Hak gasplarıyla bilinen Doğa Koleji'nin tarihçesi

Türkiye’de bugün 102 kampüsü, on binlerce öğrencisi ve binlerce personeli olan Doğa Koleji, AKP'nin iktidar olduğu dönemde oluşan siyasi ve ekonomik ortamın içine doğdu.

Haber Merkezi

2002’de AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte eğitim alanına müdahale artmış, uygulanan politikalarla öğrenciler her kademede sınav odaklı bir eğitim alma ihtiyacına yöneltmiş, devlet okullarında verilen eğitimi yeterli bulmayan veliler çareyi, çocuklarını o dönemde tüm okullar içinde oranları yüzde 3’ü bulmayan özel okullara veya dershane, kurs gibi özel eğitim kurumlarına göndermekte bulmuştu. Bu özel eğitim kurumlarının büyük bir çoğunluğu da gerici cemaat ve tarikatlar eliyle işletiyordu. 

2015 yılına gelindiğinde AKP ve cemaat arasındaki çatışmalar, dershanelerin kapatılması ile sonuçlanmış, bazı özel dershane ve kurslar özel okul formatına dönüşerek varlıklarını devam ettirmişlerdi. Devlet okullarının imam hatipleştirilmesi, eğitim müfredatının gericileştirilmesi, yetersiz derslik sayısı, öğretmen kadrolarındaki eksiklikler velileri devlet teşvikleriyle sayısı gittikçe artan özel okullara yönlendirmişti. 2019 yılına gelindiğinde Türkiye’de özel okulların eğitimdeki payı %20’leri bulmuştu.

Türkiye’de bugün 102 kampüsü, on binlerce öğrencisi ve binlerce personeli olan Doğa Koleji, bu siyasi ve ekonomik arka planın içerisine doğdu.

Fethi Şimşek’in Doğa'sı

Kültür Dershanesi’nde öğretmen olarak meslek hayatına başlayan Fethi Şimşek, kısa süre sonra dershanenin ortağı oldu. “Öğretmenliktense işletmeciliğe daha çok ilgim vardı” diyen Fethi Şimşek sırasıyla Fatih Dershanesi, English Time Dil Okulları gibi yerlerde işletmecilik yaptıktan sonra 2001 yılında Orhan Özbey ile Edutime Özel Öğretim Ltd. Şti. adıyla bir eğitim kurumu açtı. 2002’de Beykoz’daki FKM Kolejini satın alan eğitim kurumu, Aralık 2005’te Doğa Eğitim Kurumları Ltd. Şti. adını aldı. 10 yıl gibi kısa bir sürede 29’u İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde 52 okul sayısına ulaşan Doğa Koleji’nin o tarihlerde 21 bin öğrencisi ve 3 bin öğretmeni vardı. 

2011 yılında Turkven isimli yatırım fonunun aracılığıyla uluslararası yatırımcılar hisselerin yarısından fazlasını satın alarak Doğa Koleji’nde hissedar oldu. Burada Turkven’e de bir parantez açmakta fayda var. 2000 yılında kurulan özel bir sermaye şirketi olan Turkven, danışmanlığını yaptığı yabancı yatırımcıları Türkiye’de büyümeyi hedefleyen şirketlerle yönlendiriyor. Şirket CEO’su Seymur Tarı verdiği bir röportajda “AKP olmasa bugün burada olmazdık” diyerek Türkiye’ye yabancı sermaye girişinin önünün kimler tarafından açıldığını da ortaya koymuş oldu.

Söz konusu ortaklıktan sonra üniversite açmak için YÖK’e başvuruda bulunan Doğa Koleji, 2013 yılında anaokulundan liseye farklı kademelerde eğitim veren Doğuş Eğitim Kurumları’nı satın aldı. Anaokulu ve kolejlerin ismi değiştirilerek Doğa Koleji bünyesine katılırken Doğuş Üniversitesi ismiyle üniversite alanına da giriş yaptı.

Fethi Şimşek Doğa Grup adı altında bir yapılanma ile medya, iletişime, demir-çelik, inşaat, gıda gibi birçok farklı alanda yatırım yaptığı da biliniyor. 

AKP-Cemaat Kavgası ve Saçaklıoğlu

2016 yılına kadar faaliyetlerine devam eden Doğa Koleji, açtığı yeni kampüslerle öğrenci sayısını katlamaya ve özel okul alanında tekelleşmeye devam etti. 2016 yılında darbe girişimi sonrası birçok özel okul cemaat bağlantısı sebebiyle kapatılıp, okullar devlet bünyesine geçirilerek büyük oranda imam hatip okulu olarak devam etmeleri sağlandı. Bu süreçte Doğa Koleji’nin kampüslerinin de kapısına kilit vurulduğu biliniyor. Ancak eğitimde özelleştirmenin önünü alabildiğine açan AKP iktidarının bu büyüklükteki bir yapıyı devletleştirmesi, görece varsıl ve seküler ailelerin çocuklarının okuduğu okulları imam hatip okuluna dönüştürmesi pek de olası değildi. Bir gece operasyonu ile Türkiye’nin en büyük gayrimenkul şirketlerinden biri olan Metal Yapı Konut’un sahibi Ömer Saçaklıoğlu’na sabaha karşı banka açtırılarak satıldı. Satış bedelinin bir kısmı peşin olarak ödenirken kalan kısmı içinde kredilendirme yapıldı. Ömer Saçaklıoğlu’nun daha sonra görevinden istifa eden AKP’li Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın cemaat bağlantılı damadı Ömer Faruk Kavurmacı ile ortaklığının bulunduğu da biliniyor. 

Satışın gerçekleştiği tarihlerde Doğa Koleji’nin Türkiye genelinde 106 kampüsü, 8 bin öğretmeni, 11 bin çalışanı ve 70 bin öğrencisi bulunuyordu. Devir işlemlerinin ardından her yıl 100 milyon $, beş yıl içinde 500 milyon $ yatırım yaparak okulların büyüyeceği belirtilen Doğa Koleji franchise usulü ile yeni kampüsler açmaya devam etti.

Doğa’da Kriz ve İTÜ-MEB İş Birliği

Yıllık cirosu 1 milyar 350 milyon olan Doğa Koleji’nde 2019 yılına gelinmesiyle beraber ufak çaplı maaş ödeme krizleri yaşanmaya başlanmıştı. Yaz aylarından itibaren banka kredileri, SGK primleri, öğretmen maaşları, yemek ve güvenlik şirketlerinin ücretleri, elektrik, su gibi işletme giderleri de başta olmak üzere birçok kalemde ödeme yapılmadığı kamuoyuna yansıdı. Kurumun bir satış sürecinde olduğu ve satış sürecinin tamamlanması ile sorunların ivedilikle çözüleceği yetkili ağızlardan defalarca duyurulmasına ve satış sürecinde birçok farklı kurumun ismi geçmesine rağmen satış bir türlü gerçekleşmedi. Veli eylemleri ve öğretmen boykotu ile gündemi uzunca süre meşgul eden Doğa Koleji krizinde MEB en başından beri sorumluluk almaktan kaçınarak veli ve öğretmen şikayetlerini görmezden geldi. MEB’in eğitim politikalarının ve özel eğitim veren kurumların sorgulanmaya başlanması sonrasında devletin üst kademeleri, cumhurbaşkanı danışmanları da olmak üzere, devreye girmesiyle Doğa Koleji’nin İTÜ’ye devredilmesiyle ilgili sürecin olumlu ilerlediği 18 Aralık 2020 tarihinde vakfın resmi Twitter hesabından duyuruldu. 30 Aralık’ta ise İTÜ resmi bir açıklama yayınlayarak devir sürecinin resmileştiğini açıkladı.

Diğer taraftan İTÜ’nün yıllık gelirinin 66 milyon lira olduğu biliniyor. Devir sözleşmesinin imzalandığı tarihte Doğa Koleji’nin öğretmen maaşları, çeşitli bankalardan alınan krediler, işletme kira ve gider kalemleri olmak üzere yaklaşık borcunun 1.5 milyar lira olduğu tahmin ediliyordu. Vakıfbank, Ziraat Bankası, Denizbank ve Garanti BBVA birlikte masaya oturarak borçların kredilendirilmesi sağlandı, Saçaklıoğlu’na ait bazı hisseler de devlete devredildi. İki yıl boyunca kuruma ait hiçbir ödemeyi yapmadığı gibi kayıtlardan gelen ücretleri de betona gömen Ömer Saçaklıoğlu’nu kurtarma operasyonu tamamlanmış oldu.

Doğa Koleji ile İTÜ’nün kurumsal yapıları birleştirilmeden 1989’da kurulan ve asıl amacını ‘’Türkiye’deki elektronik sanayii kuruluşlarının ileri teknolojilere erişmede güç birliği yapmalarına ön ayak olmak ‘’ olarak tanımladığı İTÜ-ETA Vakfı ile birleştirildi. Vakıfa kuruluşundan bugüne BEKOTEKNİK, NETAŞ, VESTEL, ARÇELİK, ASELSAN gibi firmalar destek oldu. Vakfın amaçları arasında eğitim ile ilgili bir madde olmamasına rağmen Doğa Koleji’nin devrinden önce bir kararla “Eğitim merkezleri, okullar açmak ve işletmek, eğitim öğretim alanını kısmen veya tamamen finanse etmek”1 gibi maddeler eklenerek devir sürecinin kılıfı da hazırlanmış oldu.Devir sürecinin resmi olarak tamamlanmasının ardından kurum İTÜ ETA VAKFI DOĞA KOLEJİ ismi ile eğitim-öğretime devam ediyor.

Pandemi kapsamında alınan ekonomik önlemler sayesinde maaş ödemelerinin bir kısmı İşsizlik Fonundan karşılanmaya devam ediliyor, sigorta primleri ve kurs ücretleri ise ödenmiyor. İTÜ ismiyle beraber okulun prestiji bir miktar kurtarılmış olsa dahi, meselenin ekonomik boyutunun yansımaları devam ediyor.