Pandemi kadınları iki kat vurdu

Salgın döneminde kadınlar yalnızca işsiz kalmadı; toplumsal yaşamdan evlere doğru da itildiler.

Haber Merkezi

Salgın döneminde kadınlar yalnızca işsiz kalmadı; toplumsal yaşamdan evlere doğru da itildiler. Üstelik bu her zaman işten çıkarmalarla da olmadı; işe giderken çocuğu kime bırakacağı problemini çözemeyen kadınlar çoğu zaman çareyi işi bırakmakta buldu. Bu çıkışsızlıkta, özelleştirilen eğitim sistemi ve ciddi bir bedel ödemeksizin erişilmesi imkansız hale gelen kreşlerin payı büyük. Kaldı ki, virüsün etkisini arttırdığı dönemlerde kreşler ve özel okullar da yüz yüze eğitime ara verdi. Yani para ödemiş olmak bile çocuk bakım sorununu çözmeye yetmedi.

Üstelik yalnız bizim ülkemizde değil, tüm dünyada benzer bir süreç yaşandı: Kadınlar işgücünün dışında kaldı. Çünkü çocuk bakım yükü, kapitalist dünyanın hiçbir yerinde kadınların omuzlarından alınmış değil. 

Bloomberg’de Sarah Green Carmichel imzasıyla geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir görüş yazısı bu söylediklerimizi en azından ABD açısından doğruluyor. Salgın döneminde kadınların işgücüne katılımı üzerine yapılmış pek çok araştırmadan faydalanılan yazıda, Eylül ve Ağustos aylarında, bir milyondan fazla insanın işgücünün dışında kaldığı, ve bunların %80’inin kadın olduğu belirtiliyor.

Bunun sebeplerine dair McKinsey şirketinin yaptığı bir araştırma, çalışan her dört kadından birinin (her üç anneden de biri) işten ayrılmayı ya da işin yoğunluğunu hafifletmeyi düşündüğünü ortaya koyuyor. Oysa şirketin son altı yıldır yaptığı benzer araştırmalarda, kadın ve erkeklerin işten ayrılmaya dönük ilgilerinde farklı bir orana ulaşılmamış. Salgınla birlikte ise kadınlar ya işten ayrılmayı ya da kısmi zamanlı çalışacakları bir işe geçmeyi düşünüyor.

Yine yazıda yer verilen bir diğer araştırma, bu kez çalışan ebeveynler üzerine FlexJobs şirketinden. Buna göre çalışan anne ve babaların %25’i çocuk bakım gereklilikleriyle başa çıkabilmek için çalışma sürelerini azaltıyor. Fakat yine %17 oranıyla kadınlar, %10 oranındaki erkeklere göre işten ayrılmaya çok daha yakın. Bu ise, kadınların üzerine çok fazla ekstra bakım işi kaldığını ve bunun onları işgücünün dışına ittiğini gösteriyor.

Seçim değil zorunluluk

Yazıdaki araştırmaların gösterdiği bir başka şeyse, kadınların çalışma hayatından uzak kalmalarının bir seçimden ziyade zorunluluk olduğu yönünde. Buna göre kadınları bu zorunluluğu üstlenmeye iten üç faktör var: Kendilerinin belirleyemediği mesailer, ilgisiz kocalar ve kötü kamu politikası. 

Yazıda verilen bilgiye göre ABD, özel sektör çalışanlarının yalnızca %19'unun ücretli aile iznine erişebildiği bir ülke. Pek çok kadın, çalışma sürelerinin esnetilmesi veya diğer doğum sonrası düzenleme taleplerinin reddedildiğini söylüyor. Hukuk, danışmanlık ve finans gibi yoğun mesaili mesleklerde, haftada sadece 40 saat çalışma talebi, yarı zamanlı çalışmaya geçmekle eşdeğer görülebiliyor.

Yazıda kadınları çalışma yaşamının dışına iten ikincil diğer bir faktör de, babaların çocuk bakımına ve ev işlerine ilgisizliği olarak sıralanıyor. ABD’de işgücünün dışında kalan üç kadından ikisi, kocalarından yeterince destek görmediklerini belirtiyor. Kocalar, sözlü ya da duygusal olarak desteklerini görseler bile, fiziksel anlamda eşlerine destek olmuyor. Örneğin Zoom derslerinde çocuğu yönlendirmek ya da ev işlerinin ucundan tutmak gibi. Bu konuda McKinsey şirketinin yaptığı bir araştırmanın çıktıları ise şöyle:

Son olarak yazı, kamu politikasının kadınları çalışma hayatının dışına iten üçüncü faktör olduğunu belirtiyor. Verilen bilgiye göre ABD'de, bebek bakım ücretleri halen maddi anlamda karşılanabilir değil ve bebek doğduğunda ücretli iznin hiçbir garantisi yok. Yazar pandemiden önce çocuk bakımının sübvanse edildiği ülkelerde işgücüne katılım oranının daha yüksek olduğunu belirtiyor. ABD'de doğumdan sonra işten ayrılan kadınlar ortalama iki yıl içinde işgücüne geri dönüyor. Yazar, “Ücretli doğum izni uygulansa ve bebek bakım ücreti yeterli düzeyde sağlansa, bu kadınlar işlerini asla bırakmayabilirdi” diyor. Tüm bunlara ek olarak pandemi nedeniyle okullar ve kreşlerin tam olarak açılmadığı bu yıl daha pek çok kadının ABD iş gücünden ayrılacağını, ve bunun tercihtense zorunluluk olduğunu ekliyor.