Çarşamba günü Gütersloh merkezli Bertelsmann Vakfı tarafından yayınlanan bir raporda, Almanya’da 18 yaş altı nüfusun yüzde 21,3’üne tekabül eden 2,8 milyon çocuk ve gencin yoksulluk içinde büyüdüğü kaydedildi. 

Yıllar boyunca çocuk yoksulluğu ile mücadelenin Almanya’daki en büyük toplumsal sorunlardan biri olduğu ifade edilen raporda, buna rağmen 2014 yılından bu yana ulusal ortalamada çok az ilerleme kaydedildiğine dikkat çekildi.

Her beş çocuktan biri yoksulluktan etkilenirken, ülkede çok büyük bölgesel farklılıklar bulunuyor.

Ortalama gelirin yüzde 60’ından daha az kazanan ailelerde yaşayan çocukların oranı yüzde 20,1. Ayrıca her yedi çocuktan biri, 2005 yılında uygulamaya konulan Hartz IV sosyal refah sisteminden faydalanıyor.

Raporda koronavirüs pandemisinin durumu ağırlaştırmış olmasına rağmen bu tablonun geçici olmadığı Hartz IV sistemindeki çocukların neredeyse yarısının dört yıldan, yüzde 38’ininse bir yıldan daha uzun bir süredir sistemde olduğu vurgulanıyor.

Bölgesel farklılıklar

Rapora göre Berlin ve Bremen şehirlerinde finansal açıdan zor koşullarda yaşayan çocukların sayısı özellikle yüksekken, Bavyera ve Baden-Württemberg gibi güney eyaletlerinde sayılar görece düşük seyrediyor. 

Belediye düzeyinde ise sarsıcı farklılıklar bulunuyor. Çocukların yoksulluktan en fazla etkilendiği belediyeler arasında, Bremerhaven, Willhelmshaven ve sanayileşmiş Ruhr bölgesindeki Gelsenkirchen, Heme, Duisburg, Möchengladbach ve Dortmund şehirleri yer alıyor.

Yoksulluk çocukların boş zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini de belirliyor. Raporda yer alan analize göre yoksul çocukların üçte ikisi yılda bir haftalığına bile olsa aileleriyle tatile çıkamıyor. Pek çoğu ayda bir kez sinemaya, konsere ya da yemeğe gidecek parayı bulamıyor. Okul gezilerine katılmak, öğrenci değişim olanaklarından yararlanmak ve arkadaşlarını eve davet etmek de yoksul çocuklar için son derece güç.

Araştırmayı gerçekleştiren vakfın başkanı Jörg Dräger, pandemi nedeniyle yoksulluğun daha da artma eğiliminde olduğuna dikkat çekerek, yarı zamanlı ya da küçük işlerde çalışan çocukların salgın nedeniyle işlerini ilk kaybedenler arasında yer aldıklarını hatırlatıyor.