2020 hemşireler yılı ama...

Covid-19 salgını tüm sağlık emekçileri gibi onları da herkesin gündemine soktu. DSÖ tarafından yapılan açıklamada, dünyadaki tüm sağlık çalışanlarının yarıdan fazlasını oluşturan hemşirelerin önemine değinildi. Rapora göre dünya genelinde 28 milyon civarında hemşire bulunuyor ancak bu sayı en az 6 milyon hemşire ve ebe açığı anlamına geliyor.

Haber Merkezi

Covid-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına almışken, Birleşmiş Milletler, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü nedeniyle yayımladığı bir raporda, küresel çapta halen 6 milyon hemşire açığı olduğunu bildirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2019'daki genel kurulunda 2020 yılını hemşirelik ve ebelik yılı olarak ilan etmişti.

DSÖ tarafından yapılan açıklamada, dünya çapındaki tüm sağlık çalışanlarının yarıdan fazlasını oluşturan hemşirelerin oynadığı rolün önemine değinildi. Rapora göre dünya genelinde 28 milyon civarında hemşire bulunuyor ancak bu sayı en az 6 milyon hemşire ve ebe açığı anlamına geliyor.

Dünya Sağlık Günü'ne ilişkin bir açıklama da Uluslararası Hemşireler Konseyi'nden (ICN) geldi. ICN Genel Müdürü Howard Catton yaptığı açıklamada enfeksiyon oranlarının, ilaç hatalarının ve yüksek ölüm oranlarının daha ziyade az sayıda hemşirenin görev yaptığı yerlerde daha fazla olduğunu dile getirdi.

SAYILAR HER ŞEYİ AÇIKLAMIYOR

Türk Hemşireler Derneği İstanbul Şube Başkanı Aytolan Yıldırım, sayısal yetersizliklerin her zaman bir sorun olduğunu ancak esas konuşulması gerekenin nitelik olduğunu vurguladı. Hemşireliğin doktorluktan farklı olarak hala dünyada her üke tarafından kabul edilen standart bir eğitim modeli olmadığının altını çizen Yıldırım bunun da önemli bir sorun olduğunu belirtti.

Yıldırım konuya sadece sayılar üzerinden değil, mevcut eğitilmiş işgücünün nasıl istihdam edildiği üzerinden de bakılması gerektiğini belirterek birçok hemşirenin özlük haklarındaki sorunlar, çalışma koşullarındaki zorluklar gibi nedenlerle mesleğini yapmakta zorlandığını ya da hiç yapmadığını ifade ediyor.

TEDAVİ EDİCİ DEĞİL, ÖNLEYİCİ TIP

Türk Hemşireler Derneği İstanbul Şube Başkanı Aytolan Yıldırım koronavirüs salgın sürecinin tedavi edici yerine önleyici sağlık politikalarına öncelik verilmesi gerektiğini ortaya çıkardığını söylüyor.

Hemşirelik mesleğinin tek başına görevinin hastaya bakmak değil, korumak, önlemek olduğunu belirten Yıldırım, “tedavi edici” yerine “önleyici” sağlık politikası merkezde olsa, hemşireliğin daha fazla önemseneceğinin altını çiziyor.

SİSTEMDE CİDDİ SORUNLAR VAR

“Türk Hemşireler Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, “Bu büyük olay (salgın) sağlık sisteminin dayandığı temel politikayı yeniden çarpıcı bir biçimde gözler önüne sermiştir. Bu sistem içerisinde yer alan hemşire iş gücünün sayısal anlamda vahim durumda olduğunu ve sistemin hem genel olarak hem de hemşirelik hizmetleri özelinde yönetsel anlamda ciddi sorunlar yaşadığını da biliyoruz “ dedi

Ülker, hemşire sayısı kadar hemşirenin mesleki anlamda sahip olması gereken niteliklerin önemine vurgu yaptı ve bu bağlamda dünya Sağlık Örgütü ile Uluslararası Hemşireler Konseyinin kime hemşire denilmesi gerektiği konusunda örneğin, doktorlar da olduğu gibi, kesinlik kazanmamış olmasını, bu konuda esnek bir dil kullanmalarını şiddetle eleştirdiğini, bu nedenle DSÖ ‘nün 2020 yılını Dünya Hemşirelik ve Ebelik yılı olarak ilan etmesini çok da anlamlı bulmadığını ifade etti.

Türkiye'de hemşire iş gücüne yönelik geçerli, güvenilir bir çalışmanın ne Sağlık Bakanlığı ne de ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yapılmadığını, yapılana iltifat edilmediğini, yapmak isteyenin de önünün kesildiğini ifade eden Ülker, bu yaklaşımın şimdi yaşadığımız olağanüstü sıkışıklığın çok önemli nedenlerinden birisi olduğunu belirtti.

Planlama yapılmadığı gibi akıl almaz düzeyde çarpık istihdamın bu yaklaşıma eşlik ettiğini ifade eden Ülker, bu nedenle salgın özelinde sistemin bu yönden toparlanmasının ne denli güç olduğunu tahmin etmenin zor olmadığını ama yine de sistemin hiç değilse bu koşullarda kısmen de olsa toparlanabilmesi için akılcı önlemlerin daha da fazla gecikmeden hızla alınabileceğine dikkat çekti.

Çalışma yaşamında her anlamda tüketilen insanları alkışlarla kahraman olarak nitelemenin emekçinin yarasına hiçbir şekilde derman olamayacağına da dikkat çeken Ülker, emek örgütlerini  görevlerini yapmaya davet etti.