AKP'nin himayesinde bir patron: Nihat Özdemir ve Limak'ı...

İlk olarak TEKEL ve çimento fabrikalarının özelleştirilmesi sırasında kazandığı büyük paralarla gündem oldu. Buna kârlı elektrik santralleri ve büyük inşaat ihalelerini ekledi. Şimdi de salgın günlerinde işçi haklarını gasp haberleriyle yeniden gündemde. Nihat Özdemir’den söz ediyoruz…

Haber Merkezi

AKP iktidarının imtiyazlı beşlisinden biri Nihat Özdemir…

Önce TEKEL ardından da çimento fabrikalarını ucuza kapatan Limak, bu çok kârlı devlet paslarına zaman içinde yenilerini ekleyerek büyüdü. Enerji alanında birçok “ihaleyi” kolayca alan Limak, daha sonra AKP’nin mega projelerini yürüten ihale zenginlerinden biri haline geldi.

İşte o öykünün kısa özeti…

Mey İçki kıyağı

Mey İçki’yi 292 milyon dolara satın alan patron gruplarından biriydi Özdemir’in Limak’ı. O sırada TEKEL’in içki stoklarında çok büyük miktarda mal olduğu biliniyordu. Hem ucuza kapatmış hem de büyük bir stok sahibi olmuştu. Ancak alışverişin kârlılığı bununla da sınırlı kalmadı, kısa süre sonra Mey İçki’yi ABD’li bir şirkete aldıklarının kat kat üstüne, 810 milyon dolara satacaklardı.

'Konjonktür' ve çimento fabrikaları

Limak'ın “ucuza kapattığı” bir diğer başlık ise “çimento fabrikaları” oldu.

2012 yılında şirketinin nasıl bu kadar büyüdüğü yönündeki bir soruya şu yanıtı veriyordu Özdemir:

Limak’ın son 10 yılda hızlı büyümesinde ihalelerdeki başarımızdan ziyade altyapıya yönelik öngörülerimiz etkili oldu. Altyapıya yönelik yatırımları hedeflediğimiz için müteahhitlikteki birikimlerimiz bize çok önemli katkı sağladı. Sonuçta doğru yatırım kararları ve doğru konjonktür büyümemizi destekledi. Ancak en önemlisi, bizim yatırım yapmak için hızlı büyüyen sektörleri seçmemiz oldu. Baktığınızda son 10 yılda enerji, inşaat, çimento, havacılık ve turizm sektörleri hep yüksek büyüme gösterdi. Limak olarak bizim için en önemli dönüm noktası, 2000 yılında çimento sektörüne girmemiz oldu. Burada özelleştirmeleri çok iyi değerlendirdik. Bugün bünyemizdeki 70 şirkette 20 bin kişi çalışıyor. Ciromuz ise 2 milyar dolara yükseldi. Bu yıl da yeni yatırımlarla yüzde 20 büyüyerek 3 milyar doları yakalayacağız.

Hep onların adı var: Cengiz, Kolin ve Limak

Özelleştirmeleri çok iyi değerlendirdiklerini söyleyen Özdemir, bununla da yetinmedi, AKP desteğiyle çok sayıda elektrik üretim santraline ve aynı zamanda doğa katliamına imza attı.

Bunu Sabiha Gökçen Havalimanı’nın işletme hakkı takip etti.

Üçüncü havalimanı projesinde ve diğer havalimanı inşaatlarında da yerini korudu Limak.

AKP bir mega projeye giriyorsa, Cengiz ve Kolin’in hemen yanında hep Limak’ın adı yer aldı.

Özdemir’in patron kimliğinin yanı sıra bir diğer özelliği “futbol camiası”na olan yakınlığı oldu.

Fenerbahçe ve TFF yöneticiliği

Bir dönem Fenerbahçe'de yönetim kurulu üyeliği görevinde de bulunan Özdemir, şike operasyonu sonrası yaptığı açıklamalarla taraftarın tepkisini çekmiş, "Cemaat Fenerbahçe’yi ele mi geçirmek istiyor" sorusuna, "Benim 20 milyon taraftarım varsa bu 20 milyon taraftarımın 2-2,5 milyonu da cemaat mensubu arkadaşlarımızdır. Fenerbahçemizin başarılı olması için benim kadar iyi niyetli olarak onlar da dua etmişlerdir" yanıtını vermişti.

Fenerbahçe yöneticiliği sonrası bu kez Yıldırım Demirören’den boşalan Türkiye Futbol Federasyonu’nun başına geçen Özdemir, burada da AKP’nin sözcülüğünü yapan isim oldu.

Erdoğan'ın kampanyasına 11 milyon lira, işçilere kuruş yok

Özdemir, bugünlerde Limak’ın Kuveyt’teki havalimanı şantiyesindeki hak gasplarıyla gündemde. İşçiler hakları için salgın koşullarında eylemlerini sürdürürken, Limak işçilerin taleplerine ısrarla kulaklarını tıkıyor.

Salgın günlerinde kendisini aklamak için AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dayanışma kampanyasına 11 milyon lira aktardığını duyuran Özdemir’in Limak’ı, işçilerin özlük haklarını vermemek için günlerdir direniyor.