Bankalar ceza dinlemiyor, kredi faiz oranlarında aldatmaya devam ediyor

Bankalar açıkladıkları faiz oranlarını farklı uygulayarak kredi çeken tüketicileri aldatmaya devam ediyor. Tüketici Hakları Derneği Başkanı Çakar ile tüketici kredilerindeki aldatmacayı konuştuk.

Haber Merkezi

Bankalara tüketici kredilerinde açıkladıkları faiz oranlarıyla uyguladıkları faiz oranları arasındaki belirsizlik nedeniyle kesilen idari para cezalarına son örnek İş Bankası’na tebliğ edilen 110 milyon 110 bin liralık idari para cezası oldu.

Ticaret Bakanlığı 2015 yılında İş Bankası ve Garanti Bankası’na 110 milyon 110 bin lira, Finansbank’a 43,6 milyon lira tüketici haklarını koruma kanununu ihlalden para cezası vermişti. İş Bankası’ndan önceki gün KAP’a yapılan açıklamaya göre banka önce cezayı indirimiyle ödedi sonra mahkemeye giderek bu cezayı iptal ettirdi ancak bakanlıkça yapılan yeni denetimde aynı miktarda ceza bankaya tebliğ edildi.

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar bu durumun bankaların verilen cezalara rağmen bankaların tüketiciyi aldatmaya devam ettiklerini gösterdiğine işaret etti. Mahkemelerin bankalar lehine karar vermesinin mevzuatta bir eksikliği gösterdiğini söyleyen Çakar, tüketicileri kredi çekerken çok dikkatli olmaları konusunda da uyardı.

Çakar’a göre bankalar bu konudaki yasal düzenlemelerin yetersizliğinden faydalanıyor.

Mahkemeler yine aynı kararı verecek mi?

soL’a konuşan Çakar “Tüketicilerin çekeceği krediler için bankaların ‘şu kadar faiz uygulayacağız’ açıklamaları var. Kredi çekilirken açıklanan ile uygulanan faiz arasında bir netliğin olmamasından dolayı bu cezayı kesti Ticaret Bakanlığı. 2015 yılında İş Bankası’na 110 milyon lira bir ceza kesmiş. Birkaç yıllık hukuk süreci yaşandı. İş Bankası yerel mahkemelere itiraz etti, yerel mahkemeler bu cezanın iptaline karar verdi, bakanlık temyiz etti. Danıştay bu temyizi de reddetti, yani sonuçta bankanın lehine karar çıktı. Banka peşin olarak indirimden faydalanarak ödediği cezayı geri aldı. Bir kez daha Ticaret Bakanlığı yetkilileri denetime çıkıyor ve gene İş Bankası’na aynı miktarda idari para cezası tebliğ ediliyor. Diğer iki üç bankaya da bu cezalar veriliyor. Bunlar peşin ödemeden dolayı indirimden yararlanmak için bu paraları ödüyorlar. Ancak ödeyip tekrar itiraz edecekler. Tabii bu itirazların sonucunda mahkemelerden nasıl bir karar çıkar bilemeyiz” dedi.

'Demek ki mevcut düzenleme yetmiyor'

Bakanlığın denetimi sonucunda verdiği cezayı birkaç yıllık hukuk sürecinin ardından bankanın geri aldığını belirten Çakar “Bankaların vaatlerine, taahhütlerine uygun davranmadıkları için bakanlık bu cezayı veriyor ama bu cezaya karşı açtıkları davayı kazandıkları için aynı uygulamalarına devam ediyorlar. Yani vaatlerini yerine getirmiyorlar, tüketicileri mağdur etmeye devam ediyorlar. Yasalara, vaatlerine, taahhütlerine aykırı davranmaya devam ediyorlar. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanuna aykırı, etik kurallara aykırı” dedi.

Durumun bu konuda mevcut düzenlemelerin yetmediğini gösterdiğini belirten Çakar “6502 sayılı yasada genel birtakım hükümler var ama demek ki o genel hükümler yetmiyor. Burada öyle bir yasal düzenleme yapılmalı ki bankalar buna aykırı davranamamalı. Ya da bir ceza verildiğinde açtıkları dava sonucunda mahkeme bankaların lehine karar verememeli. Öyle net bir düzenleme gerekiyor” ifadesini kullandı.

Maliyet unsurlarına dikkat edilmeli

Çakar’a göre tüketicilerin mağduriyetine neden olan yalnızca açıklanan ile uygulanan faiz oranları arasındaki belirsizlik de değil. Bir de maliyet unsurlar var ve kredi çekecek olan tüketici bu unsurları hesaplayamıyor:

“Faizin dışında başka şeyler de var. Maliyet unsurları var kredide. Banka ve sigorta muameleleri vergisi, kaynak kullanımı destekleme fonu, damga vergisi gibi başka maliyet unsurları var kredi çektiğimizde. Yani tüketici gidiyor bankaya kredi çekiyor, ondan sonra çektiği krediye faiz ekleniyor, bu maliyet unsurları ekleniyor, tüketici kaç aylığına çekmişse ona bölünüp aylık bir borç çıkartılıyor. Tüketici bunun hesabını yapabiliyor mu? Kaç tüketici yapabiliyor? Ancak bankacılık eğitimi görmüş ya da bankada çalışmış çok az sayıda insan bunları bilebilir, bir farklılık bir çelişki varsa onu görür ya kredi çekmez ya da itiraz eder düzeltir. Ama kredi çekenlerin ezici çoğunluğu bunu yapamıyor.”

Çakar bu konuda BDDK, Bankalar Birliği, Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Merkez Bankası’nın ortak kararlar alarak uygulamaya geçirmesinin ve bankaların düzenli denetlenmesinin zorunluluk olduğunu söylüyor:

“BDDK, Bankalar Birliği, Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Merkez Bankası bir araya gelecek ve ortak kararlar alıp tüketicileri bilgilendirecekler, bankaların da bu ortak kararlara uymalarını sağlayacaklar.

Bankaların mevzuata uygun davranmaları ve tüketiciye de açık ve net bilgi vermeleri, tüketiciyi mağdur etmemeleri açısından ortak kararlar alınmalı. 

Yeni kanunlarla bu konudaki mevzuat açıklığı giderilmeli.

Ama bunlar da yetmez. Düzenli olarak denetimler yapılmalı, bankaların yetkilileri, çalışanları düzenli eğitilmeli ve düzenli olarak televizyonlarda tüketiciler bu konuda nelere dikkat etmeleri gerektiği hakkında bilgilendirilmeli.”

'Bankanın umrunda değil, cezayı geri alırım diyor'

Çakar “Maalesef bankalar bu konuda vatandaşları mağdur ediyorlar, aldatıyorlar. Bakın ikinci kez bakanlık aynı konuda ceza kesiyor ama bankanın umrunda değil, nasıl olsa ben dava açtım kazandım, buna da açarım dava bu parayı da alırım geriye diye düşünüyor. Ama göreceğiz mahkemeler yine aynı şekilde mi karar verecekler göreceğiz” dedi.

Tüketici Hakları Derneği olarak bu konuda bir araştırma yaparak tüketiciyi bilgilendirici bir açıklamayı kısa süre içinde kamuoyuyla paylaşacaklarını belirten, Çakar bankalardan kredi çekecek tüketicileri de çok dikkatli olmaları konusunda uyarıyor: 

Kredi çekeceklere uyarı: Çok dikkatli olun

“Tüketicilerin bu konuda çok dikkatli olmaları çağrısında bulunuyorum. Bankanın köşesinde yazıyor şu kadar faiz oranı diye. Sorsunlar bunun maliyeti nedir diye. Örnek veriyorum, ben bir yıllık vadeyle 20 bin lira kredi çekeceğim, bu bana kaç liraya mal olur, bunu sorsunlar. Başka bankalara da sorsunlar, en düşük maliyeti veren bankadan çeksinler krediyi. Yalnızca oradaki faiz oranına bakarak hareket etmesinler, o yanıltıcı oluyor. Bir bakıyorsunuz en düşük oranı veren banka en yüksek maliyet unsuru koymuş.”