Müjdeler kimin için?

Enerji Bakanı Fatih Dönmez, 'Karadeniz'de doğal gaz rezervi keşfi ile birlikte ithalatımızda ciddi azalma bekliyoruz. Doğal gazı vatandaşlarımızın çok daha ekonomik fiyatlarla kullanabileceği altyapıyı oluşturmuş oluyoruz' dedi. Salgın döneminde bile yurttaşlardan faturaları tahsil etmenin yolunu bulan hükümet, keşfedilen rezervi halka sunacak mı? soL okurları için derledik.

Turgut Yıldız

Hâlihazırda Türkiye’nin yıllık yaklaşık 45-50 milyar metreküp aralığında gerçekleşen doğalgaz tüketiminin neredeyse tamamı ithal kaynaklardan karşılanıyor. Bu ithalatın çoğu da uzun dönemli anlaşmalar ile Rusya-İran-Azerbaycan eksenine bağlanmış durumda. Yeni keşfedilen rezerv, ithalat miktarını görece düşürecek olsa da döviz kurunun sürekli artmasından dolayı ithal edilen doğalgazın maliyetinin artması,  anlaşmaların 2025-26’ya kadar sürecek olması ve hükümetin salgın koşullarında dahi şirketlere pek çok kolaylık sağlamasına rağmen vatandaştan faturaları eksiksiz tahsil etmesi göz önünde bulundurulduğunda bulunan doğalgazın faturalara yansıması pek de mümkün görünmüyor.

Doğalgaz neden pahalı?

Doğalgaz ithalatında anlaşmaların tarife mekanizması net olarak açıklanmasa da hâlâ petrolün gazla rekabetine dayalı olduğu biliniyor. Hatırlanacağı üzere CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın yanıtlaması talebiyle verdiği yazılı soru önergesinde yer alan  “Avrupa doğal gazın bin metreküpünü 120 dolar civarında satın alırken, Türkiye’nin aynı miktarda doğal gazı 280 dolara almasının nedeni nedir?” sorusuna Bakanlık tarafından verilen yanıtta bunun ticari sır olduğu belirtilmişti.

Doğalgazın pahalı olması önceden yapılmış uzun dönemli anlaşmaların şartlarından ve sürekli artan döviz kurlarından kaynaklanıyor. Hazine ve Maliye Bakanı’nın düşüncelerinin aksine tüm yurttaşların dolarla bir işi var, doğalgaz ithalatı dolarla yapıldığı için kurdaki her artış doğalgazın maliyetini doğrudan etkiliyor.

Doğalgazın pahalı olmasının bir sebebi de özelleştirmeler. Büyükşehirlerde doğalgaz dağıtım faaliyetlerinin özelleştirilmesi ile evimize gelen faturalarda en az iki şirketin kârı bulunuyor. Şirketlerin kârlarının yanı sıra alınan vergiler de faturaların yüksek olmasının bir diğer sebebi.

Rezervin değeri ne kadar?

Bulunan 320 milyar metreküplük rezerv Türkiye’nin yaklaşık 6-7 yıllık ihtiyacına denk düşüyor.  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı rezervin değerinin 65 milyar dolar civarında olduğunu açıkladı.

Açıklanan rezervden yıllık 10 milyar metreküp çıkarıldığı takdirde Türkiye’nin bugünkü yıllık ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılayacağı ve yılda 2-3 milyar dolarlık bir katkı sağlayacağı söylenebilir. Bu

Dolayısıyla keşfedilen doğalgaz rezervi tek başına Türkiye’nin enerji ithalatını kökten değiştirmesi ve enerji ithalatından kaynaklı cari açığı kapatması mümkün değil.

Bulunan rezervin nasıl çıkartılacağı ve işletileceği konusunda tartışmalar sürüyor. Derin denizde bulunan kaynağın çıkarılıp işletilebilmesi için büyük gaz şirketleri ile bir anlaşma yapılması olası görülüyor. Son yıllarda enerji yatırımlarını alım garantisi yoluyla yapmayı seçen AKP iktidarının bulunan rezerv ile hangi enerji şirketi ile ilgili nasıl bir anlaşma yapacağı ise merak konusu.

Bulunan doğalgaz faturaları düşürecek mi?

Bulunan rezervin Türkiye’nin eksenini kaydıracağı ve cari açığını kapatacağı gibi iyimser söylemlerde bulunulsa da Türkiye’nin uzun dönemli ve “al ya da öde” şartıyla imzaladığı pek çok ithalat anlaşması bulunuyor.

Hâlihazırda patronların zararının karşılanması için faturalara yapılan zamlar yetmiyor, üstüne hükümet BOTAŞ üzerinden sübvansiyon yaparak gaz şirketlerinin kârını artırmaya çabalıyor. Bu durum birkaç yıl öncesine kadar en çok kâr eden kuruluşlardan biri olan BOTAŞ’ın zarar etmesine sebep oluyor.

Öte yandan bahar aylarında petrol fiyatlarındaki düşüşün ardından AKP basınında “doğalgaz fiyatlarında büyük indirim” müjdeleri verilmiş hatta Haziran ayında yandaş medyada “faturalarda yüzde 20 civarında düşüş bekleniyor” haberleri yayınlanmıştı. Bu haberlerin ardından şirketlere uygulanan tarifelere indirim geldi ancak yurttaşların evlerinde kullandığı doğalgazda indirim yapılmamıştı.

Salgın döneminde dahi hükümet yurttaşlardan faturaları eksiksiz tahsil etmenin yollarını bulmuş, patronlar Bakan Albayrak’ın deyimiyle “destekler ile korunurken” yurttaşların payına düşen ise işsizlik, kısa çalışma ödeneği, maaşlarda kesinti ve esnek çalışma olmuştu.

Peki, bu faturalar nasıl düşer?

Faturaların düşebilmesi için enerji sektöründe özelleştirmeci ve piyasacı anlayışın terk edilip kamucu ve halkın çıkarlarını gözeten bir kamu idaresi kurulması şart. Şirketlerin kârları faturalardan çıkmadan faturalarımızın düşmesi mümkün görünmüyor.

Ayrıca patronların korunup kollanabilmesi için gerekli kaynakların oluşturulabilmesi adına yurttaşlardan toplanan vergilerin kaldırılması da şart. Dolayısıyla faturalarının düşmesinin aslında tek yolu var: düzen değişikliği…