Ekonomi: Halk için daralma açıklanandan fazla

Yılın ikinci çeyreğinde ekonomi yüzde 10’a yakın daraldı. Bu hesaplamaları kamu bankalarının bonkörce dağıttığı kredilerin şişirdiği düşünülürse aslında gerçek daralma daha yüksek. Çeyrek bazında Türkiye tarihindeki en derin daralmalardan biri yaşanırken devletin tüketim harcamalarının azalmış olması, önceliğin emekçilere değil, sermayeyi fonlamaya verildiğini bir kez daha gösterdi. 

Adile Kaya

Yılın ikinci çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yüzde 10’a yakın daraldı. İhracatta yüzde 35, hizmetlerde yüzde 25, sanayi üretimde yüzde 17’ye yaklaşan düşüşler aslında daha yüksek bir daralmaya işaret ediyor. Kredi genişlemesi ve baz etkisi (bir önceki yılın aynı döneminde de ekonomi yüzde 1,7 daralmıştı) ile hesaplamalara abartılı dahil edildiği görünen finans sektörü büyümesi küçülmeyi sınırlandırdı. Yine de Türkiye tarihinin çeyrek bazında en yüksek daralmalarından biri kaydedildi. Yüksek oranlı daralmaya rağmen kamu harcamalarının sadece yüzde 1’e yakın azalmasıysa devletin salgınla ağırlaşan krizin etkilerini hafifletmek üzere emekçilere el uzattığına değil, kredi genişlemesi gibi mekanizmalarla sermayeyi beslediğine işaret ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020’nin Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 2. Çeyrek’te Türkiye ekonomisi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,9 daraldı. Sanayi üretim, ihracat gibi öncü göstergelere dayalı tahminlerde daha yüksek oranlı bir küçülme öngörülürken daralma Merkez Bankası’nın Temmuz ayında yayınladığı Enflasyon Raporu’ndaki tahminle örtüşüyor. 

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, gelişmiş kapitalist ülkelere kıyasla Türkiye’nin daralmasının sınırlı olduğunu gösteren bir grafiği paylaşan bir tweet attı. Hesaplama ve ekonomi yapılarındaki farklılıklar bir yana pandeminin başlangıcı, etkileri, karantina uygulamalarındaki farklılıklar dikkate alındığında çeyrek bazında bu tür karşılaştırmaların pek bir anlamı bulunmuyor. Ancak 2008-2020 dönemine bakıldığında yüzde 9,9’luk daralma, küresel krizin etkilerinin çok yoğun hissedildiği 2009 yılı 1. Çeyreğindeki yüzde 14,5’lik daralmadan sonra en derin daralma. Yine çeyrek bazında Türkiye’nin tarihindeki en yüksek oranlı daralmalardan biri. 

Çeyrek yıllık dönemlerle GSYİH

Kaynak: TÜİK


Sanayi ve hizmetler çökerken finans uçtu

İktisadi faaliyet kollarına göre GSYH değerlendirildiğinde en önemli bileşenlerden sanayi üretim yüzde 17’ye yakın, hizmetler ise yüzde 25 daraldı. 2019’da da daralan inşaat sektöründeki küçülmenin yüzde 2,7 ile daha sınırlı kaldığı görüldü. Temel sektörlerden sadece tarım yüzde 4 büyüdü. Tarım harici temel sektörlerde yüzde 25’e varan daralmalar görülürken finans ve sigorta faaliyetleri, kredi hacmindeki genişlemeye bağlı olarak yüzde 28’e yakın büyüdü. Mayıs ayından itibaren düşük faizli kredilerde teşvik edilen konut satışlarının etkisiyle gayrimenkul faaliyetleri de yüzde 1,7 artış gösterdi. 

2020 2. Çeyrek büyümeleri

Kaynak: TÜİK

Olağan dönemlerde sanayi üretim ve hizmetlerin (finans ve gayrimenkul dışındaki diğer hizmetler de dahil edildiğinde) GSYH’nin yüzde 50’den fazlasını oluşturduğu dikkate alındığında bu sektörlerdeki derin daralmanın GSYH’de yüzde 9,9’dan daha yüksek bir daralmaya tekabül etmesi beklenirdi. Olağan koşullarda bu sektörlerle kuvvetli bir ilişki içinde gelişmesi beklenen finans sektörü büyümesinin kamu bankaları eliyle olağanüstü kredi büyümesine bağlı olarak tarihi bir rekor kırdığı ve daralmanın aşağı çekilmesinde etkili olduğu görülüyor. Büyük oranda kredi hacmindeki artışa bağlı finans ve sigorta sektörü büyümesinin gerçek bir katma değer artışına karşılık gelip gelmediği, kredi genişlemesinin GSYH hesaplamalarına dahil edilme yöntemi ise ayrıca tartışılmayı hak ediyor. 

İç ve dış talep düşerken devlet harcamaları da azaldı

GSYH harcama yöntemiyle değerlendirildiğinde hem iç talep hem de dış talepten gelen katkı negatif oldu. Özel tüketim harcamaları yüzde 9’a yakın, ihracat ise yüzde 35’in üstünde geriledi. Benzer daralma dönemlerinde genelde artış gösteren devlet harcamaları da geriledi. 

Kaynak: TÜİK

Yüzde 9’a yakın azalan hanehalkı tüketim harcamalarında özellikle giyim eşyaları ve ayakkabı gibi yarı dayanıklı tüketim mallarına yönelik talep düşerken otomobil başta olmak üzere düşük faizli kredilerle dayanıklı tüketim mallarının bir bölümünde talep uyarıldı. Gıda, temizlik malzemeleri gibi hızlı tüketim mallarında ise pandemi koşullarına da bağlı olarak talebin güçlü olduğu görülüyor. Ancak özellikle kredi hacmindeki genişleme ve finans sektörü büyümesi dikkate alındığında hanehalkı tüketim harcamalarındaki daralmanın yüksek oranlı olduğu, kredi genişlemesinin doğrudan ya da dolaylı sermayeye daha fazla yaradığı dikkat çekiyor. 

Geçmiş yıllarda daralma ya da büyümenin baskılandığı dönemlerde en hızlı artan kalem olan devlet harcamalarının düşüşünde okulların kapanması, kamu kuruluşlarında uzaktan çalışma, pandemi dışı sağlık hizmetlerinde yavaşlama gibi gelişmeler başta olmak üzere kamu hizmetlerindeki yavaşlama etkili. Ancak özellikle AKP iktidarı döneminde ekonomiyi canlandırmak üzere yapılan devlet harcamalarının inşaat harcamaları ağırlıklı olması ve pandemi döneminin bu tür faaliyetleri sınırlandırması da bir diğer önemli etken. Siyasi iktidarın doğrudan ya da dolaylı sermayeyi fonlamaya yaramayan harcama yapmaktan kaçındığı, diğer kapitalist ülkelerle karşılaştırıldığında bile pandemi döneminde doğrudan emekçilere yönelik destekler konusunda en alt sırada yer alan ülkelerden birinin Türkiye olmasıyla da netleşmişti. 

GSYH’nin sektörel bileşimi: Finansın payında büyük sıçrama

2020’nin 2. Çeyreğinde kamu bankalarına dayalı kredi genişlemesinin hesaplamalara bonkörce yansıtılması sonucunda finans ve sigorta sektörünün GSYH içindeki payı yüzde 7,4’e çıktı. Temel sektörlerdeki yüksek oranlı daralmalarla birlikte GSYH’nin sektörel kompozisyonunda 2019 yılına kıyasla önemli bir değişim olduğu görülüyor. Hizmetlerin GSYH içindeki payı yüzde 23,6’dan yüzde 19,8’e, sanayi üretimin payı yüzde 19,4’ten yüzde 18,2’ye gerilerken finansa ek olarak inşaat ve gayrimenkul faaliyetlerinin payında da artış oldu.

Kaynak: TÜİK

İhracattaki yüzde 35’lik daralmada ise en büyük pazar Avrupa’da talebin çok keskin bir şekilde düşmesi, en fazla ihracat yapılan otomotiv, tekstil gibi sektörlerde hem Avrupa pazarına yüksek bağımlılık hem de tedarik zinciri aksamaları önemli rol oynadı. 

Devletin tüketim harcamaları artmadı ama borç yükü çok arttı

2020’nin 2. Çeyreğinde finans sektörü büyümesini kamu bankaları sırtladı. BDDK verilerine göre 2. Çeyrek’te kredi hacmi 362 milyar lira arttı (2019 yılının 2. Çeyreğinde kredi hacmindeki artış 22 milyar liraydı). Bu artışın yüzde 60’tan fazlası kamu bankalarından kaynaklandı. Mayıs’tan itibaren düşük faizli konut ve otomotiv kredileriyle bireysel kredilerde daha hızlı bir artış görünse de kredi genişlemesinde aslan payı kurumsal kredilere yani sermaye gruplarına gitti. 

Bakan’ın 2020 büyüme beklentisi gerçekçi mi?

Kredi genişlemesi ve dayanıklı tüketim malı talebini uyaran destek mekanizmalarında frene basılması, cari açığı kontrol edebilmek ve döviz ihtiyacını sınırlandırmak için ithalatı sınırlandırmaya yönelik önlemler ile dış talepteki zayıf seyir dikkate alındığında 3. Çeyrek büyümesinin beklentilerin altında kalacağı görülüyor. 4. Çeyrek’te geçen yılın yüzde 6,4’lük büyümesinin olumsuz baz etkisi görülecek. Berat Albayrak’ın 2020 için dile getirdiği yüzde 2 daralma ile yüzde 1 büyüme arası beklentinin gerçekleşmeyeceği, yılın yüzde 5’e yakınsayan bir daralma ile kapanma ihtimali yüksek görünüyor.