Sonuç olarak: eğitimin özelleştirilmesiyle tarikatlara gün doğdu. Milli Eğitim Bakanlığı, üzerine düşen, izleme; değerlendirme; yönlendirme; denetim görevlerini yapmıyor.

İslamın gereklerini yerine getirmek ve milli-manevi değerlerimizi öğretmek çok pahalıya mal oluyor

Diyanet İşleri Başkanlığı 2023-2026 arasındaki 4 yılda en az 372,8 milyar lira tutarında ödenek kullanacak. Açılımı şöyle: 2023 yılı Bütçesindeki tutar 35,9 milyar liraydı. Resmi Gazetenin 6 Eylül 2023 günlü sayısında yayımlanan 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Programda 2024-2026 yılları arasında verilecek ödeneklerin toplamı 336,8 milyar lira.

Bu tutarlarla yetinilmeyeceğini biliyoruz. Her yıl güncelleniyor. Sözgelişi, geçen yıl yayımlanan 2023-2025 yıllarını kapsayan OVP’de, 2024 yılında 43,3 milyar; 2025 yılında 49,8 milyar lira ödenek istenebileceği belirtilmişti. 6 Eylül 2023 günü yayımlanan OVP’de bu tutarlar yaklaşık iki kat artırıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı 2024 yılında 91,8 milyar lira, 2025 yılında 113,9 milyar lira ödenek isteyebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine İmam-Hatip Okullarının yönetilmesinde kullanılmak üzere 2022 yılında 14,6 milyar; 2023 yılında 33,8 milyar lira ödenek verildi. İki yılın toplamı 50 milyar liraya yaklaşıyor.

İmam-Hatip okulları öğrencileri, Bakanlığın gözdesi olmanın konforunu yaşıyor. Onlara ayrıcalıklı hizmetler sunuluyor. Yurtlar hem ucuz, hem bakımlı hem de öğrencilere harçlık, burs gibi ödemeler temel eğitim, orta öğretimdekilere oranla daha çok yapılıyor. Buna karşın, Bakanlığın verilerine göre yurt kapasitelerinin ancak yarısını doldurabiliyorlar. MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü internet sitesinde 125.597 öğrencinin kalabileceği 827 pansiyonlu İmam Hatip Okulu listeleniyor. MEB 2022 yılı Faaliyet Raporunda ise Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı 867 pansiyonda 71.921 öğrenci kaldığı yazıyor. Demek ki yurtlara kayıt yaptırabilmek için aradıkları koşullara uygun sayıda öğrenci bulamıyorlar.

İmam-Hatip Okulları, imam-hatip yetiştirmek; mesleki eğitim verdirmek gerekçeleriyle kurulmuştu. Kuruluş amacına hiç uyulmadı. Her yıl milyonu aşan kız ve erkek öğrenciye “İslâm’î bilgiler” öğretiliyor. Öğrenciler, Peygamberin yaşamını; “Kur’an’ı doğru okumasını” öğreniyor.

Okullarını bitirdiklerinde, Üniversite sınavlarına girip meslek edinmek istiyorlar ancak başarılı olamıyorlar. Çözüm, bu okulları meslek eğitimi kimliklerine kavuşturmaktan geçiyor. Böyle bir yöntem seçilirse İmam Hatip Okullarının çoğunun kapatılması gerekecek. İşlerine gelmiyor. Bunun yerine; “İmam Hatip Okulları Öğrenci Başarısının Artırılmasına Yönelik AR-GE Çalışmaları” adını verdikleri bir proje yürütmeye başlanıldı: Üniversite sınavlarındaki başarının artırılması adına yalnızca 2022 yılında 3 milyar 965 milyon lira harcandı.

Türkiye Diyanet Vakfı ele avuca sığmıyor. Kısa sayılacak bir sürede iri bir holding cesametine ulaştı. Vakıf, 3.300 öğrencinin eğitim gördüğü İstanbul 29 Mayıs Üniversitesinin; 10.636 kapasiteli 52 öğrenci yurdunun; yayımcılık, satış, pazarlama, fuarcılık, reklamcılık, katılım sigortacılığı işleriyle uğraşan bir dizi şirketin sahibi. Bu şirketlerin İslam’a ve milli manevi değerler eğitimine yaptığı parasal katkının hesabını çıkarıp tutarını bilançomuza eklemek için elimizde yeterli bilgi yok.

Yukarıda resmi belgelerde yazılı ve ulaşılabilen bilgiler sıralanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokoller sayesinde adı geçen ENSAR, TUGVA gibi vakıf ve derneklerin İslam adına; milli-manevi değerler adına yaptıkları harcamaların tutarını da bilemeyeceğimiz için bilançomuzda onların katkısı da yok. 

Ancak cemaat-tarikat gibi yapıların yönetiminde, yüzü aşkın vakıf ve dernek olduğunu biliyoruz. Bunlar büyük bir olasılıkla kamu gücü, etkisi ve otoritesiyle sağlanan kamu kaynaklarından besleniyor. Bilançomuza onların katkısını da ekleyebilme olanağımız ne yazık ki yok!

Sonuç olarak: eğitimin özelleştirilmesiyle tarikatlara gün doğdu. Milli Eğitim Bakanlığı, üzerine düşen, izleme; değerlendirme; yönlendirme; denetim görevlerini yapmıyor. Çok sayıda merdiven altında, şekilsiz örgüt, bilemeyeceğimiz işler yapıyor. Onların ne sayılarını ne harcamalarının tutarını ne zenginliklerinin nedenini ve nereden edindiklerini bilebiliyoruz.

İslami ve milli-manevi değerler eğitimi adı verilen eylemler dizisinin olumsuz sonuçları, harcanan paraların tutarı ile sınırlı bir anlayışla değerlendirilip ölçülemez elbet. Ama bilançomuzun dipnotunda yer almasında yarar var. Gün olur hesabını sorarız.