Patron müzisyenler ve diğerleri...

Müzisyenler, karantina boyunca dayanışmayı yaygınlaştırmak için çoğunlukla sosyal medyayı kullandı. Zengin olduğunu düşündüğümüz bazı ünlü müzisyenlerin de sosyal medya aracılığıyla yakınmalarına şahit olduk. Ancak, ünlü müzisyenlerin yakınması ile zaten mesleğini zar zor yapan, parasızlığa ve güvencesizliğe alışmış müzisyenlerin yakınması arasında büyük bir fark var.

Kardelen Pınar

Geçtiğimiz haftalarada YKS sınavından önce yaptığı gençlerle sohbet OyMoyYok etiketi ve eleştirel yorumlarla hüsrana sebep olunca Erdoğan sosyal medya kullanımı ile ilgili bir videoyu Twitter’dan paylaşmış ve bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalıştıklarını ilan etmişti. Fakat Erdoğan bu kararın sebebini ‘Berat Albayrak’ın çocuğunun doğumundan sonra yaşadığı sevinci sosyal medya mesajıyla paylaşmasının üzerine, sayısı az da olsa bazı kişilerin hakaretleriyle bu güzel iklimi kirletmeye çalıştıkları için sosyal medya kullanımına kısıtlama veya kontrol getirilmesi’ olarak açıkladı. Bunun üzerine sosyal medyada farklı tepkiler oluştu. Bu düzenlemeyi destekleyenler ve bundan kaygı duyanlar çeşitli paylaşımlar yaptılar. Erdoğan’ın her adımını desteklediklerine şahit olduğumuz ünlüler dışında Milyon Yapım sahibi olarak tanıdığımız müzisyen Umut Kuzey de bu karara destek verdi. Yatırımları ve gayrimenkulleri ile tanınan müzisyen Coşkun Sabah ise Twitter’ı bir bataklık olarak tanımlayıp kendi hesabını kapatacağını yayınladı. 

AKP’nin hukuki düzenlemelerle ve bunların uygulanışlarıyla ilgili ünü ortada olduğu için düzenleme kararı fazlasıyla muhalif tepki de aldı. Kadın cinayetleri konusunda çok da hassas olmayan hükümet, altını dolduramadığı sebeplerle gazetecileri içeride tutmuş, Erdoğan’a hakaret cezaları almış başını giderken sosyal medyadan kadınlara rahatça tehditler savuranlar, kadınları dövüp video paylaşanlarla ilgili pek bir şey yapılmamıştı. Ortalık ayağa kalkmalıydı ama ortada Erdoğan’a hakaret olmadığı için kalkmadı. Veya Erdoğan’ın sosyal medya kısıtlaması kararına asıl  sebep olarak gösterdiği ve ünlülerin kınama ve karara desteklerinin meşrulaştığı Esra Albayrak’a hakaret gibi önemli bir olay olmadığı için yer yerinden oynamadı! Elimizdeki veriler bunlar ve çok daha fazlası olunca bir sosyal medya düzenlemesi akla hemen ne kadar adil olacağını getiriyor ve muhalif tepkiler anlaşılabiliyor. Toplumun çoğunluğu, bu düzenlemeyle birlikte zaten korunuyor olanlar için yeni bir korunaklı alan oluşacağını, gündelik yaşamda olduğu gibi sosyal medya mecrasında da ‘parası olanın konuşacağını’ düşünüyor... Sosyal medya güzellemesi yapamayız, sosyal medya ile ilgili çokça sorun var elbette ama bu düzenlemeyi yapacak olan hükümetin bize sunduğu veriler ortaya daha büyük sorunlar çıkacağının veya zaten var olan sorunların çözülemeyeceğinin de habercisi gibi.

Karantinada müzisyenler arasındaki eşitsizlikler sosyal medyaya da yansıdı

Pandemi ile beraber tüm müzisyenler kendilerini sosyal medyada daha da çok ifade etmeye başlamışlardı. Burada kendi üretimlerini ücretsiz paylaşıp, çoğunlukla ücretsiz ‘online konserler’ verenler de oldu, ücretli konserler verenler de... Salgından önce müzisyenlerin kendilerini tanıtmak için ve belki ünlü olurum diye ya düşük ücretlere ya da ücret almadan çalmalarının normal kabul edildiği konserler, festivaller salgınla beraber iptal olmuş oldu ve müzisyenler sosyal medya aracılığıyla seslerini duyurmaya çalıştılar. Ayrıca karantina boyunca dayanışmayı yaygınlaştırmak için de çoğunlukla sosyal medyayı kullandılar veya sadece üretimlerini paylaşarak hayata tutunmaya çalıştılar. Bunun yanı sıra zengin olduğunu düşündüğümüz bazı ünlü müzisyenlerin de sosyal medya aracılığıyla yakınmalarına şahit olduk. Ünlü olan müzisyenlerin yakınması ile zaten mesleğini zar zor yapan, parasızlığa ve güvencesizliğe alışmış müzisyenlerin yakınması arasında büyük bir fark var. Sosyal medyayı yine tanınmak, üretimini sürdürmek için kullanan ve gerçekten zor durumda olan müzisyenlerin yanında gayrimenkulleri ve yatırımları sayesinde sefa süren, müzisyenlerin genelinin ne durumda olduğu değil de kendisinin zenginliğinin devam edip etmeyeceği kafasına takılmış kişilerin yakınmaları çok komik ve trajik görünüyor. 

Ünlü müzisyenlerin yakınmasına bir örnek Coşkun Sabah’tı, sözleri müzisyenler arasında çokça konuşuldu. Sabah, katıldığı bir programda ‘hazıra dağ dayanmaz, beni bu para 3-4 ay daha idare eder’ demiş ve aylık harcamasının 70-80 bin TL olduğunu söylemişti. Bu söyledikleri internet gazetelerinde ve sosyal medyada doğal olarak büyük bir meseleye dönüşünce de geçen hafta o açıklamasının samimi bir sohbet sırasında çıktığını, naif şekilde durumunu açıkladığını ve bunun çok abartıldığını yine yakınarak anlattı ve bataklık olarak tanımladığı Twitter’daki hesabını kapatacağını duyurdu. Bu haber tesadüfe bakın ki tam da Erdoğan’ın sosyal medya düzenlemesi açıklaması yaptığı gün önümüze düşmüştü.

Patron müzisyen Umut Kuzey

Müzisyenlerin kimi zaman ücretsiz, düşük ücretlerle kötü muameleye maruz kalarak çalmak zorunda kaldıkları Milyonfest’in düzenleyicisi olan Milyon Yapım’ın sahibi Umut Kuzey de geçen hafta yine gündemimizdeydi. Milyonfest ile ilgili daha önce yazılar ve röportajlar da çıkmış, sömürünün sadece müzisyenler için değil festival alanında çalışan tüm emekçiler için büyük olduğundan bahsedilmişti. Müzisyenlerin tanınmak için razı oldukları koşulları normalleştiren, festival alanında gönüllü çalışma sistemiyle sömürüyü katlayan Umut Kuzey’in müzik festivalleri alanında tekleşme çabaları herkesin dilinde. Ünsüz müzisyenlerin emeğini sömürürken ünlü müzisyenlere de düzenlediği festivalle aynı zamana denk gelen başka festivallerde çalarlarsa Milyonfest’te bir daha çalamayacaklarını söylediği, bir sözleşme imzalattığı biliniyor. Sistemdeki yerini iyi kavramış olan Umut Kuzey’den ekonomileri alt üst olmuş, enstrümanlarını satarak kira ve fatura ödemeye çalışan, sektör değiştirerek çok sevdikleri mesleklerinden uzak kalan müzisyenlerin durumu ile ilgili birkaç şey söylemesi, müzisyenlerle dayanışma ile gündeme gelmesini beklemiyorduk. Kendisinin de daha önce haklı eleştiriler aldığı sosyal medyaya adil olmayacağı şimdiden tahmin edilebilir olan bir hukuki düzenlemenin getirilmesini desteklemesiyle sivrilmesi bulunduğu konuma çok uygun. Kendisi ile ilgili daha önce yapılan eleştirilerin sosyal medyada yayılması arzu ettiği tekelleşmeye zarar vermiş olabilir. Hak ve özgürlükler zenginleşmesinin önünü kesiyorsa ‘herkes de özgür olmasın canım’ demiş olabilir... 

Müzisyenlerin mücadeleleri sosyal medyaya sıkışamaz

Karantina sürecinde güvencesizlik gerçeği yüzlerine tokat gibi vuran müzisyenlerin sosyal medyaya sıkışan üretimleri az da olsa manevi olarak ayakta kalmalarına yardımcı oldu. Buradaki trajik durumu es geçip zenginlik elden kayıp gidecek korkusuyla patron düzeninin sunduğu ne varsa evet diyebilecek hale gelen sanatçı dediğimiz kişilerin düştüğü durum fazlasıyla itici bir durum ortaya çıkarıyor. Burada belki artık sanatçı deyip geçmemek, sanatçı dediğimiz kişilerin sistem içindeki yerlerini iyi belirlemek gerekiyor. Üretimlerini sanatın gelişmesi, toplumun ilerlemesi için değil tamamen daha fazla para kazanmak için yapan ‘sanatçı’lar ile kültür sanat emekçilerinin dertleri hep başkaydı, şimdi de başka. Kültür sanat emekçilerinin sözlerini, müziklerini, uğradıkları hak gasplarını duyurdukları sosyal medya mecrasına getirilecek hukuki düzenlemeye daha önce de söylediğimiz gibi önceki veriler ele alındığında, sıcak bakmamaları doğal. Bununla beraber, sömürü düzenine ayak uydurmuş sanatçı geçinen ünlülerin zenginleşme yolunda yaptıkları hak gasplarının ve usulsüzlüklerin teşhirinin veya kendi gaflarının yayılmasının engellenmesi de sistemin yapısı gereği ve şimdiye kadar olmuş olaylar göz önüne alınınca mümkün görünüyor. Bu yüzden sistemdeki yerlerini iyi anlayan bu kişilerin de ‘Twitter’ı kapatıyorum’ veya ‘düzenlemeye destek veriyorum’ demeleri hiç şaşırtıcı değil. 

Sosyal medya kullanımının kısıtlanması düşüncesinin, önerisinin eleştirilecek çok yanı olduğu ortada. Bunun yanı sıra sosyal medyaya atfedilen güç çok da gerçekçi değil. Birlik olmak, dayanışmak, paylaşmak, mücadele etmek, hak savunmak sosyal medya ile ortaya çıkmış şeyler değil. Bu alanın kullanımı bunları kolaylaştırmış olabilir. Fakat müzisyenlerin ve tüm emekçilerin diyelim ki sosyal medya kapatılırsa karalar bağlamasına izin veremeyiz. Müzisyenlerin arasındaki eşitsizlik ortadayken güvencesiz çalıştırılmaya, sömürülmeye, düşük ücretlere veya ücret almadan çalışmaya, yok olmaya göz yumamayacağımız gibi mücadelemizin ve üretimlerimizin sosyal medyaya sıkışıp kalmasına da göz yumamayız. Sokaklar, parklar bizim. Yeter ki birlik olalım, dayanışmayı büyütmeye kararlı olalım.