31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala, AKP’nin Diyarbakır adayları oy karşılığında market kartları dağıtmaya başladı. AKP’nin Eğil adayı Fırat Seydaoğlu, içinde 500 lira bulunan BİM kartı dağıtırken, Yenişehir adayı Muhammet Asena da 4 bin liralık gıda market kart limitini 6 bin liraya çıkardı.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Seydaoğlu tarafından evlere gönderilen BİM kartlarının üzerine el yazısıyla “Fırat Seydaoğlu” yazıldı.
Muhammet Asena’nın gıda market kart limitini artırdığına dair mesaj ise “AK Parti Belediye Başkanları” isimli WhatsApp grubuna gönderildi. Söz konusu mesajda “Hayırlı akşamlar Yenişehir’in gıda market kart limiti 4000 TL’ydi. Bugünkü toplantıdan sonra gıda market yardımını 6000 TL’ye çıkardık. Olmayanların başvurularını aldık. Birkaç güne sonuçlanınca gruptan paylaşacağım. Şimdi bilgilerinizi yollamayın, yardımlarımız Yenişehir belediye başkanımız Muhammet Asena tarafından geliyor. Hepimiz başkanımız için çalışalım, hep beraber kazanacağız” ifadeleri yer aldı.
‘Bu tarz haberlerin çıkmadığı bir seçim dönemi hatırlamıyorum’
AKP Diyarbakır adaylarının oy karşılığı market kartları dağıtmasını, Türkiye Komünist Partisi (TKP) Diyarbakır Kayapınar Belediye Başkan adayı Zülküf Hatunoğlu ile konuştuk.
Düzen siyasetinde seçim kazanmak için her yolun mübah olduğunu kaydeden Hatunoğlu, böyle bir siyaset ortamında bu tür durumların yaşanmasının şaşırtıcı olmadığını söyledi:
“Bu örnekte AKP var ama düzen siyasetçilerinin tamamı seçimi kazanmak için her yolu mübah görüyor. Böyle bir anlayışla girilen seçimde bu tür durumlar elbette yaşanır. Yani özetle, seçime hile de karışır, oy da çalınır, tehdit ve şantaj da uygulanır.”
‘Halkın, kendilerini sadakaya muhtaç bırakan siyasetin, siyasetçilerin karşısına dikilmesi lazım’
Hatunoğlu, Türkiye’de bu tarz haberlerin çıkmadığı bir seçim dönemi hatırlamadığını belirtti. Düzen siyasetçilerinin oy almak için halka rüşvet verdiğini kaydeden Hatunoğlu, “Bu durumun en büyük nedeni emekçilerin siyasete müdahale etme konusunda şimdilik yetersiz kalması” dedi:
“Türkiye’de bu tarz haberlerin çıkmadığı bir seçim dönemi hatırlamıyorum. Oy almak için açık açık rüşvet veriliyor, oy satın alınıyor. Bu durumun en büyük nedeni emekçilerin siyasete müdahale etme konusunda şimdilik yetersiz kalması. Halkın, kendilerine rüşvet veren siyasetçilere, kendilerini sadakaya muhtaç bırakan siyasete ve siyasetçilere sırtını dönmesi, bu siyasetin karşısına dikilmesi lazım. Böylesi bir seçimin adil ve gerçek bir demokrasi örneği olduğu savunulabilir mi?”
Halkı sadakaya muhtaç bırakan AKP’nin, bugün yaşananlardan sorumlu değilmişçesine yoksullara “sadaka” dağıtmasının utanmazlık ve riyakarlık örneği olduğunu söyleyen Hatunoğlu şunları kaydetti:
“Halkın yoksulluk ve sefalet içinde olduğu, temel gıdalarını dahi almakta zorlandığı bir dönemde iktidarda olan parti adayı çıkıp erzak kolisi dağıtacak, market kartı dağıtacak ve halktan oy isteyecek. Üstelik bu tablonun ortaya çıkmasından sorumlu olduğu halde. Bu, büyük bir utanmazlık ve riyakarlık örneği. Yardım kartları dağıtılıyor. Kimin parasıyla? Halktan alınan vergilerle, hazine yardımlarıyla, yoksulun sırtından büyüyen zenginlikleriyle dağıtıyorlar.”
‘Sadaka siyasetinin karşısında TKP duruyor’
“Halka sadaka dağıtanlarla bizim siyasetimiz arasında çok net bir fark var” diyen Hatunoğlu, TKP’ye verilen oyların bir yanıyla da sadaka siyasetinin karşısındaki direnci temsil ettiğini söyledi:
“Halka sadaka dağıtanlarla bizim siyasetimiz arasında çok net bir fark var. Sadaka siyasetinin karşısında TKP duruyor. Bizim hakkımız olanı bize yardımmış gibi verenlere, yani zübüklere karşı TKP var. TKP’ye verilen oylar aynı zamanda bu sadaka siyasetinin karşısındaki direnci temsil ediyor. Bu nedenle de oylar TKP’ye.”
