Fitch açıklaması: Uluslararası sermayeden kamuya borç gazı

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’den gelen açıklamada Türkiye’de kamu borcunun GSYH’ye oranındaki düşüklüğe dikkat çekilerek, mali hareket alanı bulunduğu vurgulandı. 2018’den bu yana özel sektörün dış borcu adım adım kamuya geçerken uluslararası sermayenin Türkiye’nin ‘borç sadakati’ne ve kamunun borçlanma kapasitesine güvendiği görülüyor.

Haber Merkezi

Fitch Ratings Direktörü Douglas Winslow, önceki gün basında yer alan açıklamasında Türkiye’nin borç düzeyinin göreli olarak düşük olduğuna dikkat çekti. Bu durumun finansal piyasalarda yaşanan türbülansı atlatmak konusunda yardımcı olduğunu söyledi. Winslow, Türkiye’de kamu borcunun GSYH’ye oranının yüzde 38 olduğunu, bu oranın kredi notu Türkiye ile aynı, BB- olan diğer ülkelerin ortalaması olan yüzde 51’in altında kaldığını vurguladı. Bu farkın Türkiye’ye mali hareket alanı sunduğunu söyledi. 

Fitch Direktörü Türkiye’nin yetersiz döviz rezervleri ve Merkez Bankası kredibilitesinin düşüklüğü nedeniyle BB- nota sahip olduğunu, bunlar olmasaydı notunun şu anki düzeyinin üç kademe üstünde olacağını da vurguladı. Dış baskıların banka ve şirketlerin borçlarını çevirmesinde sıkıntı yaratması durumunda bir not indiriminin söz konusu olabileceğini, ancak şu anda böyle bir öngörülerinin olmadığını söyledi. 

Geçen haftalarda Moody’s’den de Türkiye Varlık Fonu üzerinden üç kamu bankasına sermaye enjekte edilmesi kararına yönelik olumlu değerlendirme gelmişti. Kamu bankalarının zararları sindirme kapasitelerinin artacağı, kredi verme kabiliyetlerinin yükseleceği belirtilmişti. 

Türkiye, hem toplam borcun hem de dış borcun GSYH oranı söz konusu olduğunda, özellikle de kamu borcunun (özellikle de kamu dış borcunun) GSYH içindeki payı, benzer ülkelere göre de dünya ortalamalarına göre de düşük oranlara sahip. 2019 sonunda IMF brüt borç durumu verilerine göre Türkiye’de kamu borcunun GSYH oranı yüzde 39,3 iken gelişmiş ülkeler ortalaması yüzde 122, gelişmekte olan ülkeler ortalaması ise yüzde 62 civarındaydı. Toplam dış borcun GSYH’ye oranı yine 2019 sonunda yüzde 58 idi. Kamu dış borcunun GSYH’ye oranı yüzde 22 civarındayken özel sektör dış borcunun GSYH’ye oranı ise yüzde 36 civarında. 

Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı


‘Borç sadakati’ne güveniyorlar 

Yıl başından bu yana yüzde 15’i aşan devalüasyonun ardından GSYH’nin dolar bazında düşmesi bu oranları biraz daha yukarı taşıdı. Ancak siyasi iktidarın da sıkça vurguladığı, açıklamalar ve uygulamalarda fazlaca güvenildiği açık olan bu göreli düşük borç oranına bir de “borç sadakati” eklenmeli. Kredi derecelendirme kuruluşları ve önümüzdeki günlerde uluslararası sermaye kuruluşlarının temsilcilerinden gelebilecek olası başka olumlu açıklamalarda önemli unsurlardan biri büyük bir gayretle, herhangi bir aksama olmadan borçların ödeniyor olması. 2017 sonunda Türkiye’nin toplam dış borç stoku 454 milyar dolar civarındayken, özel bankalar ve finansal olmayan kuruluşların borç kapatmaları sonunda bu tutar 437 milyar dolara geriledi. Kamu borcu 25,5 milyar dolar artarken özel sektör borcu 43 milyar dolar azaldı. 

Türkiye’nin dış ticaret hacminin net dış ticaret açığı üreten yapısı, Merkez Bankası rezervlerinin düzeyi, kısa vadeli dış borç hacmi gibi veriler göz önüne alındığında aslında toplam dış borç stokunun hafife alınması mümkün değil. Ancak uluslararası sermaye kamunun “kapasitesi”ne, özel sektör borcunun ve riskinin kamuya aktarılmaya devam edilecek olmasına güveniyor.  Nitekim Fitch ve Moody’s açıklamalarında kamunun borçlanmada daha gidecek yeri olduğu vurgulanıyor. 

Uluslararası düzeyde pandemiyle birlikte gelişmekte olan ülkelerin borç ödeme gücünün azalması, borç dondurma, erteleme, yeniden yapılandırma konusunda yeni mekanizmalar daha fazla tartışılır hale gelirken Türkiye için kamu olanaklarının daha fazla kullanılmasına hem içeride hem de dışarıda daha fazla işaret ediliyor.