Bugün soL’da yer alan bir haberin sunuluş şekli Yeni Şafak’ın da gündemine girmişti. soL’un haberi sunuş şeklini eleştiren gazete “solda durum bildiğiniz gibi” başlığını atmıştı. Gazete haberinde “Sol Haber, Marmara, Ege ve Akdeniz'in Çinlilere satıldığı imajını veren bir tweet attı. Ancak haberin Marmara, Ege ve Akdeniz adlı gemilerin satışına yönelik olduğu anlaşılınca söz konusu site sosyal medyada espri konusu oldu.” ifadelerini kullandı.
Oysa soL’un haberinde “ ‘Marmara’, ‘Karadeniz’ ve ‘Ege’ Çinlilere satılıyor” başlığında tırnak içinde yer alan isimlerin deniz adları değil gemi adları olduğunu farketmek için haber fotoğrafına ve spota bakmak yeterliydi ama Yeni Şafak editörleri, tırnak işareti içine alınmış isimler üzerinden soL'un bu denizlerin satıldığı "imajını yaratmaya çalıştığını" iddia edebildi. Okurlarımızın da yakından bildiği üzere soL "denizleri satıyorlar!" basitliğine düşen bir yayın değil.
Kıyı yağmaları, emperyalist şirketlere ve Arap şeyhlerine tanınan kimi imtiyazlar sıklıkla soL'un haberlerine konu oluyor ama bu tür şişirme başlıklarla değil. Üstelik soL okurları AKP iktidarının Karadeniz'i Çinlilere satmasının mümkün olmadığını, bunu en azından ABD'den onay almadan yapamayacağını iyi bilirler.
Ancak Yeni Şafak’ın konuya bu kadar heveskar şekilde dahil olmasının arkasındaki gerçek bir süre sonra ortaya çıktı. Yeni Şafak fırsat bulduğunu düşünerek soL’la dalga geçmeye çalıştı çünkü haberde bahsi geçen ve Çinlilere satılan ‘Marmara’, ‘Karadeniz’ ve ‘Ege’ adlı gemiler ismi çeşitli skandallara karışan Binali Yıldırım’ın çocuklarının ortağı olduğu Derin Denizcilik adlı şirkete aitti.
Yönetim kurulunda AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın oğulları Erkam Yıldırım, Bülent Yıldırım ve kızı Bahar Büşra'nın bulunduğu Derin Denizcilik, her biri 57 bin DWT'lik DD Marmara, DD Ege ve DD Karadeniz isimli gemilerini Çinli bir alıcıya satttı. Derin Denizcilik’in elinde böylece hiç gemi kalmamış oldu.
Peki Derin Denizcilik ne zaman gündeme gelmişti hatırlayalım.
“Paradise Papers” olarak anılan belgelerde Yıldırım’ın çocuklarına ilişkin belgeler bulunmuş, ancak bu belgelerin yayınlanması Türkiye’de mahkeme kararıyla engellenmiş, konuyu gündeme getirenlere yüksek tazminat cezaları verilmişti.
Konunun Meclis gündemine gelmesi ise iktidarın oylarıyla engellenmişti.
Bu belgelere göre iktidardaki ailelerin yakınları ve büyük patronlar vergi ödememek için Malta’da şirket kuruyorlardı. Malta’nın özellikle denizcilik konusunda bu özelliğiyle öne çıktığı biliniyor.
Konuyu ayrıntılı şekilde işleyen haberi nedeniyle tazminat cezasına çarptırılan Cumhuriyet muhabiri Pelin Ülker’in haberinde yer alan bilgilere göre Malta’da dönemin başbakanı Binali Yıldırım’ın oğulları, dayısı ve yeğeniyle bağlantılı olan toplam sekiz şirket bulunuyordu. Bu şirketlerden ikisine ise Ulaştırma Bakanlığı’ndan aldığı ihalelerle bilinen Salih Zeki Çakır ortaktı. Her fırsatta yerli ve milli vurgusu yapan, yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çağıran hükümetin önde gelen isminin akrabaları şirket kurmak için Malta’yı tercih ediyordu.
Binali Yıldırım’ın oğulları ve kızı Büşra Yıldırım’ın Türkiye’de ortak olduğu iki şirket var. Bunlar Derin Denizcilik (3 gemiyi çinlilere satan şirket) ve Gaye İnşaat. Bu şirketlerin İTO’ya göre eski yönetim kurulu üyeleri olan Çetin Seven ve Ziya Alp Gülan’ın ismi de Malta kayıtlarında geçiyor. Seven ve Gülan’ın bağlantılı olduğu off-shore şirketlerde Salih Zeki Çakır’ın da yer alması dikkat çekiyor.