Genç işsizliğinde tablo kötüleşiyor

Genç istihdamındaki tablo kötüleşmeye devam ediyor. Gençlerin yüzde 30'u ne eğitim alıyor ne de çalışma olanağı bulabiliyor. Düzen gençlere güvencesizlik ve geleceksizlik vaat ediyor.

Suat Sözen

TÜİK 2020 yılı Temmuz dönemi (Haziran-Temmuz-Ağustos) işgücü istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilerden 2018 Ağustos ekonomik krizinin ve salgının işgücü piyasasına olan olumsuz etkilerinin devam ettiği görülüyor.

Veriler derinleşen ekonomik darboğazın emekçilerin iş bulma olanaklarını büyük ölçüde ortadan kaldırdığını gösteriyor. İş bulma ümidini kaybettiği için iş aramaktan vazgeçen emekçilerin sayısı artıyor ve işgücüne dahil olmuyorlar. Yüksek işsizlik, artan yoksulluk ve azalan ücretler emekçilerin yaşamlarını her geçen daha zora sokuyor. Bu olumsuz tablodan en fazla kadın ve genç emekçiler etkileniyor.

Emekçiler için tümüyle olumsuz olan 2020 Temmuz dönemi işgücü verileri değerlendirildiğinde öne çıkan başlıkları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

  •  2020 Temmuz ayı verilerine göre son bir yılda işgücü 1 milyon 622 bin kişi azalarak 31 milyon 491 bine, işgücüne katılma oranı yüzde 53,8'den 50,3'e geriledi.
  •  İstihdam aynı dönemde 1 milyon 254 bin kişi azaldı. Bu kaybın 530 bin kişisi, yüzde 42'si sigortasız ücretli çalışanlarda (kayıt dışı çalışanlarda) gerçekleşti.
  •  İstihdam oranı da önemli ölçüde azalarak, yüzde 46,4'den yüzde 43,5'e geriledi.
  •  TÜİK'in dar tanımlı işsiz sayısı Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 369 bin kişi azalarak 4 milyon 227 bin kişi oldu, dar tanımlı işsizlik oranı ise 0,5 oranında azalarak yüzde 13,4 seviyesinde gerçekleşti.
  •  Genç nüfustaki işsizlik oranı 2018 Ağustos krizinden bu yana artarak % 20,3'den % 25,9 seviyesine ulaştı.
  •  Genç nüfusta istihdam oranı yüzde 2,9 oranında azalarak % 30,4'e geriledi.
  •  Gerçek işsizlik düzeyini gösteren geniş tanımlı işsiz sayısı ise son bir yılda 2 milyon 782 bin kişi artarak 9 milyon 770 bin kişiye yükseldi. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 19,9'dan 27,3'e yükselerek büyük artış gösterdi.
  •  Kadınlarda dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 1,2 oranında azalarak yüzde 15,5 oldu.
  •  Geniş tanımlı kadın işsiz sayısı ise Temmuz 2019’da 3 milyon 285 bin iken Temmuz 2020’de 4 milyon 357 bin kişiye ulaştı. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranında da son bir yılda büyük bir artış gerçekleşti, yüzde 26,7'den yüzde 34,9'a yükseldi.

İstihdam

2020 Mart ayından bu yana salgın döneminde işten çıkarma yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçiler çalışmadığı halde istihdam ediliyor gözüküyor. Bu durum istihdam verilerinin daha yüksek, işsizlik sayılarının ise daha düşük çıkmasına neden oluyor.

Ayrıca kısa çalışma ödeneği alamayan, kayıt dışı ve kendi hesabına çalışıp işsiz kalanların büyük bir kısmı salgın döneminde iş arama eğiliminde olmadığından işgücü piyasası dışına çıktı ve bu kesim de TÜİK verilerinde işsizlik sayılarına dahil edilmedi.

Açıklanan Temmuz 2020 verilerine göre son bir yılda istihdamdaki azalış 1 milyon 254 bin kişiye ulaştı. Buna paralel olarak istihdam oranı da yüzde 2,9 oranında düşerek yüzde 43,5'e geriledi. Temmuz ayı verileri salgın nedeniyle kapanan işyerlerinin açılmaya başlaması ile birlikte yılbaşındaki istihdam düzeyine ulaşıldığını gösteriyor (Grafik-1).

Salgın döneminde sigortasız ücretli çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar) istihdam dışında kalarak daha fazla işsiz kaldılar. Son bir yılda sigortasız ücretli çalışanların istihdamındaki azalma 530 bin kişidir. Toplam 18,8 milyon ücretli çalışanlar içinde sigortasız ücretli çalışanların payı yüzde 16 olmasına karşın istihdamdaki toplam azalmanın yüzde 42'si sigortasız işçilerden oluşmaktadır.

İşsizlik ve İşgücü

Temmuz 2019'da 33 milyon 113 bin kişi olan işgücü son bir yılda 1 milyon 622 bin kişi azalarak 31 milyon 491 bine geriledi. İşgücüne katılma oranı ise 53,8'den 50,3'e düştü.

İşgücüne katılma oranında düşüş iş arama eğiliminin çeşitli nedenler ile azalmasından kaynaklanıyor. İş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve ümidini kaybeden işsizlerin sayısı son bir yılda yaklaşık iki kat artarak 2 milyon 309 binden 4 milyon 201 bin kişiye ulaştı. İşgücündeki azalmadan çok daha büyük olan bu rakam işsizlerin iş arama, bulma ümidini büyük ölçüde kaybettiklerini gösteriyor.

Salgın döneminde işgücü piyasasında yaşanan gelişmeleri dikkate almayan TÜİK'in dar tanımlı işsiz sayısı son bir yılda 369 bin kişi azalarak Temmuz ayında 4 milyon 227 bin kişi oldu (Grafik-2). Dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 13,4 olarak açıklandı.

Dar tanımlı işsizlikte azalış olmasına rağmen geniş tanımlı işsiz sayısı artmaya devam ediyor.

Geniş tanımlı işsizlik hesaplamasında dar tanımlı işsizliğe ilave olarak iş bulma ümidi olmayanları, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, mevsimlik çalışma nedeniyle istihdamda olmayanları ve zamana bağlı eksik çalışanları da hesaba katmak gerekmektedir (Tablo-2).

Geniş tanımlı işsiz sayısı Temmuz 2019’da 7 milyon 364 bin iken büyük bir artışla Temmuz 2020’de 9 milyon 770 bin kişi oldu. Geniş tanımlı işsizlik oranı Temmuz 2020’de yüzde 27,3'e ulaştı. Bu oran Türkiye'deki gerçek işsizlik düzeyini gösteriyor. Grafik-2'den görüleceği üzere geniş tanımlı işsizlik oranı 2020 yılının başından itibaren hızlı bir artış eğilimindedir.

Kadın işgücü erkeklere göre salgından daha fazla olumsuz etkilendi. Kadınlar salgın döneminde işgücü ve ücretli istihdamdan çok daha fazla çekildiler ve daha az iş aradılar, daha büyük istihdam kaybı yaşadılar. Bu nedenle, geniş tanımlı kadın işsizlik oranına bakıldığında (Tablo-2), geniş tanımlı genel işsizlik oranından daha yüksek olduğu görülmektedir. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranı son bir yılda önemli ölçüde artarak yüzde 27,8'den yüzde 34,9'a yükseldi.

Genç işsizlik

Türkiye işgücü piyasasında kadınlar ve gençler daha az yer alıyorlar. Kadınlar ve gençler daha az istihdam ediliyorlar, işgücüne daha az katılabiliyorlar ve daha fazla işsiz kalıyorlar.

Gençlerin işgücüne katılma oranı son bir yılda yüzde 47,8'den yüzde 41'e düşerek büyük bir azalma gösterdi (Tablo-3). İşgücüne katılma oranındaki düşüşe paralel olarak genç istihdam oranı da azaldı. Gençlerin ancak yüzde 30'u çalışma olanağı bulabiliyor. Yukarıda yaptığımız iş bulma ümidini kaybettiği için iş aramaktan vazgeçenlere ilişkin değerlendirmenin genç işsizlik için de çok daha geçerli olduğu görülüyor.

Genç işsizlik oranı dar tanımlı genel işsizlik düzeyinden iki kat daha yüksektir. Genç işsizlik oranı yüzde 25,9 olarak gerçekleşti. Gençlere ilişkin işgücü göstergelerinin tümünde genç kadınlara yönelik istatistikler daha fazla olumsuzluk içermektedir. Ülkelerarası karşılaştırmalarda Türkiye kadın ve genç kadın istihdamı göstergelerinin çoğunda birçok ülkenin gerisinde kalmaktadır.

15-24 yaş aralığındaki gençlerin işsizlik ve eğitim durumunu daha gerçekçi ve doğru değerlendirilebilmek için; 15-24 yaş aralığındaki gençlerin eğitimde olmayanları ile çalışmayanlarının toplamının 15-24 yaş aralığındaki toplam genç nüfusa bölünmesiyle elde edilen gösterge kullanılmaktadır. Bu gösterge, "Ne eğitimde ne istihdamda olanlar" olarak ifade edilmektedir. Grafik-3'te salgın döneminde işsiz ve eğitim süreci içinde olmayan gençlerin ulaştığı dramatik düzeyi çok daha iyi gösteriyor. Özellikle genç kadınların yüzde 37'ye ulaşan yüksek düzeyi düşündürücüdür.


   
Bu verilerden gençlerin hem eğitimde olanların hem de çalışma imkanı bulanların sayısının giderek azaldığı görülüyor. İş bulanlar ise ağır çalışma koşullarında düşük ücret ve güvencesizlik içinde çalışıyorlar.

Sonuç yerine

Açıklanan 2020 Temmuz verileri uzun zamandır devam eden düşük istihdam ve yüksek işsizliğin devam ettiğini gösteriyor. Yılın ilk altı ayında istihdam, işgücüne katılma oranları tarihi dip seviyelerini görürken gerçek işsizlik oranı ise tarihi zirvesini yakaladı. Buna karşın, ekonomik krizin ve salgının derinleşerek sürdüğü bu dönemde emekçilerin yaşadığı zorlukları hafifletmek için sermaye sınıfı emekçilere çok az kaynak aktarmış, emekçiler piyasanın insafına bırakılmıştır.

Yatırımların son iki yıldır azaldığı, kapitalist ekonominin işleyişinde ciddi darboğazların yaşandığı bu konjonktürde Türkiye kapitalizminin yakın bir gelecekte yeni iş yaratma potansiyeli çok düşüktür. Yeni iş yaratılamayacağı gibi salgın sonrasında kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneği alan işçilerin önemli sayılacak bir kısmının tekrar çalışma olanağı bulamayacağı için işsizliğin kısa dönemde daha da artacağı görülüyor.

İki hafta önce önümüzdeki üç yıllık dönemdeki öngörüleri içeren Yeni Ekonomi Program (YEP) açıklandı, program beklendiği üzere son 40 yıldır kapitalizmin emek piyasalarına yönelik neo liberal yaklaşımına uygun hedef ve amaçlar içeriyor. Sermaye sınıfının emek süreçlerinin esnekleştirilmesine yönelik temel amacı YEP'in de ana doğrultusunu belirliyor.

YEP'te esnekleştirmeye, kısmi süreli çalışmanın yaygınlaştırılmasına dönük düzenlemeler İstihdam Kalkanı Paketi adı altında açıklanmaktadır. YEP'te "kısmi süreli çalışma" başlığıyla kıdem ve ihbar tazminatını içermeyen bir iş sözleşmesi ile 25 yaş altı ve 50 yaş üzeri işçilerin çalıştırılması öngörülüyor. Bu öneri ücretli çalışanların yaklaşık üçte birini etkiliyor. Eğer YEP'in bu hedefi gerçekleşirse işçilerin en temel güvencelerinden biri olan kıdem tazminatının tasfiyesi girişimi başlatılmış olacaktır.

YEP'in istihdam ve işsizlik ile ilgili hedefleri ise (ki nasıl gerçekleştirileceğine programda yer verilmemiş) işgücü piyasasında bugün yaşanan derin çöküşün çözümünün çok uzağındadır. YEP'in 2023 yılı istihdam oranı ve işsizlik hedefleri 2018 öncesi dönemdeki düzeyin bile gerisindedir.

Kapitalizm yaşadığı derin krizi aşmak ve krizin yükünü işçi sınıfına yıkmak için uyguladığı emek süreçlerinin esnekleştirilmesi politikasının sonuçları her zaman emekçilerin aleyhine daha çok işsizlik, daha düşük ücret, örgütsüzlük, güvencesizlik ve geleceksizlik olmuştur. Kapitalist düzenin biriktirdiği sorunların çözümü için sermaye sınıfı lehine uygulanan politikaların emekçi kesimlerin çıkarına olmayacağı bilinen bir gerçekliktir. İşsizliğin, yoksulluğun, geleceksizliğin emeği ile geçinen geniş kesimlerin kaderi olmaması için hiçbir şey vaat etmeyen iflas etmiş bu bozuk düzenin değiştirilmesi gerekir.