'Maskeli Kapitalizm': Akılları üç hafta sonra geldi

Nihayet maske takmayı önermeyi akıl edebildiler. Aradan tam üç hafta geçtikten sonra. Aslında ilk günden belli olanı görmek için ihtiyaç duydukları akıl da değildi. Göremiyorlardı, çünkü sistemin kâr zarar analizi görmelerini istemiyordu.

İlker Belek

Nihayet maske takmayı önermeyi akıl edebildiler. Aradan tam üç hafta geçtikten sonra. 

Virüsü kimin taşıdığı belli değilse, kalabalık ortamlarda aksırandan, öksürenden kaçınmak olanaksızsa çaresiz takılacaktı. Bu çok temel öneriyi salgının ilk gününde Bilim ve Aydınlanma Akademisi dile getirmişti. Aksi taktirde toplu taşıma sistemi hastalığı yayan bir merkez olarak işlev görecekti. Öyle de oldu zaten.

Ama Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu bunu yapamadılar. Yalnızca hastalar ve hastalara bakanlar taksın demekle yetindiler.

'BU KADAR MASKEYİ KİM, NASIL ÜRETECEK?'

Nedeni bütün bu çevrelerin konuyu burjuva iktisat kuramının maliyet verimlilik analizi çerçevesinde ele alıyor olmalarıydı. Milyarlarca insana yetecek maskeyi kim nasıl üretecek, piyasa buna nasıl yetişecek, devlet maskenin maliyetini nasıl karşılayacaktı ve bu kaynak kıtlığında mevcut stokları sağlık personeli için kullanmak gerekmiyor muydu?

Kapitalist sistemde verimlilik analizleri yalnızca piyasa düzeninin özünü maskelemeye yarar. Maske üretmeye yetecek kaynak yok değildir. Kapitalistlerin umurunda olmadığı için maske yoktur.

Ama virüs bütün analizlerini, ekonometrilerini, istatistiklerini de yerle bir etti. Salgının yayılımı öyle bir boyuta ulaştı ki, en nihayetinde, biraz muhakeme yeteneğine sahip herkesin gördüğünü ilan etmek zorunda kaldılar:

Maske takılacak ve takmayanlar toplu taşıma kullanamayacak.

Ama işte diyalektik bu: Öneri geç kalmış ve bu nedenle hayata geçirilmesi daha da olanaksız hale gelmişti.

AKILSIZLIĞIN BEDELİ YİNE EMEKÇİLERE ÇIKTI

Maskenin fiyatı çıldırmıştı, emekçi insan bu parayı ödeyemezdi, ama maskesiz de işine gidemezdi.

Maske bu deyip geçmeyin, düzenin alameti farikasını, yönetememe sorununu ortaya döküyor; iktisadi-siyasal krizi derinleştiriyor.

Maliyet yarar analizleri ve burjuva iktisat bilimi kapitalizmin maskesidir ve şimdi bir virüs ile bir maske o maskeyi indirmiştir. İhtiyaçların ve üretimin toplumsal karakteri ile üretim araçlarının özel mülk edinilmiş olması arasındaki çelişki artık çırılçıplak bir görünürlüktedir.