Ankara'nın Bahçelievler semtinde bulunan 15. sokaktaki 56 numaralı apartmana gelen ülkücü katillerin,TİP'li gençleri vahşice katletmesinin üzerinden 42 yıl geçti.
8 Ekim 1978 tarihinde Ankara Devlet Mimarlık Akademisi öğrencisi Hürcan Gürses, Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Efraim Ezgin, Hacettepe Üniversitesi İstatistik bölümü öğrencisi Latif Can ve Osman Nuri Uzunlar evde bulunuyordu. Silahlı faşistler beş genci bayılttıktan sonra eve gelen iki devrimci Faruk Erzan ve Salih Gevence ile birlikte 6 TİP’li genç vahşice katledildiler.
Katliamdan ağır yaralı olarak kurtulan ODTÜ Elektrik bölümü öğrencisi Serdar Alten ise 17 Ekim günü tedavi gördüğü Hacettepe Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
Katledilen 7 gençten 3’ü TİP'in 7-8 Ekim 1978’de 2 gün süren yedinci İl Temsilciler Toplantısı'na katılmak için Bursa’dan Ankara'ya gelmişti.
Behice Boran: 'Silahımız partimizdir'
Katliamda yaşamını yitiren Salih Gevenci ve Faruk Ersan için Ankara'da cenaze töreni yapıldı. Törenin ardından Genç Öncü Derneği’nde konuşan TİP Genel Başkanı Behice Boran, "Katiyen onların silahları ile cevap vermeyeceğiz. Bizim silahımız Parti’dir” sözlerini sarf etti.
Haluk Kırcı vahşeti anlatıyor: 'O gecenin yaşanması gerekiyordu'
Katliamın sorumlularından Haluk Kırcı, bugünlerde elini kolunu sallayarak geziyor ve sorumlularından olduğu vahşeti, ''Kapı açılır açılmaz içeri girdik, hepsini yere yatırdık. Ne yapacağımız konusunda talimat almak için Abdullah’a (Çatlı) birini gönderdik. Abdullah eter ve pamuk verip, “Hepsini teker teker bayıltıp öldürelim” demiş. Dışarı çıkıp arabada bekleyen Abdullah’la konuştum. ‘Evde öldürmek zor olacak, ikişer ikişer götürüp öldürelim’ dedim, ‘olur’ dedi. İki kişiyi büyük reis’in arabasına bindirip Eskişehir yoluna götürdük. Müsait bir yer bulup ikisini de yere yatırıp üçer el kafalarına ateş ettik. Geri döndük. Böyle zor olacağını anlayınca Abdullah, ‘tek tek boğalım bunları’ dedi. Bir tanesini zorla boğdum, diğer dördünü bu şekilde öldürmek de zor olacaktı. Arkadaşları gönderdim. Sonra da sedirin üzerinde bulunan dört kişiye yakın mesafeden ateş ederek mermilerin hepsini boşalttım. Silahı da götürüp Abdullah’a verdim'' sözleri ile anlatıyor.
Çatlı, Kırcı, Çiftçi...
Bahçelievler Katliamı'nın planlayıcısı olan Abdullah Çatlı hakkında katliamın planlayıcısı suçlamasıyla 1982’de gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Aldığı cezalardan kaçmayı "başaran" Çatlı, Fransa ve İsviçre’de uyuşturucu, sahte pasaport suçlarından tutuklu kaldı. 1990’da İsviçre’de tutuklu bulunduğu cezaevinden firar etti, Türkiye’ye sahte pasaportla girdi. Çatlı, 3 Kasım 1996’da Susurluk kazasında öldü.
Sayısız cinayet işleyen ve Bahçelievler katillerinden olan Haluk Kırcı ise 1988'de idama mahkûm edildi. 1991 tarihinde Bursa Cezaevi'nden şartlı olarak tahliye edildi, “bir yanlışlık” olduğu anlaşılınca tekrar aranmaya başlandı. 1996'da İstanbul'da yeniden yakalandı, aynı gün firar etti. 1999'da yakalandı, “Susurluk çetesine üye olmak” suçundan 4 yıl hapse mahkûm oldu. Kırcı, bu süreçte de 2 kez “yanlışlıkla” tahliye edildikten sonra en son 2005 yılında Kartal Cezaevine girdi, 28 Mayıs 2010 tarihinde salıverildi.
Katliamın bir diğer sorumlusu İbrahim Çiftçi ise serbest bırakıldıktan sonra savcı Doğan Öz'ü katletti. Ceza almadan tekrar salıverilen Çiftçi, MHP Genel Başkanlığı'na da aday oldu.
Son tutuklu katillere AKP jesti
Bahçelievler Katliamı'nın sorumlularından ve 7'şer kez idam cezasına çarptırılmış olan Bünyamin Adanalı ve Ünal Osmanağaoğlu'nun idam cezaları, idamın kaldırılmasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmişti.
AKP'nin 2012 yılındaki 3. Yargı paketinin ardından Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Adanalı ve Osmanağaoğlu hakkında cezanın infazının durdurulmasına karar verdi.
Böylece katliamın son tutuklularını da AKP serbest bırakmış oldu.
Haluk Kırcı TV programlarında boy gösteriyor
Yıllarca korunan, serbest bırakılan katliamcı faşistlerden Haluk Kırcı, bugünlerde TV programlarında dahi kendine yer bulabiliyor.
Geçtiğimiz aylarda Haber Global'de bir televizyon programına katılan Haluk Kırcı, programda sarf ettiği sözler nedeniyle büyük tartışmalara neden olmuştu.
Kırcı programda ''Neden katliam yaptınız?'' sorusuna, ''Katliam katliam denilip geçiliyor. Sanki başka katliam olmadı Türkiye’de. Hep Bahçelievler ön plana çıkarıldı. İstanbul’da 1 Mayıs Mahallesi’nde 5 işçi ülkücü diye öldürüldü. Adana’da 5 tane ülkücü öğretmen öldürüldü. Bahçelievler katliam değildir. Biz öldürülen iki arkadaşımızın intikamı için oraya gittik” sözleri ile cevap vermişti.
Saygıyla anıyoruz...
42 yıl önce faşist katiller tarafından katledilen 7 TİP'li genci bir kez daha saygı ile anıyoruz.
