Eksen kaydıran 'müjdeyi' tanıyalım

Karadeniz’deki sondaj faaliyetleri sonucunda keşfedilen doğalgaz rezervi önemli bir büyüklüğe sahip olmakla beraber Türkiye’nin enerji politikalarında eksenini kaydıracak boyutlarda gözükmüyor. Coşkulu açıklamaların ardından ilk akla gelen soru ise yurttaşlara ne faydası olacağı.

Turgut Yıldız

Türkiye’nin yıllık 45-50 milyar metreküplük doğalgaz tüketimi göz önünde bulundurulduğunda açıklanan rezervin yaklaşık 6-7 yıllık ihtiyaca denk düştüğü hesaplanıyor. Yıllık ne kadar gaz çıkarılabileceği ve bunun ekonomik karşılığı üzerine hükümetin yaptığı aşırı iyimser açıklamalar, AKP’nin bulunan gazın ekonomik getirisinden çok siyasi getirileri ile ilgilendiğine işaret ediyor.

Rezerv ne anlam ifade ediyor?

Türkiye’nin mevcut doğalgaz rezervi yaklaşık 3,5 milyar metreküp. Karadeniz’de açıklanan rezerv ise mevcut rezervin yaklaşık 100 katı büyüklükte. Bu anlamıyla önemli bir kaynak olduğu söylenebilir.

Türkiye’nin yıllık 45-50 milyar metreküplük doğalgaz ihtiyacının neredeyse tamamı ithal kaynaklar ile karşılanıyor. İthal edilen gazın ise dörtte üçü uzun dönemli anlaşmalarla alınıyor. Anlaşmaların tarife mekanizması net olarak açıklanmasa da Dünya’daki diğer anlaşmalara göre daha yüksek fiyatlarla gaz ithal edildiği biliniyor.

Açıklanan rezervden yıllık 10 milyar metreküp çıkarıldığı takdirde Türkiye’nin bugünkü yıllık ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılayacağı ve yılda 2-3 milyar dolarlık bir katkı sağlayacağı söylenebilir.

Gaz nasıl çıkartılacak?

Bulunan rezervin nasıl çıkartılacağı ve işletileceği konusunda tartışmalar sürüyor. Derin denizde bulunan kaynağın çıkarılıp işletilebilmesi için büyük gaz şirketleri ile bir anlaşma yapılması olası görülüyor.

Rezervin bulunduğu alanın yakınında Romanya’nın münhasır ekonomik bölgesinde Exxon ve OMV firmaları gösteriyor. Son yıllarda enerji yatırımlarını alım garantisi yoluyla yapmayı seçen AKP iktidarının bulunan rezerv ile hangi enerji şirketi ile ilgili nasıl bir anlaşma yapacağı ise merak konusu.

Eksen nereye kayıyor?

Bulunan rezervin Türkiye’nin eksenini kaydıracağı ve cari açığını kapatacağı gibi iyimser söylemlerde bulunulsa da Türkiye’nin uzun dönemli ve “al ya da öde” şartıyla imzaladığı pek çok ithalat anlaşması bulunuyor.

Üstelik bu anlaşmaların hacmine bakıldığında Rusya, İran ve Azerbaycan’dan yapılan ithalat %70’ten fazlasına tekabül ediyor. 2019 yılında bu üç ülkeden yaklaşık 33 milyar metreküp doğalgaz ithal edildi. Kısaca Türkiye’nin bu eksenden kopması pek de kolay değil.

Doğalgaz fiyatları etkilenir mi?

Halihazırda doğalgaz ithali için yapılmış uzun dönemli anlaşmalar dolar üzerinden yapıldığı için kötü giden ekonomi ve yükselen döviz kuru nedeniyle gaz fiyatlarının da yükseldiği bir gerçek.

Patronların zararının karşılanması için faturalara yapılan zamlar yetmiyor, üstüne hükümet BOTAŞ üzerinden sübvansiyon yaparak gazi şirketlerinin kârını artırmaya çabalıyor. Bu durum birkaç yıl öncesine kadar en çok kâr eden kuruluşlardan biri olan BOTAŞ’ın zarar etmesine sebep oluyor.

Karadeniz’de bulunan rezervin 2023 yılında kullanılmaya başlamasından önce 2021 yılında  bitecek uzun dönemli anlaşmaların nasıl ikame edileceğinin doğalgaz fiyatı üzerinde daha etkili olacağı öngörülüyor.

Kısacası yakın vadede yurttaşlara yansıyacak bir sonuç ufukta görünmüyor.