“Mustafa Kemal Atatürk’ün imzası sahteydi”, “O gün toplantıda bulunmayan bir ismin kararda imzası vardı” gibi tuhaf gerekçelerle gerici bir dernek tarafından 2016 yılında açılan dava, Erdoğan’ın Ayasofya’nın ibadete açılması için verdiği talimat sonrası gündemin üst sıralarında yer edinmişti.
Daha önce Danıştay tarafından ciddiye alınıp söz konusu Bakanlar Kurulu kararının aslı bile istenmezken AKP’nin hamlesi ve baskısı sonrası gözler dün Danıştay’ın vereceği karara çevrilmişti.
Cumhurbaşkanlığı müşaviri de duruşmaya katıldı
Söz konusu duruşmada Cumhurbaşkanlığı Hukuk Müşavirinin de yer alması dikkat çekerken, davayı açan Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği’nin avukatı Selami Karaman “Ayasofya Fatih Sultan Mehmet’in şahsi mülküdür. 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla mülkiyet hakkı görmezden gelindi. Bakanlar Kurulu kararının iptalini istiyoruz” dedi.
'Dava reddedilmelidir'
Danıştay Savcısı ise, “O tarih itibariyle işlem hukuka uygundur. Bakanlar Kurulu’nun takdirindedir. Şu anda da Ayasofya’nın açılması Cumhurbaşkanı’nın takdirindedir. Dava reddedilmelidir” ifadesini kullandı.
Duruşmayı bitiren Danıştay 10. Dairesi Başkanı Yılmaz Akçil, “Kararı daha sonra açıklayacağız” derken, yasa gereği kararın 15 gün içinde açıklanması bekleniyor.
15 Temmuz'a denk geliyor...
Danıştay’ın son derece komik iddialarla açılan davayı doğrudan reddetmesi beklenirken, kararın 15 gün içinde açıklanacağının duyurulması dikkat çekti.
Danıştay üzerinde kurulan baskının bu hamlede etkili olduğu düşünülüyor. 15 gün içinde açıklanacağı duyurulan kararın, Erdoğan’ın 15 Temmuz’da Ayafosya’da namaz kılma hayaliyle de çakışması dikkat çekti.
Mahkemenin önümüzdeki günlerde vereceği karar merak konusu olurken, bu karar üzerinde AKP baskısı da süreç içinde artacağa benziyor.