Tahsin İncirci’nin ardından

Dün gece saat 2‘de okudum soL’da; Tahsin ölmüş…

CEMİL FUAT HENDEK

Galiba artık üzülmüyorum eskisi gibi ölüm haberlerine. En son Akademi’de Bedri Rahmi atölyesinden can arkadaşımız ressam Yusuf’a ağlamıştım. İki gün akşamları balkona çıkıp, sessiz gözyaşı dökmüştüm.

Derken Naci yoldaşım gitti. Üzülmedim, onca iş varken önümüzde, çekip gitmenin alemi var mıydı diye kızdım.

En son Doğan beni derinden yaraladı. Yoldaşım, benden tam on yedi yaş gençti. Sırasız olan, hançer misali saplanıyor yüreğe. Telefon numarasını halen silemedim cebimden, sanki her an arayabilecekmiş gibi.

Fakat dedim ya, galiba artık üzülmüyorum. Faydası yok ecele. Geleceği belli olana yaklaşıyoruz hep birlikte. “Hanımlar, beyler, çıkışa doğru ilerleyelim lütfen!“

Herkes bilmeli: Önemli olan ölmen değil, nasıl yaşadığın.

Tahsin’i çok yakından tanımazdım, özel bir hukukumuz olmadı. Hani şu aynı parti saflarında mücadele ederken, eylemlerde arada bir yan yana gelişlerdeki sevecen tokalaşmalar, kucaklaşmalardan ibaretti ilişkimiz. Ardından o Berlin’e, ben de Batı’da oradan oraya koşturmaya. Ama ne önemi var? O kadar çok anı kaldı ki geriye. Eksiksiz her etkinliğimizde, ister gelsin, ister gelmesin, o vardı. Bestelediği işçi marşlarıyla, türkülerle… Onun melodileriyle, yoldaşlarımız ve parti dostlarıyla kurduğu ATTF Korosu'ndan yükselen seslerle coştuk, binlerce insanı coşturduk. Aklımız, yüreğimiz ve ciğerimiz yettiğince o koroya eşlik etmeye çalıştık. Koronun kaseti halen çekmecemizde. Parti likide edildikten sonra da eşim İzel istisnasız her 1 Mayıs sabahı aileyi o kasetteki 1 Mayıs marşını, hemen ardında da Tahsin İncirci'nin bestesini işçi sınıfımıza armağan ettiği "Türkiye İşçi Sınıfına Selam" ve "İşçi Yürüyor Baştan" marşlarını çalarak uyandırdı yıllar boyunca. O şarkı ve marşlar bilgisayarımda da duruyor. Bugün de çalıyoruz her fırsatta, yürüyüşlerde, mitinglerde, toplantılarda…

Kimsenin hakkını yemiş olmayayım ama, henüz o korodan daha iyisinin geldiğini düşünmüyorum. Bu değerlendirmem, çaba gösterdiğini gözlemlediğim genç sanatçı yoldaşlarımın cesaretini kırmasın. Aksine onlara yeni bir enerji kaynağı olsun. Tahsin İncirci’yi düşünsünler.

O da gökten zembille inmedi. Bugün hâlâ severek dinlediğimiz o şarkı ve marşların arkasında nasıl bir kararlılık, nice günler ve geceler boyu verilen emekler, ne çok alınteri vardı. Çok belirleyici olan başka ne vardı dersiniz? Ona yolları döşeyen, kapıları açan Partisi vardı! Yoldaşları vardı! Korosunu kuran, Almanya’nın her yerinde onu yığınlarla kucak kucağa getiren…

Evet, genç müzisyen yoldaşlarım Tahsin İncirci’yi düşünsünler, bu değindiklerim ışığında..