Sağlık emekçileri ölüyor, meslek hastalığı ve iş kazası talebine yanıt dahi verilmiyor

Salgın dolayısıyla başta sağlık emekçileri olmak üzere birçok işçi çalıştığı iş yerlerinde yakalandığı salgın nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu ölümlerin iş kazası/meslek hastalığı sayılması talebine SGK'dan patronların talebi sonrası olumsuz yanıt gelirken, konuya ilişkin tepkilerin iletildiği Bakanlık ise sessiz kalmaya devam ediyor.

Haber Merkezi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından önceki gün yaptığı açıklamada "Sağlık kuruluşlarımızda 29 bin 865 sağlık çalışanı virüse yakalandı. Ne yazık ki 52 sağlık çalışanımızı yitirdik" ifadesini kullandı.

Bakan Koca'nın açıkladığı ölüm sayısı, sadece TTB'nin kendi olanaklarıyla topladığı 72 sayısının bile altında kalırken, bu verilerde de karartma yapıldığı iddiaları gündeme geldi.

Sağlık emekçilerinin salgına yakalanma sayısının bu kadar yüksek olması, ölümlerin son dönemde giderek artması, AKP'nin salgını meslek hastalığı ve iş kazası saymama yönündeki kararını yeniden gündeme getirdi.

Mayıs ayında patronlar eliyle verilen karar

Salgının başından bu yana sağlık emekçileri, pandemi kaynaklı hastalıkların ve ölümlerin meslek hastalığı/iş kazası olarak kabul edilmesini talep ederken, bu konuda ilk resmi karar Mayıs ayında geldi.

Alınan kararın ayrıntısı da oldukça dikkat çekiciydi.

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nin resmi hesabından yapılan paylaşımda, EOSB'nin de aralarında bulunduğu patron kurumlarının girişimiyle, Covid-19'un iş kazası ve meslek hastalığı olarak değerlendirilmemesi kararı verildiği açıklandı.

Karara tepki geldi, Bakanlık SGK'den bilgi istedi ama...

Genel Sağlık-İş Sendikası Başkanı Zekiye Bacaksız bir hastalığın meslek hastalığı olup olmadığına SGK'nın değil Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun (SSYSK) karar verebileceğini söyledi, bu kurulun bir an önce toplanmasını talep etti.

Bu talebe Sağlık Bakanlığı'ndan verilen yanıtta, Covid-19 salgınının, yeni bir alt tipe bağlı ortaya çıkan koronavirüs hastalığı olmasından dolayı sahada yürütülen işlemlerin iş kazası mı yoksa meslek hastalığı mı olarak tanımlanacağı konusunda oluşan tereddütlerin Sosyal Güvenlik Kurumunca değerlendirilerek Sağlık Bakanlığı’na ivedilikle ulaştırılmasının istendiği iletildi.

Ancak bu "ivedi" cevap aradan aylar geçmesine rağmen henüz verilmiş değil.

TTB çağrı yapmıştı

SGK'nin konuya ilişkin kararına tepki gösteren TTB, salgın dolayısıyla yaşanan ölümlerin bir an önce meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini talep ediyor.

TTB'den konuya ilişkin yapılan açıklamada, hekimlere çağrıda bulunulmuştu:

Ülkemizin her yanında aralıksız olarak sağlık hizmeti sunan hekimler ve diğer sağlık çalışanları önemli zorluklara karşın hizmet sunmaktadır. Bir yandan kapasiteyi aşan hasta yoğunluğu, diğer yandan yeterli kişisel koruyucu donanıma erişilememesi nedeniyle her geçen gün daha çok sağlık çalışanı Covid-19 tanısı almaktadır.

İş kazası, işyerinde veya işten kaynaklanan ani bir olayın kişiye zarar vermesi; meslek hastalığı ise işe bağlı maruziyet sebebiyle çalışanda zaman içinde bir hastalığın ortaya çıkması olarak tanımlanabilir.

Çalışanların, çalışırken veya işten kaynaklı olarak yaralanması veya hastalanması iş kazası veya meslek hastalığı olarak kabul edilir. Kamu veya özel sağlık kuruluşlarında olması arasında bir fark olmaksızın, sağlık çalışanının diğer mesleki maruziyetlerin yanı sıra, Covid 19 tanısı alması durumunda da iş kazası veya meslek hastalığı bildiriminde bulunulmalıdır.

Covid-19 ile bağlantılı olarak gelişen olayların iş kazası olarak bildirimi yapılmalıdır. Örneğin, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışan (güvenlik, hizmetli, şoför, sekreter, vb.)  birinin solunum yollarına, göz mukozasına ya da açık yaralarına hastanın öksürük, hapşırık ve diğer vücut sıvılarının sıçraması ya da bulaşması halleri iş kazası bildirimi yapılması gereken durumlardır.

Ani gelişen bir olaya ilişkin herhangi bir saptama olmasa da, sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışanların Covid-19 tanısı almaları durumunda, hastalığın yapılan işle yakın bağı gözetilerek, meslek hastalığı bildirimi yapılmalıdır.

İş kazası veya meslek hastalığı bildirimi, teşhisi koyan hekim tarafından MEDULA sistemindeki iş kazası veya meslek hastalığı bildirimiyle ilgili bölümün işaretlenmesi ve ilgili bilgilerin girilmesi suretiyle yapılır. İş kazası bildirimi olgunun aktarılması, meslek hastalığı bildirimi ise tıbbi bir durum tespitidir. İş kazası veya meslek hastalığı sebebiyle çalışanların meslekte kazanma güçlerinde kayıp olması durumunda, buna bağlı olarak tazminat süreçlerinin yürütülmesi mümkün olabilecektir. Ancak bundan bağımsız olarak, sağlık sistemindeki Covid-19 kaynaklı iş kazası ve meslek hastalıkları olgularının saptanabilmesi ve alınması gereken ek önlemlerin belirlenebilmesi için bu bildirimlerin yapılması büyük önem taşımaktadır.

Meslektaşlarımıza saygıyla duyururuz.

Aile Hekimlerinin maaşı düşürülüyor

Salgın kaynaklı olarak evde karantinaya alınan çok sayıda aile hekimi bulunuyor.

Bu aile hekimlerinin tamamı, karantinada kaldıkları süreç boyunca yerlerine bakacak bir hekim bulamadıkları durumunda maaş kesintisine maruz kalıyor.

Bu konuda defalarca açıklamada bulunan, konuya ilişkin bir an önce çözüm bulunmasını talep eden aile hekimleri derneklerinin taleplerine şu ana kadar tek bir yanıt dahi verilmemiş durumda.

Fabrikalarda da durum aynı

Türkiye'de birçok fabrikada, atölyede işçiler oldukça kötü çalışma koşulları nedeniyle salgına yakalanıyor, yaşamlarını yitiriyor.

AKP'nin patronlara desteğiyle bu yaşanan ölümler de iş kazası/meslek hastalığı kapsamına alınmıyor, böylece patronların bir "mali yük" altına girmesine engel olunmak isteniyor.

İş kazası ya da meslek hastalığının sağladığı haklar

*Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.

Bu ödenek hastalık halinde de veriliyor, sağlık raporu alınınca ödenen rapor parasını ifade ediyor.

*Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.

Hastalık sayılmasından farklarından ilki bu. Bu gelirin bağlanabilmesi için tedavi sonrası meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış olması gerekiyor. Yani geçirilen hastalığın etkisinin sonrasında da devam etmesi ve kalıcı etki bırakması halinde önem kazanan bir gelir.

*İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması (Ölüm Geliri).

İkinci ve en önemli fark bu. İş kazası/meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm geliri bağlanıyor ve ölen sigortalı açısından sigorta süresi, prim gün sayısı gibi herhangi bir koşulu yok. Sadece gelir bağlanacak olan hak sahipleri için şartlar var.

*Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.

3.maddedeki ölüm gelirine bağlı bir hak. Ölüm geliri alan kız çocukları evlenmeleri halinde alıyorlar.

*İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.

Son farkı da bu. İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için yine prim ödeme gün şartına bakılmaksızın hak sahiplerine cenaze ödeneği veriliyor.

İş kazası ve meslek hastalığı söz konusu olunca işverenin yükümlülük ve sorumluluğu da gündeme geliyor. SGK, iş sağlığı ve güvenliği yönünden gerekli tedbir ve önlemleri almayan işverene rücu ederek iş kazası/meslek hastalığı kapsamında sigortalı/hak sahiplerine ödediği gelir ve ödenekler ile sağlık giderlerini tahsil edebiliyor.