Sosyalizm ve okul sağlığı

Sağlık hizmetleri alanında kişisel sorumluluk, korunmaya ve bakıma ihtiyacı olanlar için sorumluluk ve kolektif sorumluluk kavramlarının kapsamını ve anlamını daha iyi kavrayabilmek için, bunların uygulandığı sosyalist ülkelerdeki sağlık sistemlerine bakmak yararlı olacaktır. Bu bağlamda Alman Demokratik Cumhuriyeti (ADC) ve Sovyetler Birliği en önemli örneklerdir.

Bilim ve Aydınlanma

1. Geçmiş Deneyimler: Sovyetler Birliği ve Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde Okul Sağlığı

Sağlığın ve hastalığın bireysel öz bakım alanı olarak tarif edilmediği, devlet müdahalesinin meşru bir ilgiye ve çıkara dayalı toplumsal olgular olarak görüldüğü sosyalist ülkelerde “sağlık sisteminin devlet niteliği”, sağlık sistemindeki düzenlemelerin, uygulamaların ve kontrolün devletin sorumluluk alanında olmasını ifade etmektedir. Ancak bunun yanı sıra, sağlık ve bakım hizmetlerinin sadece ve sadece devletin üzerine yüklenmesi de söz konusu değildir: İşletmeler, kuruluşlar ve tek tek yurttaşlar da halk sağlığının korunması ve güçlendirilmesi için sorumluluk almaya ve destek olmaya teşvik edilirler. Bununla birlikte devlet, yoğun ve yaygın bir sağlık eğitimi ve propaganda yoluyla, sağlıklı yaşam biçimi hakkında bilinçlendirme yoluyla ve korunma yöntemleri ile hastalıkların önlenmesi hakkında bilgilendirme yoluyla yurttaşlara yardımcı olmaktadır. Sağlık hizmetleri alanında kişisel sorumluluk, korunmaya ve bakıma ihtiyacı olanlar için sorumluluk ve kolektif sorumluluk kavramlarının kapsamını ve anlamını daha iyi kavrayabilmek için, bunların uygulandığı sosyalist ülkelerdeki sağlık sistemlerine bakmak yararlı olacaktır. Bu bağlamda Alman Demokratik Cumhuriyeti (ADC) ve Sovyetler Birliği, özellikle “koruyucu önlem” kavramı etrafında oluşan uygulamalara kısa bir tarihsel bakış sağlaması açısından en önemli örneklerdir.

1.1. Sağlık, özel alan değildir

Sovyetler Birliği’nde sağlık sistemi, bulaşıcı hastalıkların kontrol edilmesi, çevre sağlığı, çocuk ve ergen bakımı ile hastalıkların önlenmesini öncelikle ele almak üzere planlanmıştır. Sanitasyon denetim birlikleri bu hizmetlerin denetimini ve takibini yürütüyordu. Bu hizmetlerin amacı, sağlıklı yaşam koşullarının yaratılması ve toplumun yiyecek içecek vb. ihtiyaçlarının bilimsel ve hijyenik olarak sağlanmasıydı. 1920 yılında Halk Sağlığı Enstitüsü bünyesinde kurulan Sanitasyon ve Hijyen Enstitüsü, Mikrobiyoloji Enstitüsü, Beslenme Fizyolojisi Enstitüsü, Biyokimya Enstitüsü, Verem Enstitüsü aracılığıyla sağlık hizmetleri eşit ve parasız olarak halka ulaştırılmaya başlandı [1].  

Sovyetler Birliği’nde koruyucu sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinde çocuk sağlığı, hamilelik ve doğum sonrası dönemde anne bakımı ile başlatılan bir süreçti. Yenidoğan için sağlıklı ve olumlu yaşam ve bakım koşullarının sağlanması açısından annelik bakımı oldukça ciddiye alınan bir olguydu. Çocuk bakım kuruluşlarında, kreşlerde ve okullarda enfeksiyonlara karşı özel önlemler alınıyor, iki haftada bir düzenli ev ziyaretleri yapılıyordu. Çocukların gelişiminin genel olarak izlenmesi ve korunması, çocuk bakım kuruluşlarının ve eğitim kurumlarının sorumluluk alanına giriyordu. Bu amaçla anne-çocuk sağlığı dispanserlerinin yanı sıra kreşlerde, anaokullarında ve diğer eğitim kurumlarında okul hekimlikleri oluşturulmuştu [2].

Çocuk hastaneleri içinde yer alan Çocuk Danışma Merkezleri bölgedeki kreş, anaokulu ve okullardan sorumluydu. Doğumdan itibaren çocuk hekimlerinin gözetimine alınan çocuklar, 15 yaşına kadar çocuk hekimlerinin kontrolünde kalmaya devam ediyordu. Çocuklar için bir yaşından itibaren yılda 4-5 kez periyodik sağlık taraması yapılmaktaydı. Diş ve Ağız Sağlığı kapsamında da diş hekimleri tarafından düzenli ve okullarda zorunlu olarak ağız sağlığı hizmetleri verilmekteydi [3].

1968 ve 1974 Anayasalarında da yer alan “Tüm yurttaşlar için kapsamlı sağlık koruması” ilkesi [4] doğrultusunda yapılandırılan ADC’nin sağlık, sosyal hijyen geleneği, hastalığın nedeni olarak toplumsal etkenleri dikkate alan ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini başlangıç noktası kabul eden Sovyetler Birliği pratiğini izliyordu. Bunun yanı sıra, ADC sağlık sisteminin örgütlenmesinde Lenin’in formüle ettiği sosyalist sağlığı koruma ilkeleri ile devletin yurttaşların sağlığından sorumluluğu ilkesi temel alınıyordu [5].

ADC’de 1950’lerden itibaren tüm çocuklar ve ergenler için istisnasız ve kapsamlı bir koruyucu sağlık ve bakım hizmetleri sistemi kuruldu. Söz konusu bakım hizmeti 0-3 yaş grubundaki çocukların anne danışma merkezlerinde çocuk hekimleri / pratisyen hekimler tarafından zorunlu bakımı ile başlıyor ve 4 yaşından itibaren anaokullarında, Çocuk ve Gençlik Sağlığını Koruma Departmanı’ndan özel eğitim almış, nitelikli çocuk hekimleri tarafından periyodik (yıllık) sağlık taramaları biçiminde devam ediyordu [6]. Bunu, çocuk 6 yaşına geldiğinde, okul öncesi dönemde olası sağlık sorunlarını giderebilmek için bir ilk kayıt kontrolü ve okula başlarken de ikinci kontrol izlemekteydi [7].

2./ 3. sınıflarda ve 6. ile 9. veya 11. sınıflarda yapılan sıralı muayeneler, aynı zamanda yüzme becerisinin ve politeknik okullar ile mesleki eğitim için sağlık açısından uygunluğun da değerlendirildiği bir işlev görüyordu. Çocuk hekimleri, genç ebeveynlere, çok çocuklu ailelere, sağlık ve/veya toplumsal koşullar açısından risk altında olan, sağlığı bozulmuş ve / veya bakıma ihtiyacı olan çocuklara ev ziyaretleri yapan ve ebeveynlere önerilerde bulunan bakıcılar tarafından destekleniyordu. Kreş çocuklarının sağlık bakımı, ilgili hizmet alanının çocuk hekimi tarafından sağlanıyordu, 1988’de 3 yaşın altındaki çocukların neredeyse % 80'i için kreşler mevcuttu [8].

Hekimler tarafından birleşik standart yöntemlerle toplanan ve değerlendirilen sağlık bulgularının karşılaştırmalı olarak işlenmesi daha yararlı sonuçlar vermekte ve zaman içerisinde bazı sağlık sorunlarının ve hastalıkların sıklığındaki gelişmeleri de ortaya koymaktadır. Bu tür kılavuzların geliştirilmesi ADC’de, öncelikle Çocuk ve Ergen Hijyen Enstitüsü (Hygiene des Kindes- und Jugendalters / IHKJ) tarafından gerçekleştirilmiş ve “Çocuklarda ve Ergenlerde Sağlığın Korunması” araştırma projesi ile desteklenmiştir [9]. Böylece 1979 yılında, ilgili yaş grupları ve gelişim çağları için tıbbi bakım ve muayene ile ilgili ağırlık noktaları belirlenmiş, standartlaştırılmış muayene talimatlarını içeren birleşik çalışma yönergelerini uygulamaya koymak mümkün olmuştur [10]. Bu çalışmalar tıp uzmanları dernekleri ile işbirliği halinde 1990 yılına kadar sürekli güncellenmiştir (0 ila 18 yaş arası çocuk ve ergenlerin periyodik sağlık taraması için çalışma talimatlarını içeren “Standart Program” (Standardprogramm) olarak da adlandırılır). ADC’de sosyalist iktidarın son bulmasının ardından bu çalışma esasları dikkate alınmamıştır.

1.2. Bulaşıcı hastalıklarla mücadele

Bulaşıcı hastalıklar konusunda Rus İmparatorluğu’ndan oldukça kötü bir miras devralan Sovyetler Birliği’nde bütün olumsuz koşullara rağmen, bulaşıcı hastalıklara karşı kararlı ve örgütlü bir mücadele verilmiş, büyük nüfuslu bölgelerdeki sağlık koşullarını iyileştirmek ve halkı daha önce bilinmeyen önleyici tedbirleri almaya teşvik etmek için kamu ödeneklerinden büyük meblağlarda kaynaklar yaratılmıştır. 15 Eylül 1922’de halk sağlığına ilişkin kabul edilen kararnameyle, bir sıhhi-epidemiyoloji hizmeti olan SANEPID, halk sağlığı alanındaki sorumluluğu üstlenmiş oldu [11]. Laboratuvarlar da dâhil olmak üzere her yerde bulaşıcı hastalıklarla mücadele için gereken tüm araçları sağlayan merkezler kuruldu. Yetkililer, koruyucu önlemlerin tedaviden daha önemli olduğunu kavramış ve gıda endüstrisi, gastronomi de dahil olmak üzere her alanda kapsamlı koruyucu hijyen önlemleri geliştirmiştir. 1920'lerin sonuna gelindiğinde, çocuk ölümleri de dâhil olmak üzere ölüm oranları ve bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığı önemli ölçüde azalmıştı. 1970'lerin başında, SSCB'de SANEPID'e çevre kirliliği ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele konusunda tam yetki verildi. Temizlik ve arıtma sistemi olmayan hiçbir sanayi işletmesi faaliyete geçirilmiyor, hijyen kurallarına uyulmadan yerleşim alanları kurulamıyordu [12].

Sıhhi müfettişlerin yönergeleri kanun hükmünde kabul ediliyordu. Çocuk bakım kuruluşları ve okullar da dâhil, tüm devlet ve kamu kurumları ile yurttaşlar bu yönergelere uymak zorundaydı. Sağlık ve hijyen kurallarına uymayan kurumlara, kuruluşlara, işletmelere ve hatta bakanlıklara yasal yaptırımlar ve cezai işlemler uygulanıyordu.

Bir örnek uygulama: Okul sağlığı bağlamında bulaşıcı hastalıklarla mücadelede tüberküloz vakaları için öngörülen SSCB Halk Komiserleri Konseyi’nin Ocak 1943’te yayımladığı kararname kapsamında, eğitim ve öğretim kurumlarının kapasitesi 35 bin civarında çocuk için artırıldı; açık hava veya orman okulları bu kapsamda gerçekleştirilen en özgün uygulamalar oldu. Bu önlemler tamamlayıcı beslenme programları ile de desteklendi [13].

ADC’de enfeksiyona karşı koruma, öncelikle 20 Aralık 1965 tarihli Bulaşıcı Hastalıklara Karşı Korunma ve Mücadele Yasası’nda ve daha sonra Halk Meclisi tarafından yayımlanan 3 Aralık 1982 tarihli yeni yasa ile saptanmış, 1. ve 2. uygulama hükümleri ile somutlaştırılmıştı. Aynı yasalarda belirtilen Bulaşıcı Hastalıkları Bildirme Yükümlülüğü maddesi kapsamında; bulaşıcı hastalık vakaları, şüpheli bulaşıcı hastalık vakaları, bulaşıcı hastalık taşıyan veya taşıdığı şüphesi bulunan kişiler, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölümler, enfeksiyon riski kaynakları, genel enfeksiyon riski ve salgınlar ilgili kuruluşa bildirilmek zorundaydı. Muayene veya tedavi eden hekimler ve teşhis koyan laboratuvarların veya kuruluşların müdürleri raporlama ve bildirim yükümlülüğü taşımaktaydı. Bildirimler, tanı ve teşhisin konulmasının ardından 24 saat içerisinde hasta kişinin bulunduğu yerden sorumlu İlçe Hijyen Denetleme Merkezi’ne yapılmak zorundaydı. Bildirimler buradan Hijyen, Mikrobiyoloji ve Epidemiyoloji Merkez Enstitüsü’ne iletiliyordu [14].

Çocuk bakım kuruluşlarında bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve kontrolü hakkındaki 13 Ocak 1970 tarihli yönergeye göre; ebeveynler veya yasal vasiler, çocukları bakım veya eğitim kurumlarına kabul edildiğinde “yakın zamandaki enfeksiyon geçmişi” hakkında bilgi vermek ve ailedeki “şüpheli bulaşıcı hastalıkları” ve “çocuğun enfeksiyon temaslılarını” bildireceklerini yazılı olarak beyan etmek zorundaydı. Çocuk bakım ve eğitim kurumlarındaki sorumlu hekimler, enfeksiyona karşı koruyucu ilk önlemleri uygulama yetkisine sahipti [15].

ADC’de sağlığı risk altındaki, özellikle de kronik hastalığı olan ve sosyal açıdan risk grubundaki çocuklara / ailelere “Çocuk ve gençlik sağlık koruma dispanseri” adı verilen kuruluşlarda hizmet veriliyordu. Bu, ilgili çocuk hekiminin, etkilenen çocukların erken bakımı ve tedavisi için tüm önlemleri başlattığı ve koordine ettiği bir süreç anlamına geliyordu. Yöntemsel bir temel dayanak sunması bakımından, çok sayıda tıp uzmanlığı derneklerinin ortak çalışmasıyla dispanser uygulamaları için bir kılavuz kitap hazırlandı [16].

Gerek Sovyetler Birliği’nde, gerekse ADC’de bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve sanitasyon koşullarının sağlanması için tüm sağlık emekçilerine koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik düzenli eğitim verilmesi zorunlu tutuluyordu. Sağlık hizmetlerinin merkezi olarak planlanması ve kamu kurumlarının koordinasyon içerisinde çalışması, örneğin Sağlık Bakanlıklarının Eğitim Bakanlıkları ile tamamlayıcı işbirlikleri yürütmesi, sosyalist ülkelerde bulaşıcı ve salgın hastalıklarla mücadelenin temelini oluşturuyordu. Bu bağlamda bilimsel bilginin halk yararına kullanılması, kamu kaynaklarının halk sağlığı için kullanılması temel belirleyici olmuştur.

1.3. Aşılama-Bağışıklama: öneri değil zorunluluk

Aşılamanın önleyici sağlık hizmetinin en önemli basamaklarından biri olarak kavrandığı ve bu yönde çalışmalar yapılan Sovyetler Birliği’nde, SANEPID istasyonlarında zorunlu aşılamalar yapılıyor, işçiler çalışmaya başlamadan önce ‘çiçek hastalığı ve tifoya karşı’ koruyucu aşılar oluyor, çocuklar ise kreşlerde düzenli olarak aşılanıyorlardı [17].

ADC’de önleyici bir yöntem olarak aşı, devletin sağlık sisteminin yapısına göre örgütlenmişti. Difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, kızamık ve tüberküloza karşı zorunlu aşılama söz konusuydu. Aşılar (özellikle temel bağışıklık kazandırmanın son aşaması olarak), çocukta tıbbi açıdan kontrendikasyon (ters etki) söz konusu olmadığı sürece esas olarak çocuk bakım kuruluşlarındaki (kreşler veya anaokulları) hekimler tarafından yapılıyordu [18]. Çocukların çoğu bir kreşe veya anaokuluna devam ettiği için aşılama oranları çok yüksekti (örneğin 1988’de kızamık ve DTP için %98). Aşılama ile ortadan kaldırılabilen hastalıklar, örneğin kızamık ve boğmaca, bu nedenle büyük ölçüde elimine edilmiş sayılıyordu. Federal Almanya’da ise, tıpkı günümüzdeki uygulamalarda olduğu gibi, aşı yaptırılması yalnızca öneri boyutunda kalıyordu; ebeveynler, çocuklarının aşı olup olmayacağına kendileri karar veriyordu [19].

1.4. Muayene: Zorunluluk mu? Gönüllülük mü?

"Muayene zorunluluğu" ve anne danışmanlığı ADC’de kamusal sağlık hizmeti kapsamında halk sağlığı kurumları olarak işlev görüyor ve çocukların ve gençlerin gelişme çağlarında koruyucu bakımın tüm aşamaları boyunca yaygın ve etkin bir biçimde uygulanıyordu. Bu sayede, çocuklara ve gençlere ulaşmada % 95-100 dolaylarında bir oran yakalamak mümkün olmuştu [20].

Federal Almanya’da ise 1990'a kadar ve sonrasında erken tanı muayenelerine gönüllü katılım, 1-2 yaş arası bebekler için % 90-95 oranında yüksek bir değer gösterse de sonrasında (4-6 yaş için yaklaşık % 80) bir düşüş gözlenmekte. Özellikle zor ve çatışmalı yaşam koşulları olan ve buna bağlı risk potansiyeli yüksek olan ebeveynlerin erken teşhis muayenelerinden kaçınmaları söz konusu. Federal Almanya’da yalnızca okul öncesi sağlık kontrolleri, tüm eyaletlerde zorunlu sağlık hizmeti olarak sunuluyor [21].

Sosyalist ülkelerde halkın koruyucu önlemlere katılımı konusundaki duyarlılığını ve hazırlıklı olma durumunu sağlamak için belirleyici etkenler söz konusuydu: iyi bir örgütlenme ve güvenilirlik, fark edilebilir fayda ve önlemlerin kavranması, özellikle bireysel gereksinimlerle uyumlu, yaygın bir sağlık eğitimi ve belirli açılardan yöneticilerin ve amirlerin örnek olma işlevi [22].

Sosyalist ülkelerde koruyucu sağlık hizmetlerine ve sağlık bilgisinin yaygınlaşmasına özel önem verilmiştir. Toplumun hijyen ve sağlık konularında aydınlatılmasının başat aracı sağlık eğitimiydi. Sağlık eğitiminin örgütlenmesinden Sağlık Bakanlığının yanı sıra her cumhuriyette oluşturulan sağlık eğitim dairesi sorumluydu. Sağlık eğitimleri; propaganda araçları geliştirilerek sağlık kurumlarından ev ziyaretlerine, Anne Okulları’ndan hastanelere ve eğitim kurumlarına uzanan geniş bir yelpazede, gazeteler ve radyolar kullanılarak, gezici sağlık hizmetlerinden yararlanılarak tüm topluma yaygın olarak ulaştırılıyordu. Bunların yanı sıra gezici hijyen sergileri de bu amaçla düzenleniyordu. Örneğin ADC’de Dresden Hijyen Müzesi, sağlık eğitimi hizmetinde önemli bir işlev görüyordu. Sağlığın korunmasına yönelik bilimsel bulgular toplumla paylaşılıyor, müzede verilen eğitimlerle devletin sağlık politikasında kapsamlı görevler üstleniyordu [23].

2. Küba’da Okul Sağlığı Hizmetlerinin Kısa Bir Tarihçesi

Küba'da 1961 yılında gerçekleşen efsanevi okur yazarlık kampanyası sırasında halka yaygın korucu sağlık ile ilgili bilgiler de verilmişti. Devrimci kadrolar eğitim ve sağlık konularını hep birlikte ele aldı. Eğiticiler ülkenin en uzak yerlerine bile sağlıkla ilgili eğitim materyali götürmüştü. 1962’de ilk yaygın okul aşılamaları başladı. Devrimin ilk yıllarından itibaren öğretmen yetiştiren okullarda sağlık ile ilgili müfredat hep önemli bir yer kapladı. 1984’te kurulan Aile Hekimliği sistemi ile okullarda sağlık birimi olsa bile her öğrenci ve eğitim emekçisinin bölgelerindeki bu sağlık kuruluşlarından yararlanmaları sağlandı. Eğitim ve sağlıkta çok önemli başarılar elde eden Küba’da okul çocuklarının sağlık düzeyini bir üst düzeye taşımak için 1985’te Eğitim Bakanlığı bünyesinde ‘Okul Sağlığı Genel Müdürlüğü’ kuruldu. Amaç sadece sağlık hizmeti vermek değildi. Bu yeni kurulan birimin başlıca amaçları şunlardı:

● Eğitim Bakanlığı ile Halk Sağlığı Bakanlığı arasındaki bağı kuvvetlendirerek okul çocuklarının fizik ve mental sağlıklarını geliştirmek, birlikte sağlığı geliştirici programlar oluşturmak

● Okul sağlığı ile ilgili araştırmalar yapmak

● Eğiticilerin ve ailelerin sağlık ile ilgili konularda (hijyen, beslenme gibi) bilgi düzeylerini yükselterek öğrencilerin olumlu tutum ve davranış özellikleri kazanmalarına yardımcı olmak

Küba’da sağlık, sadece sağlık çalışanlarının sorumluluğunda değildir, toplumun her kesimi sağlık düzeyinin yükseltilmesi, sağlıkla ilgili olumlu davranışların geliştirilmesi, önlenebilir olumsuzlukların giderilmesi için işbirliği yapar. Kübalılara göre sağlık bir kültürdür ve bu kültür erken yaşlarda, eğitimli eğiticilerin önderliğinde elde edilebilir. [24]

 Okul Sağlığı Genel Müdürlüğü'nde okul sağlığı, beslenme, diş ve ağız sağlığı, sağlık yönetimi uzmanları, pediatristler, hemşireler, pedagoglar, psikologlar görev yapar. Bu birim Eğitim Bakanlığı ve Halk Sağlığı Bakanlığı ile birlikte çalışır, bölge ve il düzeyinde temsil edilir.

Kaynaklar

[1] Mandel, J. und Hans Lange (1989). Sozialistisches Gesundheitsrecht: Textausgabe. Staatsverlag der Deutschen Demokratischen Republik. ↵

[2] Akalın, M. A. (2010). Toplumcu Tıp: Sovyetler Birliği Deneyimi, Yazılama Yayınları. İstanbul. ↵

[3] Mandel, J. und Hans Lange (1989). A.g.e. ↵

[4] ADC’nin 1968 Anayasasında sağlık hakkının korunması Madde 35, paragraf 1 ile şöyle belirlenmişti: "Alman Demokratik Cumhuriyetinin her yurttaşı sağlığının ve emek gücünün korunması hakkına sahiptir.” ↵

[5] Lenin, 1918’de Sovyet İşçileri 1. Sağlık ve Sanitasyon Kongresi’nde komünist sağlık örgütlenmesinin temel ilkelerini şu üç başlıkta ifade eder: 1) Sanitasyon önlemlerinin alınması, 2) Verem, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, alkolizm gibi sosyal hastalıklarla mücadele, 3) Sağlık ve ilaç hizmetlerinin parasız olarak verilmesi (Akalın, 2010). ↵

[6] Gesundheitsschutz für Mutter und Kind (1976). Publikation der Interessengemeinschaft Medizin und Gesellschaft, 19955 Richtlinien des Bundesausschusses der Ärzte und Krankenkassen über die Früherkennung von Krankheiten bei Kindern bis zur Vollendung des 6. Lebensjahres („Kinder-Richtlinien“) in der Fassung vom 26. April 1976 (veröffentlicht als Beilage Nr. 28 zum Bundesanzeiger Nr. 214 vom 11. November 1976), zuletzt geändert am 18. Juni 2009 veröffentlicht im Bundesanzeiger 2009. ↵

[7] Anweisung über die Erziehung, Betreuung und den Gesundheitsschutz der Kinder in Kinderkrippen. Verf.u.Mitt.d. MfGe Nr. 3/1988, S.25 ↵

[8] Richtlinie für die Mütterberatung v. 26.4.1979, Verf.u.Mitt.d.MfGe ↵

[9] Anordnung über die Rechtsfähigkeit des Instituts für Hygiene des Kindes- und Jugendalters vom 10. Jan. 1973 (GBl. der DDR I, 1973, S. 51) sowie Anweisung über das Statut des Instituts für Hygiene des Kindes- und Jugendalters. ↵

[10] Richtlinie für den Kinder- und Jugendgesundheitsschutz v. 26.4.1979, Verf.u.Mitt.d.MfGe Nr. 5 S.73 ↵

[11] Mandel, J. und Hans Lange (1989). A.g.e. ↵

[12] Klein, S. (2013). “Zusammenhang zwischen Impfungen und Inzidenz und Mortalität von Infektionskrankheiten. Zeitreihenanalysen mit Meldedaten zu Diphtherie, Pertussis, Poliomyelitis und Tetanus von 1892 bis 2011 in Deutschland”. Dissertation, Medizinischen Fakultät Charité – Universitätsmedizin. Berlin. ↵

[13] Klein, S. (2013). A.g.e. ↵

[14] Klein, S. (2013). A.g.e. [15] Richtlinie für den Kinder- und Jugendgesundheitsschutz v. 26.4.1979, Verf.u.Mitt.d.MfGe Nr.5, S.73 ↵

[16] Anordnung über die Rechtsfähigkeit des Instituts für Hygiene des Kindes- und Jugendalters vom 10. Jan. 1973 (GBl. der DDR I, 1973, S. 51) sowie Anweisung über das Statut des Instituts für Hygiene des Kindes- und Jugendalters. ↵

[17] Mandel, J. und Hans Lange (1989). A.g.e. ↵

[18] Anordnung über die Rechtsfähigkeit des Instituts für Hygiene des Kindes- und Jugendalters vom 10. Jan. 1973 (GBl. der DDR I, 1973, S. 51) sowie Anweisung über das Statut des Instituts für Hygiene des Kindes- und Jugendalters. ↵

[19] Schneeweiß B, Wierbitzky S (1991). Schutzimpfungen in der ehemaligen DDR. Sozialpädiatrie 13, Nr. 6 ↵

[20] Mandel, J. und Hans Lange (1989). A.g.e. ↵

[21] Schneeweiß B, Wierbitzky S (1991). Schutzimpfungen in der ehemaligen DDR. Sozialpädiatrie13, Nr. 6 ↵

[22] Mandel, J. und Hans Lange (1989). Sozialistisches Gesundheitsrecht: Textausgabe. Staatsverlag der Deutschen Demokratischen Republik. ↵

[23] https://de.wikipedia.org/wiki/Das_deutsche_Hygiene-Museum_in_der_DDR

[24] http://www.cubaeduca.cu/salud-escolar-institucional-historia-de-la-dire…