Vahşi kapitalizmin ortasında opera dinlemek - 13

Opera dinlemek isteyenler için düzenlediğim aşağıdaki besteci ve operaları ile ilgili bilgiler, 1998 tarihinde yayınlanan ve operayı tarihsel bir çizgide ele alan bir radyo programımın metinlerinden derlenmiştir. Operaları dinlemek için verilen link sadece örnek amaçlıdır. Dileyen, internet ortamında, o günün ulaşılması mümkün olmayan koşullarından daha fazla bilgi ve birden çok yorum…

Beril Azizoğlu

Opera tarihindeki yolculuğumuz Verdi döneminde sürüyor…1813-1901 yılları arasında yaşayan İtalyan besteci Giuseppe Verdi, 19.yy’ın ikinci yarısına çağdaşı Wagner gibi hâkim olmuştur. İtalyan operasını,  Wagner’le devrim yaşayan Alman operasının gölgesinden kurtarmış ve bel-canto sanatının en güzel örneklerini verdiği operalar bestelemiştir. 1842 yılında sahnelenen,  Nabucco operasındaki başarısıyla ‘halkın sesi’, ‘ulusal birliğin ozanı’ olmuştur. Verdi, yaratışlarının ilk dönemi olarak tanımlanan 1839-1850 yılları arasında, ülkesinin bağımsızlık mücadelesini  ve vatanseverlik duygularını konu alan eserler vermiştir.  Hatta halkı isyana teşvik ettiği gerekçesiyle eserleri sansüre dahi uğramıştır. Geçen bölümümüzde bestecinin 1839-1850 yılları arasında ele alınan ‘Birinci Yaratış Dönemi’ ya da Yaratıda Siyasal Dönem’inde yazdığı onaltı operadan Nabucco, I Lombardi, Ernani ve I due Foscari olmak üzere yalnızca dört operasına yer verdik. 
Bu bölümümüzde bestecinin önce: 1851-1853 yılları arasında ‘İkinci Yaratış Dönemi’nde ele alınan Rigoletto, İl Trovatore ve La Traviata Operalarına kulak vereceğiz. Ardından 1855 yılından  1867’ye uzanan çalışmalarından ‘Duraklama ve Yükselme Dönemi’nin eserlerinden; Maskeli Balo, Kaderin Gücü ve Don Carlos Operalarını dinleyecek  ve nihayet  Verdi’nin ‘Zirveleşme Dönemi’ olarak tanımlanan  1871-1892 yılları arasında yazdığı; Aida, Othello ve Falstaff Operaları ile Verdi’ye veda edeceğiz.

Giuseppe Verdi’nin Rigoletto Operası için örnek dinleme linkleri

Verdi yaratışlarını sınıflandıran müzik bilginleri, bestecinin iki yıllık bir süreçte yazdığı Rigoletto, İl Trovatore ve La Traviata operalarını 'İkinci Yaratış Dönemi'nde ele alır. Besteci bu dönemde, ülkesinin bir türlü bağımsızlığa kavuşamamasının verdiği ümitsizlik duygularını ve insanlığın çektiği acıları eserlerine yansıtmıştır. Böylece; keder ve ıstırap dolu melodiler operalarına hakim olmuştur. Kimi müzikçilere göre, İtalyan besteci Giuseppe  Verdi müzik dünyasındaki yerini, büyük ölçüde ‘Rigoletto’  operasına borçludur. Eser ilk kez, 11 Mart 1851’de Venedik’de La Fenice tiyatrosunda sahnelenmiştir. Rigoletto,  ilk temsilin başarısından sonra on yıl içerisinde farklı operalarda 250 kez sahnelenmiştir. Eserin librettosunu Victor Hugo’nun ‘Le Roi S’amuse : Kral Eğleniyor’ adlı trajedisinden esinlenerek, Maria Piave yazmıştır. Konusu, 16.yy’da Mantua sarayında; kız kaçırmalar, cinayetler ve baştan çıkarmalar gibi  dünyasal olaylarla örülmüş gibi görünse de daha derin anlamlar  taşır. Mevkiinden aldığı güçle pervasızca hareket eden yakışıklı çapkın bir Dük, onu mutlu etmekle görevli biçare saray soytarısı Rigoletto ve  zarar gelmemesi için varlığını herkesten gizleme gereği duyduğu biricik kızı Gilda karakterlerinin arasında yaşanan trajedi, nihayetinde saray soytarısı Rigoletto’nun trajedisinden başka bir şey olmayacaktır.  

Giuseppe Verdi’nin Rigoletto Operası’ndan   ‘La donna e mobile’  başlıklı arya için örnek dinleme linki

Verdi sanatında bir devrim niteliğinde   tanımlanan Rigoletto operası, bestecinin eserine bu karakterlerin derin anlamlarının müziğini dokuyabilmesi olarak gösterilir.  Verdi’nin umudu umutsuzluğu, mutsuzluğu, öç almayı, laneti, saflığı… melodik yapıyla ördüğü bu eseri; önceki operalarında rastlanan birincil karakterler için giriş aryalarına, geleneksel resitatiflere(konuşur gibi söylenen bölümler)  ya da uzun koro parçalarına yer vermediği farklı bir yapı taşır. Kolay akılda kalır ahenkli melodik dokusu ve sevilen tarzı ile Rigoletto’nun üslûbu diğerlerinden ayrılır. Hatta eserdeki bu kolay akılda kalır melodik parçaların henüz sahnelenmeden yayılması kaygısıyla Verdi, son provaya kadar bazı bölümleri sanatçılara vermemiştir.  Eserin üçüncü perdesinde yer alan ve kadın kalbinin ne kadar aldatıcı olduğunu söyleyen  ‘La donna e mobile’  Verdi’nin son provalara kadar sakladığı aryalardan biridir. ‘Bella figlia del’amore’ başlıklı kuartet ise İtalyan opera sanatındaki olağanüstü anlatım gücünün eşsiz bir örneği olarak tanımlanır.

Giuseppe Verdi’nin Rigoletto Operası’ndan   ‘Bella figlia del’amore’ başlıklı kuartet için örnek dinleme linkleri

Giuseppe Verdi’nin ikinci yaratış döneminde ele alınan bir diğer operası da İl Travatore’dir. Eser ilk kez 19 Ocak 1853’de Roma’da Apollo Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir. Librettosunu Verdi’nin;  Alzira, Legnano Savaşı ve Luisa Miller operalarını yazan Salvatore Cammarano; Antonia Gutierrez’in 'El Travadore' adlı dramından esinlenerek hazırlamıştır. Ancak Cammarano’nun hastalandığı için yazamadığı dördüncü perdeyi Emanuele Bardare tamamlamıştır. Eser eleştirmenlerce,  librettosu bakımından başarısız bulunsa da  modern romantizmi yansıtan tarzıyla,  çağlar sonrasına ulaşacak nitelikte bulunacaktır. Ayrıca, Verdi renkleriyle süslü içli aryaları ve ses uyumu açısından da erişilmez bir ustalık örneği olma önemini gösterir. Hatta Verdi, İl Travatore operası için ‘Hayatımda bir kere daha bu kadar güzel bir eser yaratabileceğimi sanmıyorum’ demiştir.   Ama çağımızın müzik eleştirmenlerine göre  Verdi, olgunluk döneminde daha güzel eserler yazmıştır. 

Giuseppe Verdi’nin il Travatore Operası için örnek dinleme linki

‘La Traviata’ bestecinin 1851-1853 yılları arasında ele alınan ‘İkinci Yaratış Dönemi’nin son operasıdır.  İlk kez 6 Mart 1853’de sahnelenen üç perdelik eserin librettosunu Maria Piave, Fransız yazar Alexandre Dumas’ın Kamelyalı  Kadın adlı romanından esinlenerek hazırlamıştır.  La Traviata operası, bestelendikten sonra Violetta adıyla da oynanmıştır. Verdi’nin toplum psikolojisiyle ilgili güncel bir konuyu işlemesi, bunu; gerek eserdeki kişilerin çağdaş giysileri gerekse ilişkilerdeki açıklık ve sadelik şeklinde yansıtması,  opera tarihinde atılan cesaretli bir adım olarak değerlendirilmektedir.  

Giuseppe Verdi’nin La Traviata Operası için örnek dinleme linkleri

Verdi’nin 1842 yılında  Nabucco  ile kimlik bulan notaları, 1850 yılına kadar yazdığı 16 opera İle gelişmiş; 1851 yılında bestelediği Rigoletto operasıyla  İtalya’dan dünyaya yayılmaya başlamıştır. 1852 ve 53’de kaleme aldığı La Traviata ve il Travotore operalarıyla da seçkin çizgisini bulmuştur. 1858 yılına kadar geçen dönemde Verdi, pek başarılı bulunmayan I Vespri Siciliani ve Simone Boccanegra adlarında iki opera yazmış ve Stiffelio opersını Aroldo adıyla yeniden işlemiştir. Kimi müzik kitaplarına göre  bu dönem; Verdi’nin yaratılarında duraklama yılları, kimi kaynaklara göreyse büyük bestecinin en verimli eserlerini yazacağı bir dönem için hazırlık niteliği taşır. Verdi’nin, bundan sonraki 1867’ye uzanan çalışmaları, doruğa ulaşacak başarısının müjdecisi olacaktır. Verdi’nin ‘Yükseliş Dönemi’ olarak  adlandırılan bu dönemde yazdığı eserlerin başında Maskeli Balo, Kaderin Gücü, Makbet ve Don Carlos Operaları yer alır. Verdi, 1853 yılında  Venedik’de La Traviata üzerinde çalışırken avukat ve oyun yazarı
Antonio Somma ile tanışır. Somma’nın Verdi’ye yazmaya gönüllü olacağı libretto, Verdi’nin ‘çılgın beynimin fantazisi’ diye tanımlayacağı Maskeli Balo operası olarak 1859’da
sahnelenecektir.  Eser  konusunu 18.yy’da yankı yapan bir suikasttan alır. İsveç Kralı üçüncü Güstav’ın Sarayında, bir maskeli balo sırasında öldürülmesinin hikayesidir bu.

Giuseppe Verdi’nin La Traviata Operası’ndan Violetta'nın ‘Folie! Sempre libera’ başlıklı aryası  için örnek dinleme linki

Daha önce Fransız besteci Auber için Gustave III. adıyla kaleme alınmış ve  1833 yılında ilk kez Paris’de oynanmıştır. Ama Verdi’nin Somma’nın düzenlediği librettoyla yorumu, Paris’deki temsilleri zamanla gölgede bırakmıştır. Amelia adıyla da bilinen eser önceleri İtalya’da bir hükümdarın öldürülmesi nedeniyle sansüre uğradıysa da sonradan orjinal haliyle kabul edilmiştir. İnsan sesi ansambllarındaki üstün başarısıyla dikkat çeken Maskeli Balo Operası Verdi’nin müziğin yaratıcı gücünü kullandığı  en güzel eserlerinden biri olarak gösterilir. Bestecinin eserde kullandığı değişken tonu; Fransız operasından aldığı özelliklerle kendi doğal tarzını birleştirerek bulduğu, belirtilir.   Verdi Maskeli Balo operasında hem İtalyan operasının geleneksel kalıplarını kullanmış hem de Wagner gibi orkestrayı bir eşlik aracı olmanın ötesine götürerek eserin psikolojik ruhunu senfonik yapıyla bütünleştirmiştir. Verdi’nin tarihi-siyasi olarak sınıflandırılan Maskeli Balo Operası üç perdedir. 

Giuseppe Verdi’nin Un Ballo in Maschera Operası için örnek dinleme linkleri

Verdi,  sanatının duraklama ve yükselme dönemi olarak tanımlanan üçüncü devresinde, siyasete atılmış ve İtalyan parlementosuna üye seçilmiştir. Ama kimi kaynaklara göre siyasetten çabucak sıkılan besteci, Petersburg Saray Operasının ısmarlayacağı operayla, opera tarihine bir opera daha bırakacaktır. Verdi’nin,  Kaderin Gücü adlı bu operasının metnini Maria Piave; İspanyol yazar Saavedra’nın Don Alvaro o la fuerza del Sino: Don Alvaro ve Kaderin Gücü adlı oyunundan esinlenerek hazırlamıştır. İlk kez 10 Kasım 1862’de St Petersburg’da sahnelenen dört perdelik eser ’Grand opera- büyük opera’ türünün özelliklerini taşımaktadır. Hatta öyle ki ,  La forza del destino Operası, bütününün temsil edilmesinin güçlüğü nedeniyle  ancak bazı düet ve aryalarıyla konser programlarında yer almıştır. Verdi ilk sahnelenmesinden yedi yıl sonra Kaderin Gücü Operasını yeniden işleme gereği duymuş ve 1869 yılında Milano’da oynanan eser büyük yankı uyandırmıştır. Esere ve eserin  en tanınmış bölümü olan uvertürüne yer verelim.

Giuseppe Verdi’nin La forza del destino Operası uvertürü için örnek dinleme linki

Giuseppe Verdi’nin La forza del destino Operası için örnek dinleme linki

Verdi, sanatının 1855-1867 yılları arasına rastlayan yıllarında; gerek daha önce bestelediği operaları yeniden işleme gereği duymasından, gerekse eskisine göre daha az eser yazmasından bir duraklama yaşamıştır. Ama aynı zamanda, bu dönemde az sayıda yazdığı yeni operaları ile sanatının  bir yükseliş de yaşadığı, belirtilir. Verdi’nin bu döneminin son operası olarak kabul edilen  Paris için yazdığı  Don Carlos, Grand Opera: Büyük Opera türündeki eserlerinin en başarılı örneklerinden biri olarak kabul edilir. Konusu, Alman şairi Schiller’in aynı adlı dramından alınarak Fransız yazar ve şairleri: Joseph Mery ve Camiller du Locle tarafından işlenmiştir. İlk kez Fransızca olarak Paris’de 11 Mart 1867’de sahneye konmuştur. Beş perde olarak uzunluğuyla dikkat çeken Don Carlos Operası, 17 yıl sonra  Antonio Ghislanzoni tarafından hazırlanan İtalyanca metni ile Verdi’nin dört perde olarak yeniden düzenlediği haliyle 10 Ocak 1884’de Milano La Scala Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir. 

Giuseppe Verdi’nin Don Carlos Operası için örnek dinleme linki

Verdi’nin 1871-1892 yılları arasında ele alınan dördüncü ve son yaratış döneminin eserlerinden örnekleri dinlemeye geçmeden önce kısa bir hatırlatma yapalım: Opera tarihinde 19.yy’ın, Wagner ve Verdi ile kimlik kazandığını belirtmiştik. Yıllar önce Handel ve Bach’ın aynı yılda doğması gibi bu iki büyük besteci de birkaç ay arayla doğmuştur. Verdi, Wagner gibi operada devrim yapacak yenilikler yapmamış hatta Wagner sanatından etkilenmekten ziyade Donizetti ve Bellini gibi kendinden önceki İtalyan bestecilerden etkilenmiştir. Eserlerinde dramatik ve komik yönüyle “insan”ı ön planda tutmuştur. Dokunaklı, kolay akılda kalır melodileri, dramatik derinliği ve orkestra zenginliği ile İtalyan Bel-Canto: Güzel Şarkı sanatının en güzel örneklerini vermiştir. Çağdaşı Wagner gibi toplumsal olaylarla ilgilenmiş ve koyu bir vatansever olarak siyasi konulara yer verdiği eserleriyle  halkı coşturmuştur. Arya ve resitatiflerde yalın bir çalgı eşliği kullanması, bir parçadan diğerine geçişteki zorlamasız doğal akıcılık, Verdi operalarının teknik çizgisini oluşturur. İtalyan operalarının geleneksel yapısı içinde görülen belirli bir şancı için yazılmış aryalar, bariton rollerin ön plana çıkması, soprano ve tenor rollerinin anlatıcı olması ve temel karakterlerden en az birinin son sahnede ölmesi operalarının ortak özelliği olarak gösterilir. Verdi, bazı müzik çevrelerince melodik çizgilerinin zaman zaman bayağılaşmasıyla da eleştirilmiştir. Ama olgunluk döneminde bile, hâlâ sanatını kusursuzlaştırma çabaları içinde olmasıyla da takdir edilmiştir. Seksensekiz yıllık yaşamına otuz kadar opera sığdıran bestecinin eserleri, 1960’lardan sonra daha iyi değerlendirilmiş, hemen hemen bütün operaları plağa kaydedilmiş ve dünya opera repertuarlarının vazgeçilmez eserleri olmuştur. Günümüzde, en bilinen opera aryaları Verdi’nin operalarındandır. Bazı müzik çevrelerine göre yaşadığı çağ romantizmi yansıtsa da Verdi; dünyasal olaylara eğilişi, dolaysız ve yalın anlatımıyla ve hatta doğaya özel bir önem vermesi ile romantik olmaktan çok klasik bir besteci olarak da gösterilir. Eserleri ilk denemeleri ve son operası Falstaff dışında ciddi türdedir. Verdi İtalyan operasında teknik anlamda bir yenilikten  çok dramatik derinliğe ulaşma konusunda çaba göstermiştir. Bu derinliğe söz ve ses bileşimiyle ulaşacağına inanmış ve zamanla sahnenin genel yapısını oluşturan perspektifi de ekleyerek neredeyse Wagner’in opera için yaptığı tanıma: ‘Sanatlar Bileşimi’ anlayışına  yaklaşmıştır. Bu anlamda Schiller, Hugo, Scribe, Dumas, Byron, Shakespeare ve Boito’nun eserlerinden uyarlanan operalarının librettoları üzerinde kendi de çalışmış, hatta kimi zaman aynı konuyu farklı librettistlerle denemiştir. 

Verdi, 1871-1892 yılları arasında ele alınan dördüncü ve son yaratış dönemi’nin eserlerinden Aida operasını Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın siparişi üzerine yazar. Paşa, 1869 yılında Süveyş kanalının  ve Kahire’de bir opera binasının açılışı şerefine uluslararası bir kutlama töreni için Verdi’den bir opera bestelemesini istemiştir. Bunun üzerine
Verdi, yeni opera binasının açılışına yetişemese de Aida operasını kaleme almış ve eser ilk kez 24 Aralık 1871’de Kahire’de Mehmet Ali Tiyatrosunda sahnelenmiştir. Verdi’nin ellisekiz yaşında yazdığı Aida operası’nın librettosu, Mısır tarihiyle ilgili eski bir konudan alınmıştır. Fransız Mısır bilgini Edouard Mariette’nin düzenlediği, eski mısır tabletlerinde yazılı olan bu aşk öyküsünün Fransızca metnini Camille du Locle kaleme almış daha sonra Antonio Ghislanzoni İtalyancaya uyarlamıştır.  Verdi’nin son operalarından ve en önemlilerinden biri olan Aida; canlı karakterleri, ‘büyük opera’ türüne özgü görkemli yapısı,  melodik dokunun ve orkestra renklerinin zenginliği ile ölümsüz bir eser olarak tarihe geçmiştir.
 

Giuseppe Verdi’nin Aida Operası için örnek dinleme linki

Verdi Aida operasından sonra uzun yıllar çalışmalarına ara vermiştir. Öyle ki müzik çevrelerinde, yetmişdört yaşına gelen bestecinin artık yaşlandığı ve besteciliğe veda ettiği düşüncesi doğmuştur. Oysa büyük besteci, Aida’dan onaltı yıl sonra yazdığı Othello operası ile bir kez daha müzik dünyasını sarsacaktır. Verdi,  Boito’nun, Shakespare’in aynı adlı trajedisinden esinlenerek hazırladığı libretto üzerinde bir yıl düşünmüş ve nihayet Boito’ya şu notu göndermiştir: “İnsana imkansız gibi gelen bir şey bu, fakat gerçeğin ta kendisi. Yazıyorum, evet yazıyorum'' On ay sonra da 1 Kasım 1886'da Othello’nun notalarını tamamlamıştır. Othello, geleneksel aryalarla kesilmeyen müziğin, perdeler arasındaki sürekli akıcılığı ile olağanüstü anlatım gücünün eşsiz bir örneği olarak opera tarihine geçecektir. İlk kez 5 Şubat 1887’de Milano’da sahnelenen eser,  dört perdedir.
 

Giuseppe Verdi’nin Othello Operası için örnek dinleme linkleri

Verdi’nin 21 yıla uzanan son yaratış  döneminin, son operası Falstaff’dır. Seksenli yaşlarına yaklaşırken kaleme aldığı Falstaff, Verdi’nin,  gençlik yıllarında bestelediği ‘Un Giorno di Regno:Bir Günlük Kral’ operasından 52 yıl sonra yazdığı  ikinci komik unsurlar taşıyan operasıdır. Daha çok lirik-komik olarak tanımlanan  eserin librettosunu, Shakespare’in ‘The Merry Wifes of Windsor: Windsor’un Şen Kadınları’ adlı komedisinden esinlenerek Arrigo Boito hazırlamıştır. Bazı müzik çevrelerine göre Verdi bu son yaratısında, hem romantik çağı hicveder hem de Verdi ciddiyetinden vazgeçmez. Bazı müzik çevrelerine göre ise, besteci; Rossini, Nicolai gibi İtalyan öncüllerinden hatta çağdaşı Wagner etkisinden uzak, farklı bir buffo türü yaratma kaygısındadır. İngiliz müzik bilgini Wilfrid Mellers’e göre Falstaff, Beethoven’in müziğindeki bazı kuruluş benzerliklerini de taşımaktadır. Müzik çevrelerinin ortak görüşü ise; Verdi’nin, Falstaff ile, sanatının zirvesinde ve ilerlemiş yaşında artık  hayata esprili bir yaklaşımla baktığı ve böylece opera kariyerini noktaladığıdır. İlk kez 9 Şubat 1893’de Milano’da sahnelenen eser üç perdedir.
 

Giuseppe Verdi’nin Falstaff  Operası için örnek dinleme linki

YARARLANILAN KAYNAKLAR: 
- Opera Tarihi, Prof .h.c. Cevad Memduh ALTAR, Kültür Bakanlığı Yayınları, 3.Baskı,Mart 1993,Ankara
- History of Opera, Stanley SADIE,February 1, 1990
- The Penguen Opera Guide, Amanda HOLDEN, Nicholas KENYON, Stephan WALSH,December 1, 1995
- Klasik Müzik Kolleksiyonu, VERDİ, Boyut Yayınları-19
- Zaman İçinde Müzik, Evin İlyasoğlu, Yapı Kredi Yayınları,1994
- Düyaca Ünlü Müzisyenler De Çocuktu, Akif Saydam,Arkadaş Yayınevi,1989
- Ünlü Bestecilerin Hayat Hikayeleri, Henry Thomas, Dana lee Thomas, Doğan Kardeş Yayınları,1968
- Müzik Sanatının Tarihsel Serüveni, Cavidan Selanik, Doruk Yayınları,1996
- Müzik Tarihi, İlhan  MİMAROĞLU, Varlık Yayınları, 5.Basım,1995
- Müzik Ansiklopedik Sözlük, Vural Sözer, 4.Basım,Remzi Kitabevi,1996
- Ve çeşitli CD kitapçıkları