İran saldırısında yeni detaylar: İsrail kazançlı çıkmadı, ne yapacağına karar veremiyor

İran'ın İsrail'e attığı füzelerin engellenmesi Batılı ülkeler tarafından "İran'ın büyük mağlubiyeti" şeklinde yorumlandı. Ancak İsrail'in bu durumdan kazançlı çıktığına dair bir belirti bulunmuyor.

Can Kuyumcuoğlu

İran'ın, İsrail’in Suriye’de İran konsolosluğunu vurmasına misilleme olarak hafta sonu İsrail'e 300'ün üzerinde insansız hava aracı ve füzeyle saldırı düzenlemesi dünya basınının gündeminde.

Saldırıların bölgedeki Batılı güçlerin desteğiyle büyük oranda engellenmesi, bu ülkeler tarafından "İran'ın çifte başarısızlığı" olarak nitelendirilse de, Tahran ve bölgesel müttefikleri, operasyonun başarıya ulaştığına dair açıklamalar yayımladı.

ABD ve müttefiklerinin saldırıların hemen ardından yaptıkları "İsrail'in İran'a olası saldırısına dahil olmayız" minvalindeki açıklamaları ve bazı füzelerin belirlenen hedefe ulaşması, İran'ın "İsrail'in saldırısına yanıt" bağlamında amacına ulaştığını esasında ortaya koydu.

Batı ülkelerinin yaptığı son temkinli açıklamaların yanı sıra yapılan toplantılara ve uluslararası görüşmelere karşın İsrail'in savaş kabinesinde henüz somut bir kararın çıkmamış olması da, İsrail'in son gelişmelerden pek bir kazanç sağlamadığına da işaret ediyor.

İsrail'in savaş kabinesinden henüz ses yok

İsrail, İran'a karşı atacağı bir sonraki adım konusunda şu ana kadar sessiz kaldı. Bir İsrailli hükümet yetkilisi, savaş kabinesinin yapılan toplantıda sonraki adımlara ilişkin karar almadığını kaydetti. Savaş Kabinesi'nin üyelerinden Benny Gantz, "Bölgesel bir koalisyon kuracağız ve bedelini bize uygun olan şekilde ve zamanda İran'dan alacağız" ifadelerini kullandı.

Reuters'a konuşan İsrailli yetkililer, İsrail'in vereceği tepkinin zamanlaması ve ölçeği konusunda kabinede anlaşmazlık yaşandığının düşünüldüğünü söyledi. Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Kabine Bakanı Benny Gantz'ın karar alma yetkisine sahip olduğu beş üyeli kabinenin ileri görüşmeler için yeniden toplanması bekleniyor.

Saldırı öncesi İran ABD'yle iletişim kurdu

Washington'la onlarca yıldır diplomatik ilişkileri olmayan İran'ın İsrail'e saldırıdan önce İsviçre'nin arabuluculuğuyla ABD'yle iletişim kurduğu bildirildi.

ABD'li ve İranlı yetkililer, saldırı sürecinde İsviçre'nin aracı olarak önemli bir rol oynadığını ifade etti.

ABD'li üst düzey bir yetkili, AFP'ye verdiği demeçte, Washington'un saldırılara hazırlanmak için yoğun çabalara girişirken, "İsviçre aracılığıyla İran'a bir dizi mesaj" gönderildiğini aktardı.

İran Genelkurmay Başkanı Mohammad Bagheri'yse devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, "İsviçre büyükelçiliği aracılığıyla ABD'ye, bir sonraki olası eylemlerinde İsrail'le işbirliği yapması halinde üslerinin güvende olmayacağına dair bir mesaj gönderdik" dedi.

İngiltere'den İsrail'e mesaj: İran'a saldırırsanız dahil olmayız

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İsrail'i "kalbinin yanı sıra aklıyla da" hareket etmeye ve İran'a intikam baskını düzenleyerek çatışmayı tırmandırmamaya çağırdı.

Cameron, bu sözleriyle, İngiltere'nin İran'a yönelik bir saldırıda yer almayacağını ima etmiş oldu.

Cameron “İsrail'in karşılık verme hakkı olduğunu söylüyoruz ancak misilleme amaçlı bir saldırıyı desteklemiyoruz. Sert olduğu kadar akıllı da olmamız gereken, yüreğimiz kadar aklımızı da kullanmamız gereken bir zamandayız" dedi.

Sky News'e konuşan Cameron, İngiltere'nin bir diplomatik tesisine füzelerle saldırılması durumunda ülkesinin buna karşılık vereceğini söylese de, İran'ın Şam'daki konsolosluğuna yönelik saldırıya verdiği tepkinin "fazla büyük" olduğunu savundu. Cameron, "Eğer bu silahlar hedefine ulaşsaydı, binlerce sivilin ölümüne yol açacaktı” dedi.

AB: İran'la iyi ilişkileri sürdürmeliyiz

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Ortadoğu'daki durumu "uçurumun kenarında" olarak nitelendirerek, İsrail'in İran'ın saldırısına vereceği herhangi bir tepkinin gerilimin tırmanmasına yol açmamasını umduğunu söyledi.

İspanyol radyo istasyonu Onda Cero'ya konuşan Borell, "Uçurumun kenarındayız ve oradan uzaklaşmamız gerekiyor. Frene basıp geri vites yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

İsrail’in yönetim koalisyonunda “derin bir bölünme” olduğunu vurgulayan Borrell, koalisyon içerisinde "saldırıya saldırıyla karşılık vermekten kaçınacak bir şekilde" misillemeyi destekleyen “daha ılımlı ve mantıklı” bir hizip olduğunu söyledi.

Yaptırımlara rağmen AB'nin İran'la iyi ilişkileri sürdürmesi gerektiğini söyleyen Borrel, "İran'ın nükleer güç haline gelmemesi ve Ortadoğu'nun sakinleştirilmesi herkesin çıkarınadır" dedi. 

Macron ve Scholz'tan da 'gerilimi azaltma' çağrısı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın Ortadoğu'da gerilimin tırmanmasını önlemek için her şeyi yapacağını söyledi.

Macron BFMTV haber kanalına şunları söyledi:

"Bir yangının, yani gerilimin tırmanmasının önlenmesi için her şeyi yapacağız. Maksimum düzeyde koruma sağlamak için İsrail'in yanında olmamız gerekiyor, ama aynı zamanda gerilimin tırmanmasını önlemek için bir sınır belirleme çağrısında da bulunmalıyız."

Macron, odaklanılması gereken noktanın "İran'ın izole edilmesi, bölge ülkelerinin İran'ın bir tehlike olduğuna ikna edilmesi, yaptırımların artırılması, İran'daki nükleer faaliyetler üzerindeki baskının güçlendirilmesi" olması gerektiğini ifade etti.

Çin'in Şanghay kentinde bulunan Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise  İran'ı İsrail'e başka bir saldırı düzenlememesi konusunda uyardığını, ancak İsrail hükümetinin de gerilimlerin soğutulmasına katkıda bulunması gerektiğini söyledi.

Çin ve Rusya'dan da itidal çağrısı

Saldırılara Çin ve Rusya'dan da tepki geldi.

Pekin, saldırıların ardından taraflara itidal çağrısında bulunarak saldırıyı "Gazze çatışmasının son yayılımı" olarak nitelendirdi.

Moskova da saldırılardan "derin endişe" duyduğunu açıkladı. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov gazetecilere verdiği demeçte, "Bölgedeki gerilimin tırmanmasından son derece endişeliyiz. Bölgedeki tüm ülkeleri itidalli davranmaya çağırıyoruz" diye konuştu. Peskov, "Daha fazla gerilimin artması kimsenin çıkarına değil. Bu nedenle elbette tüm anlaşmazlıkların yalnızca siyasi ve diplomatik yöntemlerle çözülmesini savunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Batılı güçlerin füzelere müdahalesi: İsrail'in karşılık vermesini engellemek için miydi?

Diğer yandan, Ortadoğu'da bulunan Batılı güçlerin birçoğu, İran'ın füzelerine hızlıca müdahale edildiğini bildirmişti.

Saldırıların ardından Batılı ülkelerin yaptığı gerilimi soğutma yönündeki çağrılar dikkate alındığında, bölgede bulunan güçlerin saldırıya müdahalelerinin İran'a karşı bir tavır almaktan çok, İsrail'in karşılık verme olasılığını zayıflatmak ve bölgedeki dengeleri korumak için yapıldığına dair kanılar da güçlendi.

Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne, ülkesinin, İran'ın İsrail'e saldırısı sırasında müdahale misyonları gerçekleştirdiğini söyledi. Yerel basına konuşan Sejourne, "Sorumluluklarımızı aldık... füzelere müdahale etme görevlerini yerine getirdik" ifadelerini kullanmıştı.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da, İran'ın İsrail'e hava saldırısının ardından Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) jetlerinin İran'a ait birkaç insansız hava aracını düşürdüğünü teyit etmişti.

ABD Merkez Komutanlığı (Centcom) da, X'te yaptığı açıklamada, 13 Nisan ve 14 Nisan'da İran ve Yemen'den gelen ve İsrail'i vurmayı amaçlayan 80'den fazla tek yönlü insansız hava aracını imha ettiğini bildirmişti.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İran'ın saldırıları sonrasında yaşananları değerlendirmek üzere telefonda görüştü. Pentagon, bunun ikili arasında bu hafta sonu gerçekleşen üçüncü görüşme olduğunu bildirdi.

İran'ın İsrail'e saldırısına övgüde bulunan Lübnan Hizbullahı da, İran'ın saldırısını "cesur" bir karar olarak nitelendirdi. Hizbullah tarafından yapılan açıklamada, İran'ın "tehdit, korkutma ve baskıya" rağmen yasal haklarını kullandığı kaydedildi.

BMGK'de İsrail'den İran'a yaptırım çağrısı

İsrail, İran'ın saldırılarının ardından yapılan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında Tahran'a yeni yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu. İsrail'in BM temsilcisi Gilad Erdan, "çok geç olmadan İran'a mümkün olan tüm yaptırımları uygulama" ve "İran'ı teröründen dolayı kınama" yönünde konseye çağrı yaptı.

İran'ın BM temsilcisi Amir Saeid Iravani'yse, ülkesinin "doğal meşru müdafaa hakkını" kullandığını ve harekete geçmekten başka seçeneği olmadığını belirtti. Iravani, ülkesinin gerginliği artırmayı veya savaş açmayı amaçlamadığını ancak her türlü "tehdit veya saldırıya" yanıt vereceğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler genel sekreteri António Guterres'se, İran'a karşı misillemelerle gerilimi daha da artırmamaları yönünde üye ülkelere çağrıda bulundu. Guterres, "Uçurumun eşiğinden geri adım atmanın zamanı geldi. Daha fazla savaşı ne bölge, ne de dünya kaldırabilir" dedi.