes var, halk yok

Elektrik Mühendisleri Odası YK Üyesi Mehmet Özdağ, yeni düzenlemenin patronlara getirdiği kolaylıklara ve çevreye verebileceği zarara işaret etti. 

Aslı İnanmışık

5 Ekim'de Meclis Bakanlığı’na "Elektrik Piyasası Kanunu" ile "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" önerisi toplam 89 AKP’li milletvekilinin imzasıyla sunuldu.

Kanun teklifi yurttaşlar yerine şirketlere kolaylıklar getiriyor, teklifle biyokütle enerji tesislerinin kurulmasına ön ayak olunuyor. Ayrıca bu şirketlerin "atık lastik ve çöp" yakmasına izin verilerek çevreye verilecek zararın da önü açılıyor. 

Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ'a düzenlemenin neler getirdiğini sorduk.

soL'a konuşan Özdağ, öncelikle teklife ilgili odalara, meslek kuruluşlarına hiç danışılmadığını söyledi. Özdağ, "EMO hazırlık aşamasında haberdar edilmedi. Bizim kanundan ancak Sanayi, Ticaret, Bilim ve Teknoloji Komisyonu'ndaki muhalefet milletvekilleri vasıtasıyla haberimiz oldu" dedi.

Özdağ, meslek odalarına haber verilmemesinin kanunun hazırlanış amacına ilişkin fikir verdiğini söyledi.

'Teklifte herkes var, halk yok'

Önerinin toplam 7 farklı kanunda ve bunların da pek çok maddesinde değişiklik öngördüğünü dile getiren Özdağ şöyle konuştu:

"46 maddeyi tek tek inceledik ve 19'u üzerinde görüş oluşturduk. Bizden yardım isteyen milletvekillerine ulaştırdık. Onların ısrarları sonucunda ilgili alt komisyona davet edildik. Orada EMO'nun görüşlerini sunduk. Toplantıda kanun teklifini hazırlayan ilk imzacılardan AKP İstanbul milletvekili Nevzat Şatıroğlu bize şunu söyledi:

'Nisan ayından itibaren üzerinde titizlikle çalıştığımız, Meclis Genel Kurulunun tatilde olduğu yaz aylarında bile ara vermeden çalışmasına devam ettiğimiz kanun teklifimizin ilk imza sahibi olarak şahsım ve 88 milletvekili arkadaşımızın imzasıyla birlikte 5 Ekim 2020 tarihinde Meclisimize teslim etmiş bulunmaktayız.

... Yapılan  düzenlemeler ile tamamen, yatırımcı ve işletmecilerimiz lehine birtakım kolaylıklar getirmeye çalıştık. Şöyle ki ruhsat süre uzatım taleplerine Bakan yetkisiyle, Bakan onayıyla on iki ay süreyle bir esneklik kazandırmak, ruhsat  bedeli ödemelerindeki gecikmelere uygulanan cezalarda hafifletmeler, rutin  işletme faaliyetlerinin kesintiye uğratılmaması için bazı iş ve işlemlerde  Maliye Bakanlığından alınan 'Borcu yoktur' yazısının aranmaması, ruhsat  devirlerinde sil baştan alınmak zorunda olan ÇED izni ile iş yeri açma  izinlerinin ruhsat devirlerinde muhafaza edilmesi, işletme sahiplerinin ruhsat  alanında kalmak kaydıyla birtakım çalışma izin sınır ihlallerinde maruz  kaldıkları hapis cezalarının kaldırılması gibi hususlarda maden sektörüne  kolaylıklar getirmeye çalıştık.'

Dolayısıyla niyet zaten belli. Biz de 46 maddeyi inceleyince gördük ki, içerisinde, elektrik üretim şirketleri, petrol, maden şirketleri var, EİAŞ var, elektrik-petrol doğalgaz dağıtım şirketleri var. Çiftçi, esnaf yok. Bu ülkenin halkı yok. Kanun zaten yapılış biçimi itibariyle ortada.

Şirketlere yapılan kolaylıklardan tutun da, çevre kirliliğine yol açacak adımlara kadar hepsinin önü açılıyor. 5346 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan 'yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme mekanizması' ile ilgili, yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrik enerjisi, kullanılan teknoloji veya da türüne göre, bazı sübvansiyonlar uygulanıyor. Şirketlere birim fiyatlar veriliyor. Şu anda lisans almış, inşaatı devam eden yenilenebilir enerji santrallerine 10 yıl boyunca bu hakkın sağlanmasına devam edilecek."

Biyokütle enerji tesislerinin sayısı artacak

"12. maddede bunun dışında bir de 'biyokütle' tanımı var. Bu yeni tanımda 'atık lastik' geçiyor ancak bunun neresi biyokütle? Belediye atıkları ve kentsel atıklarda da kapsam çok geniş. Hiçbir sınıflandırma yapılmamış. Atık lastik ve çöp yakarak elektrik enerjisi elde etmenin neresi yenilenebilir? Biz oda olarak teklifin bu halinin kabul edilemez olduğunu söylüyoruz.

Teklif bu haliyle yasalaşırsa, biyokütle enerji tesislerinin sayısının çığ gibi artacağını ve pek çok yerel yönetim birimlerince de kurulacağını düşünüyoruz. Bu çevre için de tehlikeli. Dolayısıyla ifade değiştirilmeli. Ayrıca orman, tarım atığı gibi atıkların da, doğrudan doğruya yakılmasıyla elektrik enerjisi elde edilmesi yenilenebilir değildir."

'Tarifelere değişiklik yapılmalı'

Yurt genelindeki 43 milyon elektrik abonesinin ulusal tarife üzerinden ücretlendirildiğini söyleyen Özdağ, 40. maddedeki konuyla ilgili değişikliğe de dikkat çekti. Bölgesel tarifeye geçişin 2025'e kadar uzatıldığını ve buna itiraz etmediklerini söyleyen Özdağ, tarife içinde düzeltme yapılmasını istediklerini belirtti. Özdağ şunları söyledi:

"Faturasını zamanında ödeyen aboneden 'kayıp-kaçak bedeli' tahsil edilmesin. Başkasının ödemediği elektriğin ya da dağıtım şebekesine meydana gelen teknik kayıpların bedelini neden vatandaş ödesin? Yıllardır bunu ödüyoruz. Aslında Yargıtay 2014'te bununla ilgili nihai karar verdi ama hâlâ devam ediyor.

Düzenlemede de bu durum düzelmeli. Aynı şekilde TRT payının da kaldırılması gerekli. Belediye Tüketim Vergisinin sanayi abonelerinde olduğu gibi tüm abone gruplarına yüzde 1 olarak uygulanması sağlanmalı. KDV de makul düzeylere indirilmeli."