AB projesi kapsamında annelere bakıcı için 325 avro: Ne kadar faydalı, çözüm olur mu?

SGK ve AB 7 bin anne ve bakıcıya 325 avroluk destek projesini duyurdu. Bakana göre "istihdam sağlanacak". Uzmanlara göre proje yetersiz. Asıl gerçek: Günü kurtarmak değil, koşulları değiştirmek gerek.

İrem Yıldırım

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile Avrupa Birliği arasında “Eğitimli Çocuk Bakıcılarının Teşviki Yoluyla Kayıtlı Kadın İstihdamının Desteklenmesi Projesi"nin ikinci fazı için gerekli şartlar ve proje kapsamı açıklandı. Açıklamalara göre 7 bin anne ve bakıcıya 325 euro destek ödemesi verilecek.

Güncel kur üzerinden 11 bin 198 lira tutarında ödemeler 7 bin anne ve bakıcının hesabına aktarılacak. Uygulama, ilk aşamada yalnızca İstanbul, Ankara ve İzmir şehirlerinde oturan anneleri kapsayacak. Temel kriter olarak 36 ay ve altında çocuk sahibi olunması dikkate alınacak. Projenin toplam bütçesi 15,3 milyon avro. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan projeyi duyururken annelerin aldıkları maddi destekle istihdamdan kopmamasının ve eğitimli-sertifikalı çocuk bakıcılarının istihdamının sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.

ODTÜ Sosyoloji bölümünden Prof. Dr. Fatma Umut Beşpınar projenin çok önemli bir soruna yönelik olmasına karşın “yetersiz ve kapsamı çok sınırlı bir adım” olduğu görüşünde. Kadınların işgücüne katılım oranlarına dikkat çeken Beşpınar, Türkiye’nin OECD ortalamasının çok altında yer aldığını hatırlattı. 

Projeden 3500 anne ve 3500 bakıcı faydalanacak. Kabaca bir hesaplamayla 0-4 yaş arası çocuk sayısı İstanbul’da 1.15 milyon, Ankara’da 387.675 ve İzmir’de 273.722. Beşpınar’ın tüm bu verilerin ışığında “atılan adımın önemli ancak etkin olmaktan uzak” değerlendirmesinde bulunuyor.

‘Bütüncül ve yaygın etkiye sahip politikalar geliştirilmeli’

Bakıcının onaylı sertifikasının olması gerekliliğinin olumlu bir adım olduğunu söyleyen Beşpınar, “Eğitimli bakıcılara destek verilmesi ve bakıcıların asgari ücret ve sigortalı olarak çalıştırılması” gibi durumları da olumlu adımlar kümesine alıyor. Bekar ve özel gereksinimli çocuğu olan annelerin (375 Euro) desteklenmesi de yine olumlu kümesine giren bir diğer şey oluyor.

Bakıcıların sertifikasız ve sigortasız bir şekilde çalıştırılmasının önüne geçecek güç aslında bakanlığın ta kendisi.

Prof. Dr. Beşpınar, belirsiz aynı zamanda da yetersiz pek çok nokta olduğuna da dikkat çekiyor ve şöyle sıralıyor:

  • Destek 325 Euro (11200 TL), bakıcıya asgari ücret ödenecek ve sigorta yapılacak (yaklaşık 5 bin civarı, brüt kazancının %32.5-37.5’i)  aradaki fark aileler tarafından karşılanacak. 
  • Çalışan annenin bir işverenin yanında hizmet akdiyle ve sigortalı olarak (4/a SSK’lı) tam zamanlı çalışıyor olması gerekliliği.
  • 5510 sayılı Kanuna göre 4/C'li (devlet memuru) veya 4/B'li (Bağ-Kur'lu) ve Kısmi Süreli (Part-Time) çalışan anneler çalışan anne desteğinden faydalanamamaktadır.

Son yıllarda kadınların nitelikli işlerde istihdamının azaldığı ve düşük nitelikli işlerde istihdamının arttığını belirten Beşpınar, “2004-2021 yılları arasında niteliksiz işlerde kadın istihdamı yüzde 3 artarken, nitelik gerektiren işlerde kadın istihdamı yüzde 21’lerden yüzde 11’lere gerilemektedir. Bu sorunlara yönelik bütüncül politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. 0-3 yaş arasındaki çocuklara yönelik nitelikli bakım ve ücretsiz hizmetlerinin bulunmaması kadınların doğum sonrası istihdamdan uzaklaşmalarına neden oluyor” dedi.

Beşpınar, bu tür kapsamı sınırlı projeler yerine daha bütüncül ve yaygın etkiye sahip politikaların geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

‘Eğitim, öğretim ve bakım devlet güvencesiyle karşılanmalı’

Kadın Dayanışma Komiteleri adına konuşan Gizem Batı Ayaz, “Devlet güvencesiyle büyütülmesi gereken çocuklara ve onların ailelere neden “destek” adı altında temel ihtiyaçların karşılanması için  Avrupa Birliği projesine ihtiyaç duyuluyor?” sorusunu yöneltti. Kadının çalışmasının ev ekonomisine katkı olarak görülmesini eleştiren Ayaz, “çocuk bakımının sadece anne üzerinden tanımlanan bir görev olması, söz konusu uygulamalarda da diliyle yaklaşımıyla kendini gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

Ücretsiz kreş ve çocuk bakımı son dönemde çokça gündemdeydi, özellikle yerel seçimler sebebiyle. Vaatlerin yerine getirilmediğini söyleyen Ayaz, ücretsiz kreşlerin önemine dikkat çekti. Öte yandan kadınların çocuklarına bakabilmek için ya işi bıraktıklarını ya da aldıkları tüm ücreti bakıcı ya da kreşe vermek zorunda kalmalarını eleştirdi. 

Ayaz aynı zamanda bugün çocuk sahibi olan birçok kadının çocuğuna bakabilmek için işini bırakmak zorunda kalmasına ya da aldığı ücretin tamamını hatta fazlasını bakıcıya veya bakım evi/kreşe vermek zorunda kalmasına tepkili.

Emekçilerin ihtiyacı olan şeyin çok açık olduğunu söyleyen Ayaz son olarak şunları söyledi:

“Ailelerin çocuklarını güvenceli koşullarda yarın nasıl büyüyecek diye düşünmediği bir eğitim, öğretim ve bakımın devlet güvencesiyle karşılanması. Bunu keşfetmek için ne “desteğe” ne de Avrupa Birliği projeleriyle dünyayı yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yok.”