TRT önüne Soylu'nun çağırdığı iddia edilmişti: Kaplan 'Cevabını burada veremem' dedi

Hakkında açılan dava kapsamında savunma yapan Ayhan Bora Kaplan, TRT binası önündeki silahlı fotoğrafa dair "Devlet görevlilerini suçlamamı bekliyorlar. Ben bu sorunun cevabını burada veremem" dedi.

Haber Merkezi

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yakın olduğu öne sürülen ve Ankara Esenboğa Havalimanı'ndaki operasyonla gözaltına alınıp tutuklanan Ayhan Bora Kaplan'ın liderliğini yaptığı "Kaplanlar" suç örgütüne yönelik dava devam ediyor.

Örgüte yönelik soruşturma kapsamında 28’i tutuklu 61 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, dün Sincan Cezaevi içerisindeki duruşma salonunda yapıldı. Yargılamanın dünkü duruşmasına katılan, ancak savunma yapmayan sanık Ayhan Bora Kaplan, bugünkü duruşmada savunma yapmaya başladı.

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile TRT binası önündeki ağır silahlı fotoğraflarının sorulması üzerine Kaplan, ''Devlet görevlilerini suçlamamı bekliyorlar. Ben bu sorunun cevabını burada veremem. Özel size söyleyebilirim. Çünkü hemen internete düşüyor burada söylediklerim. Bunun için de önlem almanız gerek'' yanıtını verdi.

Suçlamaları kabul etmedi

Savunmasına hakkındaki hiçbir suçlamayı kabul etmediğini söyleyerek başlayan Kaplan, kaçarken yakalandığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek devam etti.

Kaplan, gözaltı sürecinde polislerin kendisine işkence yaptığını öne sürdü ve “Gelen giden polis ‘Lan sen misin Bora Kaplan?’ diye tekme attı” iddiasında bulundu.

'Devlet görevlilerini suçlamamı bekliyorlar'

Kaplan'a, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi sırasında Soylu tarafından TRT önüne çağrıldığına dair iddia ve bina önünde beraberindeki kişilerle birlikte uzun namlulu silahlar ve tabancalarla poz verdiği fotoğraf soruldu.

Kaplan, mahkeme başkanının, ''TRT’ye gittiğinizde nereden buldunuz uzun namlulu silahları?” sorusuna şu yanıtı verdi:

''Devlet görevlilerini suçlamamı bekliyorlar. Ben bu sorunun cevabını burada veremem. Özel size söyleyebilirim. Çünkü hemen internete düşüyor burada söylediklerim. Bunun için de önlem almanız gerek'."

Cinayetle ilişkisini reddetti

Kaplan konuşmasının devamında Erkan Doğan’ı alıkoyarak iki gün boyunca şiddet uygulamadığını öne sürerken, Mahfuz Tatar cinayetine ilişkin de savunma yaptı.

2016 yılında Ankara'nın Çankaya ilçesinde faaliyet gösteren Kaplan'ın sahibi olduğu gece kulübüne, Tatar aşiretine mensup olduğu bilinen Mahfuz Tatar'ın alınmaması üzerine tartışma çıktı. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülere göre, mekandan uzaklaşan Tatar'ın arkasından gelen iki kişi, silahla ateş ederek Tatar'ı öldürdü. Tatar’ı öldürenlerin ilk gittiği mekanda tartıştığı Muhamet Kaplan ve Semih Arslan olduğunu belirlenirken, cinayetten bir gün sonra şüphelilerden Arslan’ın, 9. kattaki evinden atlayarak intihar ettiği öne sürüldü.

Kaplan, cinayetle ilişkili olduğu iddiasını reddetti. “Mahfuz öldürüldüğü gece ben orada değildim” diyen Kaplan, “Ama orada gördüğünü söyleyen tanık var?” sorusunu soran mahkeme başkanına “Onunla ilgili de konuşacağım” yanıtını verdi.

Telefonunu genelde Umut Çabuk isimli kişiye bıraktığını ifade eden Kaplan, “Cinayet öncesinde Umut Çabuk ile birlikte telefonumun baz verdiğini göreceksiniz. İnsanlar da millete hava atmak için sürekli beni arıyor ‘dur o mekanın sahibi benim tanıdığım’ diyerek. Öte yandan ben konserin önemli yerlerinde eşime dostuma yer arıyorum bazen de çatışma çıkıyordu bu yüzden. Ben de telefonumu bu yüzden Umut Çabuk’a bırakıyordum'' dedi.

“Daha önce neden telefonunun Umut Çabuk’ta olduğunu hiç söylemedin?” diye soran mahkeme heyeti başkanına “Neden söyleyeyim ki efendim ben desem Umut Çabuk hakkında da pek çok şey söylenecekti. Küfürleşmeden kaynaklı meydana gelen olayı benim üstüme yıkmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

İddianameden: Kasten öldürme, yağma, eziyet... 

İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023'te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olunması üzerine başlatıldı.

Suç örgütünün Kaplan'ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda, farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan'ın öldürülmesi, müştekiler Altan T., Murat Y., Serhat T. ve Serdar H.'nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D.'nin 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E.'nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S.'nin 2 otomobilinin gasp edilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B.'nin darp edilmesi olaylarını gerçekleştirdiği bildirildi.

Bora Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu.

İddianamede, Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2'şer kez müebbet ve 169 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi.

Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.