İşsizlikte kriz göstergeleri netleşiyor

Her ne kadar işsizlik oranında bir önceki yıla göre bir gerileme açıklandıysa da, gerçekte işsizlik oranı azalmıyor. Azalan, TÜİK’in işgücü anketleri ve istatistiklerinin açıklayıcılığı. Geniş tanımlı işsizlikte Şubat ayında hızlı bir yükseliş gerçekleşti. Türkiye’de çalışabilir durumdaki her dört kişiden birisi işsiz. İş aramaktan vazgeçenlerin sayısı arttı.

Aşkın Süzük

TÜİK Şubat ayı işgücü istatistiklerini dün açıkladı. Veriler, işsizlikte bir önceki yıla göre 1,1 puanlık düşüşe işaret ediyor. İşsiz sayısı ise son bir yılda yaklaşık 500 bin kişi azalmış. Ekonomide belli bir yavaşlamanın yaşanmaya başladığı bir dönemde ve Ocak-Şubat-Mart ayı rakamlarının değerlendirildiği veri setine göre, işsizlikte gerileme görülmesi söz konusu veri setinin açıklayıcılığını yitirdiğini gösteriyor. Mart ayında salgının etkisini göstermeye başladığını biliyoruz. Peki TÜİK’in yayınladığı işsizlik oranlarında aylık ve yıllık bazda neden gerileme yaşanıyor? Bu soruya, kısmen verilerin derlenme metodolojisi ile yanıt verilebilir.

TÜİK’in açıkladığı işgücü istatistikleri detaylı olarak incelendiğinde dar tanımlı işsizliğin son bir yılda nasıl düşebildiği ortaya çıkıyor. TÜİK’in değiştirdiği metodoloji ile işsiz kalan bir kişinin işgücü piyasasının dışına çıkması ya da dışında gösterilmesi kolaylaştı. İşsiz sayılmayan geniş kesimler, işsizlik oranı hesaplamasına dahil edilmiyor.

2014 yılında yapılan değişiklikle, iş arama kriterinde referans dönemi “son 3 aydan” “son 4 haftaya” düşürüldü. Yani son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birisini kullanarak iş arayan kişiler işsiz olarak kabul ediliyor. İş arama açısından referans dönemi kısaltılınca, işgücü anketinin işsizleri tespit edebilmesi zorlaştı. En son 29 gün önce (ya da 1 ay önce) bir iş başvurusunda bulunmuş birisi, işsiz olarak kabul edilmiyor.

2014 yılından sonra işsizlik oranları daha düşük seviyelerde hesaplanmaya başlanırken, işgücüne dahil olmayan nüfusta bir artış yaşandı. Bu durum, iş bulmaktan ümidini kesmiş kesimleri de dikkate alarak hesaplanan geniş tanımlı işsizlik oranlarını ise daha hızlı yükseltmişti. Böylece, özellikle kriz koşullarının ortaya çıktığı ve işten çıkarmaların yoğunlaştığı dönemde işsiz sayıları ve oranlarındaki artışların matematiksel olarak yumuşatılması sağlanmış oluyordu.

Geniş tanımlı işsizlik oranında hızlı artış

TÜİK Şubat ayında işsizlik oranını yüzde 13,6, işsiz sayısını 4 milyon 228 bin kişi olarak açıkladı. Yukarıda da vurguladığımız üzere, bu oran ve rakamlar 2019 yılının Şubat ayına göre düşüşe işaret ediyor.

Ancak geniş tanımlı işsizlik oranına bakıldığında, Şubat ayında geçen yıla göre işsizlik oranında 2,4 puanlık hızlı bir artış gözleniyor. Ocak ayında da benzer bir eğilim gözlenmiş, TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,9 puan azalırken, geniş tanımlı işsizlik oranı 1 puan artmıştı.

Son bir yılda TÜİK’e göre işsizlerin sayısı 502 bin azaldı, geniş tanımlı işsiz hesaplamasına göre ise işsizlerin sayısı 758 bin kişi arttı.

Geniş tanımlı işsizlik oranı Şubat ayında, yüzde 24,5 olarak gerçekleşirken, geniş tanımlı işsizlerin sayısı 8 milyon 427 bine yükseldi.

Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı ise son bir yılda 3,2 puan artarak yüzde 31,4’e ulaştı. Kadınlarda işsizlik oranının daha hızlı artmasının en önemli nedeni, son bir yılda kadın işgücü sayısının 712 bin kişi azalması, buna karşılık çalışmaya hazır olup iş aramayan kadınların sayısının 411 bin kişi artması.

Kriz dönemlerinde özellikle kadınların hane gelirine destek olmak için iş aramaya başlamaları eğiliminin bu kez çalışmayacağı ortaya çıkıyor. Çünkü kadınlar, hanede ciddi bir gelir sıkıntısı çekmelerine rağmen iş bulma ümidi taşımadıkları için iş aramıyorlar. Bunda kadınların daha yoğun istihdam edildikleri hizmet sektörlerinde ve tekstil başta olmak üzere emek-yoğun sektörlerde gelmekte olan sarsıntının etkisi var.

Bu durum, olağan kriz dönemlerinde işgücü piyasasında çalışan bazı telafi mekanizmaların bu kez çalışmayabileceğini göstermesi açısından önemli. 2018 yılında, ortasında bir kur şokunun da görüldüğü ve ekonominin yavaşladığı dönemde, hem ev işleriyle meşgul kadınların sayısı hem de iş bulmaktan ümidini yitiren kadınların sayısı düşmüştü. Yani bahsettiğimiz mekanizma yine çalışmış, 2018 yılı boyunca kadın işgücü artışı bazı aylarda erkeklere göre daha hızlı artmıştı.

Bu kez, Aralık ayından beri kadınlarda yıllık bazda işgücü azalıyor. Buna karşılık, işgücüne dahil olmayan kadınların sayısındaki artışta, hem ev kadınlarının hem de ümidini yitirenlerin sayısının birlikte artması etkili oldu. Yeni bir eğilimin ortaya çıktığı anlaşılıyor.

Buna karşılık sadece Şubat ayında toplam işgücünde büyük bölümü kadın işgücündeki daralma olmak üzere, yıllık 1 milyon 102 bin kişilik azalma yaşanması ise bir eğilim olmanın ötesinde izaha muhtaç. TÜİK’ten açıklama bekleyenlerin sayısı artacak.

Diğer yandan aynı dönemde, istihdam çoğu tarımda olmak üzere 602 bin kişi azaldı. Çalışabilir yaştaki nüfus 1 milyon 18 bin kişi arttı, buna karşılık işgücüne dahil olmayan kesimler bu artışın iki katından fazla biçimde 2 milyon 120  bin kişi arttı. İşgücüne dahil olmayanların sayısının bu denli hızlı artması, işsizlik oranının düşük çıkmasına matematiksel olarak yardım etti.

İş aramaktan vazgeçtiler

Geniş tanımlı işsizliğin hızlı artışında, iş aramaktan vazgeçenlerin sayısının 3 milyon 207 bine ulaşması etkili oldu. Ümidini yitirdiği için ya da bir başka nedenle iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı, Şubat ayında bir önceki yıla göre 832 bin kişi arttı.

15-24 yaş arasındaki gençlerin içerisinde ne eğitimde ne istihdam olanların sayısı da yine Şubat ayında yıllık olarak 212 bin kişi artarak, 3 milyon 111 bine ulaştı.

TÜİK’in anketlerine güvenilirlik sorunu nedeniyle mutlak rakamlar değil eğilimler üzerinden bakılması daha doğru. Bu çerçevede, Covid-19’un etkisi henüz bütünüyle verilere yansımamışken işgücü rakamlarında yeni ve farklı bir kriz örüntüsünün oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu, salgın etkisiyle birleşerek şiddetli bir toplumsal kaynamanın altındaki ateşi körüklüyor.