Salgının görünmeyen yüzleri, sığınmacı işçiler anlatıyor...

'Salgından üç gün sonra işten çıkardılar. Zaten sigortasız çalıştırılıyoruz... Her tür ihtiyacı karşılamakta zorluk çekiyoruz. Eldivenimiz maskemiz zaten yok. Sadece çok önemli ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz.'

Sevra Özgür - Ali Ufuk Arikan

Salgın öncesi de oldukça kötü koşullarda, güvencesiz çalıştırılan sığınmacı işçiler, salgınla birlikte ya çok daha kötü koşullarda ve büyük risk altında çalıştırılıyor ya da hiçbir hak tanınmadan kapının önüne konuyor.

Evine ekmek götürmek için kağıt toplayan ve bu nedenle ceza yiyen de var, çalıştığı iş yerinin salgın gündemi nedeniyle hiçbir hakkını ödemeden kapının önüne "kolayca" koyduğu işçi de...

Kirasını ödeyemediği için ev sahibiyle konuşmaya çalışan ancak "benim sorunum değil" yanıtı alan, sigortasız ve düşük ücretle çalıştırılıp ilk fırsatta işten çıkarılan sığınmacı işçiler, salgın günlerinde yaşadıklarını soL'a anlattı.

'KORONADAN ŞÜPHELENDİLER, ÜÇ GÜN DAHA ÇALIŞTIRIP İŞTEN ÇIKARDILAR' 

Bir mobilya imalatı atölyesinde çalışan Ahmet (50), “Ben ve iki genç Suriyeli işçi sigortasız olarak çalıştırılıyorduk. Zaten Suriyelilere sigorta yapmak suç gibi… Yasak olan sigortasız çalıştırmak değil sigortalı çalıştırmak gibi davranıyorlar” diyor, çalıştığı iş yerinde tüm sorumluluğun verildiği oğlunun da sigortasının yapılmadığını aktarıyor.

Zaten tansiyon hastası olduğunu, salgın yeni başladığı sırada iş yerinde şiddetli baş ağrısı yaşadığını ve kustuğunu aktaran Ahmet, iş yerinin buna hiç de şaşırtıcı olmayan tepkisini şöyle aktarıyor: Korona olduğumdan şüphelendiler. Bana ‘eve git dinlen, biz seni ararız’ dediler. Birkaç kişiyi daha iş yerinden eve gönderdiler o gün.  Daha sonra aradılar, gidip 3 gün daha çalıştım. İyiydim ama 3 gün sonra alacağımı verip işten çıkardılar beni. ‘İhtiyacımız yok’ dediler.

'HİÇBİR ŞEYDEN KORKMUYORLAR, İSTERSENİZ DAVA AÇIN DİYORLAR'

Salgın günlerinde işsiz kaldığını vurgulayan Ahmet, “İşsizlik maaşı da alamıyoruz çünkü zaten sigortamız yok. Hiçbir hakkımız yok. Çok fazla Suriyelinin hakkını yediler, çalıştırdılar sonra tanımıyormuş gibi yaptılar ve “isterseniz dava açın” dediler. Hiçbir şeyden korkmuyorlar” diyor.

Salgın günlerinde en temel ihtiyaçlarını karşılamakta da zorlandıklarını aktaran Ahmet, “Sadece temizlik maddesi değil her türlü ihtiyacımızı karşılamakta zorluk çekiyoruz. Evden çıkmak bile pahalı, yol parasını bile hesaplıyoruz. Eldivenimiz maskemiz zaten yok. Sadece çok önemli ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışıyoruz” ifadesini kullanıyor.

'ÇOK KÖTÜ KOŞULLARDA OLANLAR VAR'

Ankara’da bir fabrikada çalıştığını aktaran Suriyeli işçi Abdullah ise, salgın başlamadan hemen önce işe başladığını, sigortasının da yapılmadığını aktarırken, salgın günlerinde işten çıkarıldığını dile getiriyor.

Çalışma izni için yaptığı başvuruya yanıt gelmediğini, dosyalarının işleme konulmasının salgın gündemi nedeniyle tamamen askıya alındığını aktaran Abdullah, Suriyeli işçilerin neler yaşadığını şöyle aktarıyor:

Çok kötü koşullarda olanlar var. Çöp toplayarak geçinenlere polis “çalışma, 2 bin 300 lira cezası var” dedi. Evlerinde oturuyorlar, ne yesinler, ne içsinler?

'KAĞIT TOPLAYARAK GEÇİNİYORUM, 2 BİN 300 LİRA CEZA YAZDILAR'

Söz konusu cezayı aldığını belirten kağıt toplayıcısı Muhammed ise, “Evet ben bu cezayı aldım. Kağıt toplayıcılığı ile geçiniyorum. 2.300 lira ceza yazdılar. ‘Bir daha yaparsan 3 bin lira ceza yazarız’ dediler. Nasıl geçineceğiz, ne yapacağız bilmiyorum…” diyor.

Bir inşaatta çalışan Suriyeli işçi Abdülvahap ise, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

İnşaat işçileri zaten kışın çalışmaz. Birkaç ay çalıştırmak için kimse çalışma izni çıkarmaz, sigorta yapmaz. Bizim tam işimizin başladığı aylarda salgın çıktı. Yeni işe başladım, bir hafta sonra işten çıkardılar salgın nedeniyle. Çalışma iznimiz yok, hukuki yol da kullanamayız.

'BİZ KİMSEDEN MAAŞ FALAN ALMIYORUZ, BU CANIMIZI SIKIYOR'

“Suriyelilerin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlandığı, devletten maaş aldığı” söylentilerine de yanıt veriyor Ahmet:

Evet, biz Türkiyeliler gibi hastaneye gidebiliyoruz ve eczaneden ilaç alabiliyoruz. Bunun için Türkiyeliler gibi bir fark ödüyoruz. Ama maaş meselesi bizim canımızı yakıyor. Biz hiç kimseden maaş falan almıyoruz. Alan aileler var. Ama bunun koşulları çok ağır; küçük bebeklerin olacak, çalışamayacak hastalığın olacak… Ev kiramızı ödediklerini de söylüyorlar, yok öyle bir şey herkes kendi emeğiyle yaşıyor.

'ZATEN KÖTÜYDÜ, DAHA KÖTÜ OLDU...'

AKP’nin ve MHP’nin sürekli destek verdiğini öne sürdüğü Iraklı Türkmen işçiler de salgın koşullarında büyük zorluklar çekiyor.

Yaşadıkları zorlukları soL’a anlatan İbrahim, “Salgın yüzünden birçok arkadaşım işten çıkarıldı. Hepimiz de sigortasız olarak çalıştırılıyoruz. Beni de önce iki hafta ücretsiz çıkardılar, sonra yeniden başladım. Durumu çok daha kötü olan arkadaşlarım var. Kalabalık yaşayan aileleriz, salgın öncesi zaten kötüydü işler, daha kötü oldu her şey” diyor.

'KİRA İÇİN EV SAHİBİYLE KONUŞTUM, 'BENİM SORUNUM DEĞİL' DEDİ'

Salgın nedeniyle birçok göçmen işçinin işsiz kaldığını aktaran Eşref ise yaşadıklarını şöyle anlattı:

Bizi hemen para vermeden işten çıkarıyorlar. Çok büyük sıkıntı çeken aileler var bu nedenle. Ben yine de işime devam edebildim ama işten çıkarılan çok sayıda arkadaşım oldu. Bizim evde de işsiz kalanlar oldu. Kira için ev sahibimle konuştum ama “benim sorunum değil” dedi.

'PARANIZ YOKSA HİÇBİR ŞEYDEN KORUNAMAZSINIZ'

Salgın öncesi bir ahşap atölyesinde çalışan Rami de salgından hemen sonra işsiz kalanlardan. Asgari ücretten daha düşük bir maaş alan ve sigortasız çalıştırılan Rami, iş yerinde Suriyelilere çok kötü davranıldığını, ırkçılığa maruz kaldıklarını belirtirken, şu an yaşadığı durumu ise şöyle anlatıyor:

Salgın gündemi başlayınca işten çıkarıldım. Çok fazla Suriyeli işten çıkarıldı. Sadece maaşımızı aldık tazminat falan yok. İşsizlik maaşına başvuramayız. Bizi kimse savunmaz hukuki yol falan yok bizim için. Zaten isterseniz dava açın diyorlar.

Benim iki çocuğum var, evde işsiz oturuyorum. Salgından nasıl korunalım? Paranız yoksa hiçbir şeyden korunamazsınız.