Bu ülkenin işçileri ‘düşman ordusu’ mudur?

Bir tarafta ekmeğinin derdinde işçiler. Diğer tarafta, jandarma erleri. Erler işçilerin üzerine giderken, kalkanlarına coplarını vuruyor. Savaş gibi. Bilgisayar oyunu gibi.

Yiğit Günay

Lezita’daki grevin 41’inci günüydü dün. İşçiler, 41 gündür aynı eylemi yapıyordu. soL, 41 gündür yakından takip ediyor.

Dün jandarma işçilere saldırdı. Müdahale değil, saldırı. 8 işçi hastaneye kaldırıldı. 15 işçi ve 3 sendika yöneticisi gözaltına alındı.

Görüntüleri izliyordum. Öyle bir sahne var ki, bakakaldım.

Jandarma, tepeden tırnağa zırhlı, işçilerin üzerine yürüyor. Yürürken, ritmik şekilde coplarını kalkanlarına vuruyorlar.

Düşman ordusunun üzerine gider gibi. Gözdağı verircesine, saldırmaktan keyif alacaklarını duyurur gibi.

Karşılarında Turgutlu’dan, Kemalpaşa’dan gelmiş işçiler. Kendileri, ülkenin dört bir yanından erler.

Korudukları, Fethullahçılık’tan içeri alınmış, bir şekilde çıkmış Abalıoğlu Grup patronu.

Ne hakla? O jandarmaların komutanı, ne hakla o emri verir? Nasıl bu ülkenin işçisini düşman görür?

Bir anlık gaflet anı olduğunu, erlerin olayın heyecanına kendilerini kaptırdığını düşünmeyin. Belli ki, jandarma içinde birileri, işçileri düşman belletiyor.

Niye? İşçiler anlatıyor: Saldırıdan bir gün önce, yani grevin kırkıncı gününde, işçilerin arasına sivil jandarma görevlileri sokmuşlar.

Düşmana sızma harekatı yapar gibi.

Peki ne oldu kırkıncı gün de, jandarma “savaş açtı”? Çünkü Lezita’nın patronu, grev başladığından beri tam 483 kişiyi işe almış. Bu kanunen yasak. Grev kırıcılık suçu. Sendika mahkemeye başvurdu, mahkeme kabul etti, icra memurları ve sendika avukatları, grevi kırmak için işe alınan 483 işçiyi tutanak altına almak için içeri girdi. 

O sırada, arka kapıdan sokulan kaçak işçileri gördüler. Grevciler sokturmamak, yasaları uygulamak istedi. Jandarma yasaları ve mahkeme kararını uygulayacağına, grevci işçilere biber gazı ve coplarla saldırdı.

Lezita grevinde yaşananlar, bu ülkede esas sorun neyse onu yansıtıyor. Turgutlu Belediyesi CHP’nin elinde. Herkesin seçim sonrası büyük umutlar bağladığı CHP. Belediye başkanı, seçimden önce, “Ama içeridekiler de benim seçmenim, taraf olamam” diye greve destek olmayı reddetti. Bu arada içerideki kaçak işçilerin arasında Hintliler var. CHP lideri Özgür Özel, Öz Gıda-İş sendikasını kastederek, “Sizin sendikanız AKP’ye yakın” dedi, destek olmayı reddetti.

Patron, en azından “eski” cemaatçi, şimdi neci bilmiyoruz. Devlet, patron devleti. Muhalefet aman tadımız kaçmasıncı. Sonuç, işçilerin üzerine salınan jandarma erleri.

Somalı madencilerin yürüyüşünde sendikacı Kamil Kartal’ın “Öyle mi alay komutanı?” seslenişi çok konuşulmuştu.

Lezita’da yaşananlar, alay komutanlarının çok ötesini konuşmamız gerektiğini gösteriyor.