JMKDD: Küba hayat kurtarır!

José Marti Küba Dostluk Derneği tarafından ''Küba Hayat Kurtarır'' sloganıyla düzenlenen imza kampanyası devam ediyor. Küba dostları ABD'nin Küba'ya yönelik ablukasının kaldırılmasını ve Kübalı Henry Reeve Tugayları'na Nobel Barış Ödülü verilmesini talep ediyor.

Dış Haberler

José Marti Küba Dostluk Derneği Genel Sekreteri Hakan Bulut, ''Küba Hayat Kurtarır'' sloganı altında düzenlediği, ABD'nin Küba'ya yönelik ablukasının kaldırılmasını ve Kübalı Henry Reeve Tugayları'na Nobel Barış Ödülü verilmesini talep eden imza kampanyası ile ilgili soL'un sorunlarını yanıtladı.

José Marti Küba Dostluk Derneği'nin yürüttüğü bir imza kampanyası var. "Küba hayat kurtarır" sloganını benimsemişsiniz. Bu kampanya uluslararası bir kampanya değil mi? Tüm dünyada ortak bir metinle mi yürütülüyor?

Bu kampanya dünya çapında 200’den fazla dostluk derneği tarafından yürütülüyor. Bire bir aynı olmasa da aynı içerik ve vurguya sahip metinler. Öncelikle dünyanın en uzun süren soykırımı olduğu uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilen, BM Genel Kurulunda her yıl oylamaya katılan ülkelerin neredeyse tamamına yakını tarafından son bulması yönünde oy kullanılan ablukanın kaldırılması bu vesile ile tekrar gündeme getiriliyor. Abluka Küba sosyalizmine, Küba halkına karşı insanlık suçu içeren uygulamalara sahip ve yaklaşık 60 yıldır sürdürülüyor.  

"Küba hayat kurtarır" diyerek bu metne imza atanlar iki şey birden istiyor. Birincisi Küba'ya ABD'nin uyguladığı ve yıllardır süren ablukanın kaldırılması isteniyor. Ve ikincisi 2005'ten bu yana dünyanın çok farklı bölgelerinde gönüllü sağlık hizmeti vermiş olan Kübalı Henry Reeve Tugayları’na Nobel Barış ödülünün verilmesini öneriyor. 
Bu iki istek arasında bir bağ var mı? Ya da bir bütünlük mü oluşturuyor bu iki konu?

Küba’nın en büyük mücadele başlığı şu an ablukaya karşı yürütülen mücadele. Çünkü Küba halkının egemenlik haklarını, uluslararası hukuktan kaynaklı sahip olduğu hakları kullanması bir çok başlıkta engelleniyor. Son süreçte en çarpıcı örnek, Küba’nın koronavirüs sebebiyle ihtiyaç duyduğu solunum cihazını tedarik edeceği İsviçreli iki firmayı ABD’li bir şirket satın aldı ve cihazların Küba’ya satışını engelledi.  ABD Küba halkına karşı yürütmüş olduğu abluka saldırısı için korkunç bir mali kaynak ayırmış durumda ve Küba halkının yaşam hakkı gibi en temel haklarını hiçe sayan hatta hayatlarını kaybetmesine sebep olan bir politika bu. Aynı zamanda ABD’li emekçilerin sırtından kazanılıp Küba halkına karşı kullanılan bir para.  

Bu kadar yakıcı bir başlık abluka. Bu sebeple yürütülen her kampanyanın üst başlığı abluka ile ilgili olmak durumunda. Fidel’in dünyanın her köşesine duraksamaksızın giden Kübalı sağlık emekçileri için söylediği bir şey var: “Biz bomba değil doktor gönderiyoruz!” Geçmişte gerçekten barışa hizmet ettiği tartışmalı isimlere verilmiş Nobel Barış Ödülü’nün bu ödülü en anlamlı kılacak olan Henry Reeve Tugayı’na verilmesi olacak. Kuşkusuz bu sembolik bir şey. Pandemi sürecinde Küba’nın, Kübalı sağlıkçıların üstlenmiş oldukları görevler, en güçlü görülen ekonomilere sahip ülkelerin yapamadığını Küba’nın yapabiliyor olması dünyaya bir kez daha hem sosyalizmin gerekliliğini hem de Küba halkının ne kadar güçlü bir enternasyonalist dayanışma sergilediğini gösterdi. Bu kampanyaya verilecek her destek aynı zamanda ABD ablukasını bir kez daha mahkûm edecek ve Küba halkının elini uzattığı dünya halklarının sembolik de olsa kendilerine uzanan bu ele verilen önemi, Küba halkının yanında olduğunu gösterecek. 

Kampanyanın ne kadar daha sürmesi hedefleniyor ve hedefi sadece Nobel Ödülü ile mi sınırlı? 

Site üzerinden yürüttüğümüz imza kampanyasını Eylül ayının ortasına kadar sürdürüyor olacağız. 10 bin imzayı aşabilecek, daha yüksek rakamlara ulaşabileceğini düşünüyoruz kampanyanın. Türkiye’de insanlar Küba’yı yakından takip ediyorlar ve dayanışma duygularını her fırsatta göstermek istiyorlar. Sonrasında Nobel ödülü için aday gösterebilecek kişilerin, akademisyenler, sanatçılar vb. doğrudan ödül komitesine mektup gönderecekleri aşama başlıyor olacak. Bu aşamada da çok sayıda mektubun komiteye Henry Reeve Tugayları’na ödülün verilmesi talebiyle gönderileceğini düşünüyoruz. Bu kampanya bu abluka karşıtı bir mücadelenin bir parçası olduğu için ödül verilsin ya da verilmesin bu noktada bitmeyecek. Ablukaya karşı yürütülen mücadele başka başlıklarla yürütülmeye devam edecek. 

JMKDD tüm dünyada kardeş derneklerle birlikte çalışan, Küba'daki ICAP çatısı altında koordine edilen bir dernek. Ama Türkiye'de kurulu. Türkiye'de devletin ve halkın ayrı ayrı Küba'ya dönük tavırlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Devlet ya da siyasi iktidar Küba söz konusu olduğunda tam olarak ABD'nin güdümünde mi hareket ediyor? Farklılaşmalar oluyorsa kaynağı ne bunun? Ve tabii halk: Türkiye insanı Küba'ya sempati duyuyor ve destekliyor diyebiliyor musunuz?

Küba halkına karşı neredeyse tüm dünya halklarının bir sempati beslediğini söylemek mümkün. ABD ve İsrail dışında neredeyse tüm dünyada saygı duyulan ilişkilere sahip bir ülke. Türkiye’deki hükümetle de böyle bir çerçeveye sahip.  Birçok devletle de bu çerçevede yürüttüğü ilişkileri var. Bu ilişkiler hayati öneme sahip Küba açısından. Çünkü ABD ablukası tarafından kuşatılmış durumdalar. Diğer ülkelerle kuracakları siyasi ve ekonomik ilişkiler Küba gibi doğal kaynakları sınırlı ve ekonomisi abluka sebebiyle ayağa kalkmakta zorlanan bir ülke için kritik önemde. Türkiye’de görünürde yürütülen ABD karşıtlığı da Küba’yı Türkiye’ye yaklaştıran unsurlardan. Küba söz konusu olduğunda ABD’nin güdümünde değil, tam aksine hareket edildiğini söyleyebiliriz. Her yıl BM Genel Kurulunda yapılan abluka oylamasında Türkiye oyunu ablukanın kaldırılması yönünde veriyor. Küba halkının mücadelesinin meşruiyeti ve sahip olduğu Che ve Fidel gibi tarihi öneme sahip önderlerinin, sembollerinin de Küba’ya duyulan sempatide önemli bir yeri var. 

Türkiye’deki emekçi halkı aşan bir sempatiye sahip Küba. Bunda Küba’nın sahip olduğu kültürel ve coğrafi özelliklerin payı var. Naif bir duygu olarak ön plana çıkıyor ama iş Küba halkının sahip olduğu değerlere sahip çıkmaya gelince orada sınıfsal karakter ortaya çıkmaya başlıyor. Ama genel olarak Türkiye’de sempati beslenen bir ülke Küba. Küba halkı ile dayanışma faaliyeti yürüttüğümüz için daha rahat gözlemleyebiliyoruz. Türkiye’de insanlar Küba ile dayanışma konusunda çok istekliler. Dayanışmacı duygular besliyorlar. Şimdi bunu bir kez daha gösterme fırsatı var elimizde. Şu an için 3 bin imzayı geçtik ama diğer ülkelerdeki kampanyalara göre daha fazla kat edilmesi gereken yol var gibi. Küba halkına sunulan desteğin kampanyaya yansıyacağını düşünüyoruz. Yapılması gereken basit.  kubahayatkurtarir.net adresinde ana sayfadaki formu doldurmak yeterli. Elbette daha fazlasını yapmak isteyecekler olacaktır. Şimdi yüz yüze görüşemesek de Küba halkı ile dayanışmayı birlikte büyütmek hedefiyle bu dostlarımızı derneğimize bekliyoruz.