Rus Dışişleri Bakanlığı Cuma günü bir açıklama yaparak, Amerika Birleşik Devletleri’nin Açık Semalar Antlaşması’ndan çekileceğini resmen Rus hükümetine bildirdiğini kaydetti.
ABD Başkanı Donald Trump Perşembe günü, Rusya ile iyi ilişkileri olduğunu, ancak Moskova’nın taraf ülkelerde silahsız denetleme uçuşlarına izin veren Açık Semalar Antlaşması’na uygun davranmadığını söylemiş ve tek taraflı olarak Antlaşma’dan çekileceklerini belirtmişti.
Trump’ın açıklamasının ardından, antlaşmayı esas ihlal eden tarafın ABD olduğunu ileri süren Moskova, Açık Semalar Antlaşması’nı (ASA) kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapacağını belirtmişti. Rus Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ‘‘Eğer ABD Antlaşma’dan çekilirse, taraflar arasındaki kırılgan çıkar dengesine bir darbe indirilmiş olacak. Bunun sonucunda, sadece ASA değil, bir bütün olarak Avrupa güvenlik çerçevesi zarar görecek’’ denilmişti.
ABD’nin kararını resmen bildirmesinin ardından yeni bir açıklama yapan Rus Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sergey Ryabkov, ABD’nin 2 Ağustos 2019’da Orta Menzilli Nükleer Güç Antlaşması’ndan da tek taraflı çekildiğini hatırlatarak, Amerikalıların uluslararası güvenliğin mimarisini tasfiye etmeye çalıştıklarını ve Rusya’ya yönelik suçlamalarının asılsız olduğunu kaydetti.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko ise Sputnik'e verdiği demeçte, Moskova'nın Açık Semalar Anlaşması'nın tüm maddelerine anlaşma yürürlükte kaldığı sürece uyacağını belirtti.
Moskova'nın anlaşmadan çekilme niyetinde olmadığını ifade eden Gruşko, "Pragmatik bir yaklaşım olmalı. Anlaşma yürürlükte kaldığı sürece, bu anlaşmadan doğan tüm hak ve yükümlülüklerimizi eksiksiz olarak yerine getirme niyetindeyiz" diye konuştu.
1992 yılında 34 ülke tarafından imzalanan Açık Semalar Antlaşması, taraf ülkelerin diğer ülkelerde silahsız hava denetim uçuşları yapmasına ve şeffaflığı ve istikrarı sağlamak için askeri faaliyetlerin izlenmesine izin veriyor.
ABD Rusya’yı Güney Osetya ve Abazya ile Kaliningrad üzerinde denetim uçuşlarına izin vermemekle ve Antlaşma çerçevesinde gerçekleştirdiği uçuşlarda elde ettiği görüntüleri, ABD ve Avrupa’daki kritik altyapı tesislerini hassas güdümlü mühimmatlarla hedef alma doktrinini desteklemek için kullanmakla suçluyor.
