LGS kaosu: 'AKP öğrencilerin ve velilerin sağlığını patronlar için feda etti’

AKP’nin tüm uyarılara rağmen dün yaptığı LGS sonrası ortaya çıkan manzara tepkilerin artmasına neden oldu. Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım ile Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan oluşan tabloya ilişkin soL’a değerlendirmelerde bulundu.

Haber Merkezi

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı öncesinde öğrencilerin, velilerin, eğitim sendikalarının ve bilim insanlarının taleplerini ısrarla görmezden gelen iktidar, salgının seyri henüz tam olarak azalmamışken 1,6 milyon öğrencinin gireceği, 353 bin 158 öğretmenin de görev alacağı sınavı dün yaptı.

Sınav merkezlerinin önlerinde yaşanan yoğunluk, sosyal mesafenin tamamen ortadan kalkması, öğrenci ve velilerin sağlığının hiçe sayılması büyük tepki çekerken, Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, yaşananlara ilişkin soL’a değerlendirmede bulundu.

‘İnsan sağlığı turizm için hiçe sayıldı…

“Sınavın bu kadar erken yapılmamasını ısrarla talep ettik, salgın riski devam ediyorken sınavın bu kadar erken yapılmaması gerektiğine defalarca işaret ettik” diyen Yıldırım, “Buna karşın bu sınavın yapılmasının tek nedeni turizm geliri umudu. Bir an önce iç turizmi hareketlendirmek için sınavı aradan çıkması gereken bir şey olarak gördüler. Oysa salgın riski devam ederken bu sınavın bu kadar erken yapılması zorunluluğu yoktu. Elektronik ortamda hızlıca sonuçları açıklanan bir sınavın kayıt süreçlerinde de bir yığılma yaşanmazdı ama bu yapılmadı” ifadesini kullandı.

'Bu karar bile uyarılarımızın doğru olduğunu gösteriyor'

Yıldırım, değerlendirmesine şöyle devam etti:

Sadece turizm ticareti için, turizm patronları için çocukların ve ailelerin yaşamı riske atıldı.

İşte sınav yapıldı, peki yapıldı da ne oldu?

Biz risk var dediğimizde risk yok diyorlardı, madem risk yoktu neden sokağa çıkma kısıtlaması getirdiniz?

Bu karar bile uyarılarımızın ne kadar doğru olduğunu gösterdi.

'Sınava katılım ve başarı düşecek'

Salgına yakalanan bir öğrenci veya bir velinin bile onlarca, yüzlerce kişiye salgın bulaştırabileceği bir ortam yaratıldı.

Ancak tek sorun bunlar da değil. Sonuçlar açıklandığında göreceğiz, sınava katılım mutlak olarak düşecek. Bu kadar sıklıkla sınav tarihinin değiştiği, uzaktan eğitimle öğrencilerin eğitim motivasyonun giderek düştüğü bir ortamdan söz ediyoruz.

Katılım düşmesinin dışında başarı düzeyinin de düştüğüne şahit olacağız.

Tüm bunların yanında bir de öğrencilerin sağlıkları riske atılmış oldu.

'Sınav güvenliği de riske atıldı'

Yapılan sınavın ardından birçok okuldan aldığımız bir bilgiyi de paylaşmak istiyorum. Sınav belgelerinin kapatılmadığına ilişkin birçok bilgi aldık. Sınav belgeleri eskisi gibi kapalı zarfla gelip kapalı zarfla gitmedi. Bu da sınav kağıtlarına müdahale riskini doğuruyor. Kısacası sınav güvenliği de riske atıldı.

'İktidarın ve eğitim yöneticilerinin tercihinin sermayeden yana olduğunu bir kez daha gördük'

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da soL'a yaptığı açıklamada, sınırlı sayıda kişinin katıldığı sınavlar ertelenirken, üniversiteler yıl sonu sınavlarını uzaktan yapma kararı alırken ısrarla LGS sınavının yapılmasının tüm öğrenciler açısından bir eğitim hakkı ihlali olduğunu söyledi. Önümüzdeki hafta da YKS sınavı yapılacağını hatırlatan Aydoğan, bugünkü tablonun ardından kamuoyuna, bütün kaygıları giderecek şekilde açıklama yapılmasının zorunlu olduğunu dile getirdi.

Aydoğan şunları söyledi:

"Yaptığımız itirazların ne kadar haklı olduğunun tablosu bir kez daha ortaya çıktı. Öncelikle salgın yayılımının vaka sayılarının artmaya başladığı bir süreçte sınavların ertelenmesi gerekiyordu. Defalarca dile getirmiştik. Ancak sınırlı sayıda kişinin katıldığı sınavlar ertelenirken, üniversiteler yıl sonu sınavlarını uzaktan yapma kararı alırken ve en son yine bakanlığın sitesinde tereddüt edilen konulara verilen cevaplarda da Haziran ayında yüz yüze çalışmaların yapılmaması uyarısına rağmen bu hayata geçirildi. Bir kez daha aslında siyasi iktidarın da eğitim yöneticilerinin de tercihinin sermayeden yana olduğunu görmüş olduk. 

Ertelememe ısrarı devam edince çok temel sorular sormuştuk: bir sınıfta kaç öğrencinin sınava gireceği sorusu bunlardan biriydi. Bunu tüm görev alanların ve öğrencilerin, öğrenmek hakkıydı, cevaplanmadı. Bugünkü görüntülerde de ortaya çıktığı gibi bina önlerinde, binaya alım sırasında ve binaya girdikten sonra fiziksel mesafenin korunmasıyla ilgili hangi önlemlerin alındığı sorumuza da cevap verilmedi. Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Üniversitesi'nde de yine benzer görüntüler vardı. Yani tüm bu süreç kaygılarımızın haklılığını kanıtlamış oldu."

'2,5 milyona yakın öğrenci de YKS sınavına girecek, önlemler yetersiz'

"Burdaki en temel görüşümüz yıllardır, merkezi sınavların kaldırılması ve her öğrencinin istediği okulda eğitim görme hakkına sahip olması gerektiğiydi. Salgının arttığını bir dönemde üstelik her çocuğun istediği okulda eğitim almasını sağlayabilecek bir planlama mümkündü.

Bugün karantinada olan, hastanede tedavi gören öğrencilerin ısrarla bu sınavın dayatılmış olması, tüm öğrenciler açısından bir eğitim hakkı ihlali, sınırlandırması olarak görüyoruz. Önümüzdeki hafta da YKS sınavı var. 2,5 milyona yakın öğrenci de bu sınava girecek. Yaşanan tablo üzerinden bir kez daha ortaya çıktı ki, önlemler, hazırlıklar yetersiz. Bununla ilgili önümüzdeki haftaya ilişkin de hem öğrencilere hem de görev alan bütün eğitim emekçilerine ve ebeveynlere aslında kamuoyuna, bütün kaygıları giderecek şekilde sorduğumuz sorulara cevap vermek ve açıklama yapmak zorundalar."