Hazine arazileri 'tarıma' açılacak ama... Bu araziler kimlere verilecek?

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, hazine arazilerinin tarıma açılmasını soL'a değerlendirdi. Suiçmez, üretim yapılmayan 3,5 milyon hektar tarım arazisinin öncelikle üretime kazandırılması gerektiğini vurguladı.

Neslihan Koçaslan

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, koronavirüs kapsamında önlemlerin arttırıldığını söyledi ve  "Hazineye ait atıl tarım arazilerini, örnek ekilişler için çiftçilerimizin kullanımına açıyoruz. Böylece çiftçilerimizin tarım arazilerimizden en etkin şekilde yararlanmasını sağlayacağız. Çiftçilerimiz bu arazileri, bedelsiz olarak kullanacak. Hem çiftçimiz hem de ülkemiz kazanacak” dedi. Proje kapsamında ilk etapta 9 milyon 700 bin metrekare alanda ekim yapılacak.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez'e hazine arazilerinin tarıma açılması adımını sorduk. Üretimin artmasının doğru karar olduğunu söyleyen Suiçmez, kalıcı çözümler getirilmesi gerektiğini, önceliğin hazine arazilerinde değil, üretim yapılmayan 3.5 milyon hektar tarım arazisi olduğunu vurguladı.

Hazine arazileri tarıma açılıyor

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez'in söz konusu karara ilişkin değerlendirmeleri şöyle:

Türkiye’de şu anda üretimle ilgili gelecek döneme ilişkin endişeler var. Hem üreticide var, hem tüketicide var. Bakanlık da bir takım önlemler alma çabasında. Ama bu önlemler kalıcı sorunları çözecek önlemler değil. Şu anda Türkiye’de hazine arazilerinin kiralanması ya da satılması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı. Onlar da Mart sonunda bir açıklama yaparak hazineye ait tarım arazilerini kullanan çiftçilere borçlarının Haziran sonuna kadar ertelendiğini söylemişti. Dolayısıyla hazine arazileri konusunda iki farklı bakanın, iki farklı uygulaması olmaması gerekir. Kamu kurumları arasında eşgüdüm sorunu olmaması gerekir. 

'Ülkemizde ne kadar stok var?'

Bugün ülkemizde stok sorunu olmadığına dair açıklama yapıldı. Daha sonra belli ürünlerde stok yapacağız denildi. Türkiye’de ne kadar stok var? Tabii ki Milli Güvenlik’teki stok miktarlarını değil de çiftçinin, ihracatçının, üreticinin ve tüketicinin stok miktarlarının açıklanması gerekir ki, bizler de sağlıklı değerlendirmeler yapabilelim. Ama şu var, buğdayda kendimize yeterliyiz bu yıl için yüzde yüz. Arpada yüzde 94, pirinçte yüzde 69, mısırda yüzde 70, kuru fasulyede yüzde 74, mercimekte ve ayçiçekte yüzde 66 gibi kendimize yetersizlik oranlarımız var.

'Üretimden vazgeçilen tarım alanlarını üretime tekrar kazandırmak gerekli'

Dolayısıyla üretimin arttırılması gerekli doğru. Ama bunun yolu yeni hazine arazilerini tarıma açmak değil. Öncelikli hedef son 15 yıldır üretimden vazgeçilen 3.5 milyon hektar tarım arazisi olmalı. Yüksek girdi maliyetleri, kredi faiz borçlarının yüksekliği nedeniyle, çiftçi kendi tarlasını ekmiyor. Aynı zamanda çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısı 2.8 milyondan, 2.1 milyona düştü. Çiftçi destek almaktan da vazgeçti. Önceliğimiz üretimden vazgeçen çiftçilerimizi üretimden vazgeçilen tarım alanlarında üretime tekrar kazandırmak. 

'Hazine arazileri belli şirket ya da kişilere verilmemeli'

Hazine arazilerinin tarıma açılmasının başka boyutları da var. Kimlere, hangi koşullarda verileceği belli değil. Bizim önerimiz topraksız, ya da az topraklı küçük çiftçilere verilmesi ya da kooperatif yapılması, belli şirket ya da kişilere verilmemesi. Bunların tarım dışı amaçlı kullanılmaması gerekir. Mevzuatta 30 yıl gözüküyor. Özellikle denize bakan, ranta açık hazine arazileri için...

'Açılan alanlar iyi incelenmeli'

Hazine arazilerinin tarıma açılması demek, bir anda olabilecek bir şey değil. Çünkü bunların toprak derinliği, eğimi gibi faktörlerin göz önüne alınması lazım. Eğer eğimle sığ toprakları traktörle buluşturursak, 50’li yıllarda yaşandığı gibi, traktörle Anadolu topraklarının saldırı ve yoğun erozyon sorunu ile karşı karşıya kalınır. 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, nasıl hareket edilmesi gerektiğine ilişkin ise şöyle konuştu: 

  • Biz diyoruz ki hazine alanları şu an tarıma açılmamalı.
  • Yanlış politikalar nedeniyle üretemeyen çiftçi, kendi arazisine geri dönmeli.
  • Ve üretim planlaması içerisinde ne üreteceğiz, ne kadar üreteceğiz ortaya konulmalı.
  • Toprak Mahsülleri'nden, Fiskobirlik, Çaykur gibi, alım garantisi verilmeli.
  • Bitkisel tohum, hayvansal girdiler konusunda kamunun etkin bir şekilde asli görevlerine dönmesi gerekiyor. 

'Tüm üretim maliyetleri eş zamanlı olarak düşürülmeli'

21 ilde, 7 üründe tohum desteği geldi. Biz her türlü desteğe genel anlamda olumlu bakıyoruz. Ancak:

  • Bu 21 il ve 7 ürün neye göre belirlendi?
  • İller arasında haksız rekabet ya da ayrımcılık ne kadar doğru?
  • Buğday gibi ürünlerde hasat yaklaşmışken, tohumluk desteğinin bu aşamada gündeme getirilmesi ne kadar mantıklı?
  • Bu proje 2021’de de devam edecek mi? 

Bu konuda da biz sadece tohum hibesinin değil, tüm hibelerin, mazot, gübre, ilaç, sulama suyu gibi giderlerde eş zamanlı indirimlerle, üretim maliyetinin düşürülmesini savunuyoruz. Yoksa bu tür önlemler kalıcı sorunlarımızı çözemez.