AKP'nin eğitimi imam hatipleştirme projesi çöktü: İmam hatip ortaokulu mezunları bile başka okulları tercih etti

MEB'in açıkladığı rakamlara göre okul tercihlerinde imam hatiplerin oranı yüzde 11,1'de kaldı. AKP'nin tüm çabasına ve engellemelerine rağmen, bakan tarafından algı oluşturulmaya çalışılsa da, öğrencilerin yüzde 70’e yakını ilk tercihlerinde akademik liseleri tercih etti.

Haber Merkezi

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 1 milyon 472 bin 88 öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilen Liseye Geçiş Sınavı’nın (LGS) sonuç raporunu yayımladı. Buna göre, ilk sırada fen lisesini tercih eden öğrencilerin oranı yüzde 46,7 oldu. İlk tercihini imam hatip lisesinden yana kullanan öğrencilerin oranı ise yüzde 11,1'de kaldı.

Anadolu imam hatip liselerine yerleşen öğrencilerin yalnızca yüzde 50,61’inin imam hatip ortaokulu mezunlarından oluştuğu kaydedildi. Sınavla öğrenci alan fen, sosyal bilimler ve anadolu liselerinin kontenjanları tamamen doldu.

Sonuçların açıklanmasının ardından Bakan Ziya Selçuk da sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Selçuk'un anadolu imam hatip liselerinde doluluk oranının yüzde 99,8'e ulaştığına ilişkin yaptığı paylaşım tepkilere neden oldu. Selçuk paylaşımında, "Anadolu İmam Hatip Liselerinin yüzde 99,8’si doldu ve yerleşen öğrencilerimizin yüzde 87’si ilk üç tercihlerinde yer alan bir Anadolu İmam Hatip lisesine yerleştiler" diye yazdı.

Tepkilerde Selçuk'a öğrencilerin imam hatip okullarını tercih etmek zorunda bırakılmaları hatırlatıldı. Üstelik paylaşımın ardından verilere bakıldığında imam hatip ortaokulu mezunlarının yarısı imam hatip lisesini tercih etmediği anlaşıldı.

Konuyla ilgili soL'a değerlendirmelerde bulunan Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, "Rakamlarla bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ancak bu algının hiçbir karşılığı yok. Yine de MEB verilerine bakınca, öğrencilerin yüzde 70’e yakını ilk tercihlerinde yine akademik liseleri tercih etmiş durumdalar" dedi.

Tüm dayatmalara rağmen imam hatiplere yeterli başvuru olmadığını söyleyen Aydoğan şöyle konuştu:

"Dün paylaşılan sonuçlar ısrarlı bir okullaşma politikasının sonucu. Özellikle ortaöğretim kurumlarına yönelik uzun yıllardır süren saldırı, 2012 4+4+4'ten sonra hızlandırıldı. Bir yandan zorunlu imam hatipleştirme politikaları üzerinden bu hayata geçiriliyor, bir yandan da malesef meslek liselerini öğrencilerimizi nitelikli eğitim hakkı açısından değil, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırmaya çalışıyor. O yüzden okullaşma politikası iki temel hat var.

"Örneğin imam hatipleştirme meselesinde, biliyorsunuz sınav sistemi değişikliği oldu önceki yıl ve 'nitelikli okul üzerinden' diye bir ifade kullanıldı. Bu çok bilinçli bir ifadeydi. Öğrenciler ebeveynlerinin seçmen tercihi ne olursa olsun, imam hatip liseleri ile meslek liselerini tercih etmiyordu. Hatta bununla ilgili de o sınav sistemi değişikliği öncesinde, MEB verileri üzerinden bir çalışma yapmıştık. Türkiye'nin her yerinden oluşturduğumuz o tablo üzerinden şöyle bir durum ortaya çıkmıştı:

"Seçmen tercihinden bağımsız bütün ebeveynlerin öğrencilerin birincil tercihi, öncelikle akademik liselerdi. Fen liseleri, anadolu liseleri. İlgi, yetenek ve becerileri doğrultusunda yönlendirildiyse öğrenciler; güzel sanatlar, sosyal bilimler, spor liseleriydi. Devamında yerleşemiyorlarsa meslek ve en sonunda da imam hatip liseleri tercih ediliyordu. Ancak o sene yapılan sistem değişikliğiyle birlikte bu okulların yarısından fazlası, meslek ve imam hatip liselerinden oluşturuldu. Merkezi sınavla yerleştirilen okullara yüzde 10'luk dilim üzerinden öğrenci alındığı için yüzde 3'lük, 4'lük dilime giremeyen öğrenciler aslında fiilen meslek ve imam hatip liselerine yerleştirilmiş oldu."

Öğrenciler fen istiyor, imam hatipin kontenjanı artıyor

"Şu anda da yine merkezi sınavla alan okullar üzerinden aynı durumla karşı karşıyayız. MEB’in dün yayımladığı verilerde merkezi sınavla öğrenci alan okulların kontenjan artışlarını da gördük. Fen liseleri en çok tercih edilen okul türü olmasına rağmen kontenjanı yüzde 35 artırıldı, imam hatip liselerininse yüzde 45.

"Diğer önemli durum da yerel yerleştirme. Öğrencilerin yüzde 90'ına yakını yerel yerleştirmeyle yerleşiyor. Burada da öğrencilerin 5 tercih hakları var ama bir okul türünden en fazla 3 tercih yapabiliyorlar. Mutlaka dördüncü veya beşinci tercihine, açıkta kalmamak için, imam hatip veya meslek lisesini de koymak zorunda. Ve yeterince okul olmadığı için özellikle akademik liseler bağlamında, açıkta kalma kaygısı nedeniyle öğrencilerimiz buraları yazmak zorunda kalıyor. Yerleşememe kaygısı çok güçlü bir kaygı."

'Yarısı başka okullara gitmiş'

"Bu sınavların gerçekleştiği süreçte ve öncesinde bizim en temel uyarılarımızdan biri, kayıt alanlarının genişletilmesiydi. Çocukların seçeneklerinin artması ve okul türü tercih sınırı dayatılmamasıydı. Tüm çocuklar bırakın istediği okul türünü yazabilsin. Anadolu lisesine yerleşmek istiyorsa, 5 tercihine de anadolu lisesi yazabilsin. Bu da yapılmadı.

"Rakamlarla bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ancak bu algının hiçbir karşılığı yok. Yine de MEB verilerine bakınca, öğrencilerin yüzde 70’e yakını ilk tercihlerinde yine akademik liseleri tercih etmiş durumdalar. Ve imam hatip ortaokulu mezunu gerçekten çok çarpıcı bir oran. Tüm dayatmalara rağmen imam hatip ortaokulu mezunu öğrencilerin yarısı, imam hatip dışındaki okul türlerini tercih etmiş durumdalar. Bu hem 4+4'ün hem de zorunlu imam hatipleştirme politikalarının iflası anlamına geliyor. Ancak bu sürece hem kontenjan artışları hem okul türü sayısı artışı kısmında aynı politikayı devam ettiriyorlar."

'Ciddi bir sınıfsal dayatma var'

"Bir de çeşitli sermaye grupları, vakıf-dernek adı altındaki yapılar, sürekli, öğrencilerin imam hatip liselerini tercih etmeleri durumunda, burs ve benzeri imkanlar sunacaklarını söylüyorlar. Bu durum il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri üzerinden de destekleniyor. Çok sayıda ilde afişler, pankartlar, sosyal medya üzerinden çağrılar yapılıyor. Verilere bakınca da, imam hatip ve meslek liselerini, daha çok sosyo ekonomik durumu düşük öğrencilerin seçtiğini görüyoruz. Zaten bu sınav meselesi, öğrencilere çok ciddi sınıfsal bir dayatma halini yaşatıyor. Düşünebiliyor musunuz, öğrencilerimizin yüzde 90'ına yakını, merkezi sınavla alan okullara yerleşmedi. Bu çok ciddi bir eşitsizlik. 

"Yerel yerleştirmede de, diyelim Ankara Mamak'taki bir öğrencinin, Çankaya'daki okulu seçme şansı olmuyor. Bu da bir sınıfsal dayatma. Ya da İstanbul Sultanbeyli'deki bir öğrencinin Kadıköy’deki bir okulu seçme şansı da yok. Biliyorsunuz okullar arasında da, yeterli bütçe ayrılmadığı için olanaklar açısından çok ciddi eşitsizlik var. Bu da ideolojik bir tercih ve dayatma. Bilimsel eğitimin de yok edilmeye çalışıldığını görüyoruz.

"Şimdi imam hatiplere yeterli başvuru olmamasından kaynaklı MEB'e bağlı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bütün okul türlerini hızlı bir şekilde kendi bünyesinde topluyor. Örenğin durmadan anadolu fen imam hatip, anadolu sosyal bilimler imam hatip, anadolu güzel sanatlar imam hatip, anadolu yabancı diller imam hatip şeklinde bir okullaşma politikası izleniyor. Örneğin bir öğrenci fen lisesine girmek istiyor, giremediğinde, anadolu fen imam hatip üzerinden bir tercihte bulunmak zorunda kalıyor."